Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi
Denizli’de de artan kadın cinayetlerine karşı kadınlar tek ses oldu. Kırıkkale
vahşice öldürülen ve Denizli’de ayrılmak üzere olduğu eşi tarafından boğazından
ve vücudunun farklı yerlerinden bıçaklanan ve hastane hala yaşam mücadelesi
veren Hafize Kurban için, ‘Kadın Meclisleri’ Delikliçınar meydanında toplanarak
‘ölmek istemiyoruz’ sözleriyle tek ses olup kadın cinayetlerinin artık son
bulmasını istediler.
Kadın Meclisleri sözcüsü Hayriye Gökalp, ‘‘Bugün
burada son sözleri ‘Ölmek İstemiyorum’ olan Emine Bulut ve öldürülen tüm
kadınlar için buluştuk. Bu ülkede, bir kadın 10 yaşındaki kız çocuğunun ‘anne
lütfen ölme’ feryatları arasında eski eşi tarafından öldürüldü. Bunları kadınlara
reva görenler utansın. Bu ülkede kadınlar ne yaşıyor, o çok önemsediklerini
söyledikleri çocuklar ne yaşıyor herkes görsün. Yetkisi olup, kadın
cinayetlerini durdurmak için kılını kıpırdatmayanlara, Emine’nin 'Ölmek
İstemiyorum' sözlerini hiçbir zaman unutturmayacağız.’’ dedi.
Gökalp, ‘‘Emine Bulut’un öldürülmesi,
ülkemizdeki kadın cinayetleri gerçeğini tüm açıklığıyla gözler önüne serdi.
Kadınlara reva görülen şiddet en ağır, en vahşi biçimiyle maalesef bir kez daha
karşımızda. Bu ülkede kadınlar yaşamak istiyor, yaşamak! En temel insan hakkı
olan yaşamlarını istiyor.’’ diye ifade etti.
Gökalp, ‘‘Bu ülkede kadınlar ölmemek için
yıllardır mücadele ediyor. Peki ya devlet ne yapıyor? Savcısı, hakimi, kolluk
güçleri, hakimleri, bu ülkenin bakanları, cumhurbaşkanı; bu ülkede kadınlar
öldürülürken ne yapıyorsunuz? Daha neyi bekliyorsunuz? Aile, Çalışma ve Sosyal
Politikalar Bakanı, Emine öldürüldükten sonra sadece ‘sıfır tolerans
anlayışıyla davaya müdahil olacağız’ diyerek bu işin içinden sıyrılamaz. Ya bu
ülkede kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine karşı sıfır tolerans
politikasını tamı tamına uygulayacaksınız, ya da o koltuklarda
oturmayacaksınız.’’ diye tepki gösterdi.
Kadın Cinayetleri Önlenebilir
Kadın Meclisleri sözcüsü Hayriye Gökalp
sözlerine şöyle devam etti:
‘‘Kadın cinayetleri, kadınların her gün
yaşadıkları şiddet; kadin cinayetlerine, kadına yönelik şiddetin çözümü olan
İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı koruma kanununa, kadınların nafaka hakkına
yapılan saldırıların; kadınların boşanmasının zorlaştırılmasının, toplumsal
cinsiyet eşitliğinin ortadan kaldırılmaya çalışılmasının, kadın düşmanı
politikaların sonucudur*
İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı kanuna
saldırıyorsunuz; ‘yuva yıkan yasa’ diyorsunuz. O yasalar kadınlar yaşasın,
şiddet görmesin diye çıkan yasalar. Kadınların hayatta kalması için bir şifre.
Artık herkes kararını verecek; ya kadınların öldürülmeden, şiddet görmeden
yaşamaları için kadınların yanında yer alacaksınız; ya da saldırılarınıza devam
edip Emine Bulut’u, Özgecan Aslan’ı öldürülenlerin yanında yer alacaksınız.
Kadın cinayetleri afet değildir, kadın cinayetlerini durdurmak mümkündür.
Kadın cinayetlerini durdurmak için somut adım atılmadan geçen bir gün bile
artık fazla.
Yıllardır söyledik, mücadelesini verdik;
elbette ki mücadeleye devam edeceğiz. Artık Hükümet de kadın cinayetlerini
durdurmak için siyasi iradesini ortaya koymalıdır. Kadın cinayetlerinin
reçetesi eşitliktir, eşitliğin sağlanması için izlenecek politikalardır.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı koruma kanununu etkin bir şekilde
uygulanmalıdır. İstanbul Sözleşmesinin sunduğu,
- Şiddeti önleme,
- Şİddetten koruma,
- Etkin kovuşturma
- Kadınları güçlendiren politika yükümlülükleri yerine getirmelidir.
Nasıl ki, Özgecan’ın öldürülmesi kadınların mücadelesi için bir dönüm
noktası olduysa, Emine’nin öldürülmesi de kadın cinayetlerinin son bulmasında
bir dönüm noktası olsun. Çocuğunun gözleri önünde öldürülen, “ölmek
istemiyorum” diye haykıranEmine Bulut bu ülkedeki tüm
kadınların çığlığıdır. Son sözleri tüm kadınların sözüdür. Bizi çözüme
kavuşturacak ise ancak ve ancak sürekli ve örgütlü mücadelemizdir.
Mücadelemizle öldürülen tüm kadınların hesabını soracağız. KADIN CİNAYETLERİNİ
DURDURACAĞIZ.
Kadın Meclisleri
Ve ne yazık ki Tuba Erkol, Konya'da uzaklaştırma
kararı bulunan eşi tarafından 3 çocuğunun gözü önünde 20 yerinden bıçaklanarak
öldürüldü.
Emine N., Ağrı Patnos'ta sığınma evinde kalırken
eşi tarafından kaldırımda yürürken başından 2 kurşunla vurularak öldürüldü.
Kebire Atanmaz, Elazığ'da vurularak öldürüldü.
Bedriye Kangal, Balıkesir Gönen'de üvey torunu tarafından
boğazından bıçaklanarak öldürüldü.
Emel Hac Hüseyin, Batman'da eşi tarafından
dövülerek öldürüldü.
Meryem Beykoz ve kızı Emine Beykoz, Bafra'da eş
ve baba Hasan Beykoz tarafından silahla vurularak öldürüldü.
İncilay Hayal, İstanbul'da oğlu tarafından
başından vurularak öldürüldü.
Hafize Kurban, Denizli'de boşanma davası açtığı
eşi tarafından bıçaklanarak ağır yaralandı .
Gülsüm Karasu, Konya Ereğli'de boşanma aşamasında
olduğu eşi tarafından kendi eşarbıyla boğularak öldürüldü.