Türk ve Müslüman olmakla,haklı gurur
Duyarız.Ama,Türk ve Müslüman olmanın
Kültürünü bilmiyoruz ve medeniyetini de unuttuk!
Eskiden köylerimiz vardı.Yine var.Ama,çoğu mahalle
Oldu.Mevcut olan köylerimizde,köy konakları ve köy
Meralarımız kalmadı.
Köylümüz,ekmeğini,yumurta ve yoğurdunu ilçeden
Ya da ilden marketlerden temin etmeye başladı.
Mahalle ve köylerimizde DİBEK TAŞLARI kalmadı.
Eski olan! Ne varsa atıldı,ya da satıldı.
Satılanlar eski değildi.Bir milletin kültürünün ışığını
Taşıyan dedelerimizin,ninelerimiz el emeği göz nurları
Atıldı,satıldı.
Köylerde ve mahallerimizde evler, ya tek kat,ya da hanay
Adı verilen içten merdivenli iki katlıydı.
Mahallede herkesin kullandığı o sokak çeşmeleri kalmadı.
Dar sokaklarda yaşlı nenelerimiz koca kapının önüne oturur
Diğer akranları da gelir,sokak kahvesi! Kurulurdu.
Yaşlılar birbirleri ile sohbet ederek,kimse HUZUR EVİNE
Gitmeyi bile düşünmezdi.Çocukları da,anne-babayı
Düşkünler yurduna göndermekten AR ederlerdi.
Mahallede herkes orta sınıf insanlardı.
Sebze ve meyvelerden çöpler çıkmazdı.
Çekirdek ya da kabuklar,bahçenin bir yerine toprağa
Gömülürdü.Sokak çöpçülerine de fazla iş çıkmazdı.
Sobanın kömür kovasının içindeki küller de,
Çamurlu sokağın çukur olan yerlerine dökülürdü..
Ramazanlarda bütün mahallenin çocukları akşam teravide,
Yalnız,camide bazı yaşlılara kızardım ama,bir şey demezdim.
Bizleri çocuk diye caminin en arka safına gönderirlerdi.
Şimdi olsa hiçbir çocuk caminin önünden bile geçmez,
Bu da böyle biline!
Sahurda ise davulcuya bahşiş vermek için sokağa fırlardık.
Sahurlarda çok yemek çeşidi yoktu.Erişte makarna,üzüm hoşafı,
Ya da tarhana çorbası..
Akşam mı? İftarda,ne bulunursa o yenirdi.
Herkesin evinin önünde küçük de olsa bahçesi olurdu.
Mevsimlik sebze ne varsa onlardan yapılan AŞLAR olurdu.
Ara sıra kümesteki tavuklardan kesilirdi.
Yanında Bulgur aşı ve salata…
Bütün bu yokluk içinde,insanlar birbirlerine iftara çağırırlardı.
Birbirini tanımayan insanlar sokaklarda karşılaştıkları zaman,
Selam verir,selam alırlardı.Selam vermek sünnet,almak ise fardır.
Sebze ve meyveler için TURFANDA diye Türkçemizde
Bir kelime vardı..
Koca Pazar diye Kaleiçi pazarı haftada pazartesi ve Perşembe
Olmak üzere iki gündü.
Camilerde iftarlarda LOKMA TATLISI hayır yapılırdı.
Çocuklar için bayramlık,lüks demekti.
İşte bunun için BAYRAMLAR ÇOCUKLARA ayrı bir özeldi.
Hısım-akraba,eş,dostlarla her gün de görüşülmüş olsa da,
Bayramlarda ev ziyaretleri yapılırdı.
Bizler için,el öpmek,sadece adetten değildi..
Mesele BAYRAM HARÇLIĞI idi..
Ya şimdi?
Zengin daha zengin,fakir ise daha fakir oldu.
Zira,zengin malından İNFAK etmeyerek,fakirin hakkını,
Dünya malına yatırarak mal zengini oldular.
