Denizli’de
Taşeron Karayolu işçilerinin her ayın 15’inde aylık ücretlerini almaları
gerekirken ücretlerini geç aldıkları ve fazla mesai ücretlerinin de
ödenmediğini belirten Mahir Akbaba, "Bugüne kadar oturma eylemi, iş
bırakma gibi eylemlerle seslerini duyurmaya çalışan işçilerin mağduriyeti,
Taşeron firmanın sürdüğü çeşitli mazeretlerden ötürü devam ediyor. İş başı
yaptırırken 3 yıl boyunca düzenli çalışma ve zamanında maaş ödeme vaat edilse
de işçiler çalıştıkları 3 ay boyunca parça parça toplamda bir maaş alabildiler.
80 sat mesai yaptırılıyor, 20 saat maaş veriliyor, 60 saat izinli
gösteriliyorlar" dedi.
Sorunun
sadece Denizli ile sınırlı kalmadığını Aydın, Manisa, Muğla ve İzmir’de çalışan
işçilerin de aynı sıkıntıyı yaşadığını ifade
eden Akbaba, "Kış döneminde ayda 80 saat mesai yapan ancak 20 saat mesai
ücreti alabilen ve her geçen yıl mesai ücretleri düşürülen işçilerin taşeron
firma tarafından daha fazla kar edebilmek adına can güvenlikleri, sağlıkları ve
hakları hiçe sayılıyor. Üzgünler, mutsuzlar, umutsuzlar. Taşeron şirketler
suçu, Karayolları Bölge Müdürlüğü'ne atıyor, Müdürlük maaş alamadıkları için
zorluk yaşayan işçilere ödemeleri zamanında yapmamasına krizden kaynaklı
gerekçeler gösteriyor, ödenek bulunamadığını belirtiyor. Karayolları Genel
Müdürlüğü ise sessiz kalmayı tercih ediyor, sorunun çözümü olmak yerine kaynağı
olmaya devam ediyor. Krizin faturası bir kez daha işçilere kesilmiş oluyor! Kazanılmış
hakları gasp ediliyor" diye konuştu.
Akbaba,
"Maalesef, 'KHK’lar ile taşeronu bitirdik, kadro almayan kalmadı' diyerek
şov yapanların, halkı kandıranların olduğu bir ülkedeyiz, oysa ki gerçek; kadro
sözünün tutularak kadroya geçirilmeyi bekleyen taşeron karayolu işçilerinin
hüsrana uğramaları ve bırakın kadroyu gece gündüz demeden çalışmalarına rağmen
ödenmeyen maaşlar nedeniyle aileleriyle birlikte mağdur edilmeleridir. Hükümet
kamuda taşeron çalışmayı bitirdiğini iddia etse de işçileri mağdur etmeyi
sürdürüyor. Yıllardır; yol bakım, onarım, yama hizmetleri, temizlik, peyzaj,
karla mücadele, tünel işletmeciliği gibi nasıl her koşulda çalışıyorlarsa her
koşul ve şartta da maaşlarının, fazla mesailerinin, emeklerinin ve alın
terlerinin karşılığının verilmemesi tam bir hayal kırıklığıdır, iktidar adına
endişe vericidir" ifadelerini kullandı.
Yaşatılan
bu sorunun bir an evvel sonlandırılması gerektiğinin altını çizen Akbaba, "Amasız
fakatsız tüm Taşeron Karayolu İşçilerine hem verilen sözlerin tutulması hem de
maaşlarının ve fazla mesailerinin ödenmesi gerekmektedir; ailelerin nefes
alması sağlanmalıdır. Önümüz kış bu işçiler ne yakacak, nasıl ısınacak, kira,
yiyecek, çocukların okul masrafları, faturalar, bakkal, kredi kartı borçları…
psikoloji mi dayanır, sinir mi kalır? Böyle bir duruma sebep olanlarsa,
ayaklarını uzatıp sıcacık yuvalarında nasıl rahat uyuyacak? Her alanda olduğu gibi
karayolları da iyi yönetilemiyor. Kaynaklar işçinin maaşını ödemek yerine kim
bilir nerelere aktarılıyor? İktidar kendi insanına hiç acımıyor! Birileri işten çıkarılıyor, birileri işe
alınıyor; ama zihniyet aynı: çıkarılanların yerine alınan işçilere de ödeme
yapamayacaklar, o işçiler de aynı sorunları yaşayacaklar. Bir süre sonra yine
ödeme alamayınca çıkışlarını verecekler. Taşeron çalışma sistemi oldukça bu
böyle sürüp gidecek. Şirket “ Ben nasıl olsa devletten paramı alacağım “
mantığıyla hareket edecek. İhalede işçi sayısının belirli olmamasından
faydalanacak. Daha az masraf daha çok kar hırsıyla bu süreci yürütme derdinde
olacaklar. İşçilerin yaşadıkları sorunları ise ne Karayolları Bölge Müdürlüğü,
ne Karayolları Genel Müdürlüğü ne de hükümet umursamayacak. Ama ne işçiler ne
bizler pes etmeyiz, birileri hak yeme konusunda nasıl idmanlıysa, biz de
mücadele konusunda idmanlıyız, haklarını alana dek yanlarında olacağız"
dedi.