Halbuki bizler Müslüman’ız.Hz.Peygamber buyuruyor ki;
“Komşusu aç iken tok olan,komşusunun derdi ile
Dertleşmeyen bizden değildir.”
Zenginin malında fakirin hakkı vardır.
İşte size İSLAM SOSYALİZMİ..
İşçinin alın teri kurumadan,onun hakkını veriniz!
Biz,kendi içimizde kendimizi unuttuk.Dolayısıyla,
Bize uygun sistemi terk edip,başka ithal sistemler
Aramaya başladık.
Ne Mao’nun Çin’inde,ne de Karl Marx’ın Sovyetler Birliğinde,
İnsanlar tok ve huzur içinde idi..
Bir tarafta Kapitalizmin pençesi,diğer yanda Komünizmin demir yumruğu.
Türk -İslam Medeniyeti,İnsanların huzur,mutluluk bulduğu ve Paylaşımcı bir
Sistemin varlığını savunur.
Zira,İslam’ın temel felsefesi;İnsanın insana zulmetmemediği,
Hakça ve eşit paylaşımcı,Hak ve hakikatin yaşandığı,İnsanın,insan olmasından
dolayı temel haklarının gasp edilmemesinin büyük günah ve suç
olduğu gerçeğine dayanan bir sistemin varlığıdır.
Bu sebeple,ilk ayet-i kerime;”İkra! Bismi Rabbikellezi halak”
Yani,seni yaratan Allahın adı ile oku!
Okuyan insan bilir.Bilen insan düşünür ve
Bilgiye ve Bilim adamına Saygı duyar.
Ya şimdi! Bilgi,ilim olmadan,ilim adamları yarattık.
Halbuki,en önemli bilgi,önce HADDİNİ bilmektir.
Sonra,kendini bilmektir.
Biz,ne kendimizi bilebildik,ne de başkalarını derdine derman
Olabildik.
Böyle olunca,KAPİTLAZMİN ÇOCUKLARI OLARAK,
Sonunda hepimiz,EGOİST olduk.
Ne insana ne de hayvanlara saygımız kaldı.
Sosyal dayanışma öldü.Sosyal Psikoloji sadece Üniversitelerde
Kürsü olarak var.Kasap dükkanının vitrindeki etin,aç fakire
Faydası olmaz.
İşte Ramazan ayındayız.Hutbeler güzel ama,yaşayan yok.
Cami cemaati bile birbirine selam vermez hale geldi.
Hani o mahalle kültürümüz vardı ya,paylaşımcı..
Şimdi o mahallerde SİTELER hakim.
Site kültüründe,”BANA NE” hakim..
Herkes,birey olarak tek ağaç gibi yaşıyor.
Ormanımız yandı!Sözde hepimiz bu ormanın tek ve özgür ağaçları
Gibiydik.Ama,hep kardeşçe beraberdik..
BİZE NE OLDU ? Diye sormayın..
Size olan hepimize oldu…Ve sonunda,Türk ve Müslüman olan
Bu milletin,kültür ve medeniyet kaleleri işgal edilerek,
Sadece insan görünümlü canlılar olarak,toplumda yaşar
Hale geldik.
Unutmayın ki,İslam,köleliği reddeder.
Türkün de töresinde ölmek var Köle olmak yoktu..
O zaman hakikaten bize ne oldu?
Sen,ben dersek,asla BİZ,biz olamayız..
Ey Müslüman Türk Milletinin Evladı!
Sosyal hastalıklardan kurtulman için,TİTRE ve KENDİNE GEL!
Bu sosyal hastalık, KANSERDEN DE beterdir.
Zira, Bir nesil yok oluyor.
Genel
11 Mayıs 2019 - 09:44
SOSYAL HASTALIKLARIMIZ
Ali Koçlu'nun yazısını okumak için tıklayın...
Genel
11 Mayıs 2019 - 09:44
İlginizi Çekebilir