Sultan Vahdettin’in hain ya da vatan sever mi olduğunun sorusuna
Cevap vermeden önce;1918-1923 Osmanlı tarihini iyi okumak lazım.
Sultan Vahdettin 4 temmuz 1918 de Tahta geçerek padişah olmuştur.
Sultanın şehzadeliği Çengelköy’deki sarayında geçiyordu.
4 temmuz 1918 de beklemediği bir zamanda padişah olmuş,bir bakıma da
Padişahlığı beklemediğinden,devlet işlerini uzaktan takip ediyordu.
Arapça ve Farsçayı çok iyi konuşan ve imla hatası yapmadan yazan
Osmanlı Padişahlarının içinde tek Sultan idi.
İyi bir eğitim almıştı.2.Abdülhamid Han,kendisi ile yakinen ilgilenmiştir.
Annesini ve babasını çocuk yaşta kaybettiğinden,abeyi Hamid han,Vahdettin’e
Babalık ve ağabeylik yapmıştır.
2.Abdülhamid Han’ı tahtan indirim,Selanik’e sürgüne gönderen İttihatçılar,
2.Meşrutiyet’i ilan etmişler,lakin Saltanat boşluğunu 5.Mehmet Reşad İle
Giderememişlerdir.Mehmet Reşad Prostat kanseri nedeniyle ölümü üzerine
Oğlu Yusuf İzzettin Efendi’nin ölümü,tahta geçmesi gereken Abdülmecid oğlu,
2.Abdülhamid’in kardeşi 6.Mehmet Vahdettin oldu.
İşte buna kader denir.
30 ekim 1918 de Mondros Mütarekesi imzalanmış,16 mart 1920 de İstanbul
İşgal edilmiş,10 ağustos 1920 Sevr antlaşması imzalanmıştır.
Vahdettin,4 temmuz 1918-1 kasım 1922 yılları arasında 4 yıl,4ay 17 gün
Padişahlık yapıyor.
Mondros ile yapılacak bir şeyin kalmadığını gören Vahdettin,
M.Kemal Paşayı,İstanbu’a davet eder ve Yıldız sarayında 15-29 kasım 1918,
20 aralık 1918 ve 12-16 mayıs 1919 tarihlerin 5 defa görüşmüştür.
İstanbul işgal edilmiş,İngiliz,Fransız ve Yunan savaş gemilerinin topları
Yıldıza doğru çevrilmiştir.
Yapacak bir tek şey kalmıştı.Misak-i Milli sınırlar içinde Mehmetçiğin
Sürgüleri ve kuvay-i milliye ile müdafa-i hukuk cemiyetleri Vatanın
Kurtarılması için,devlet ve vatanın bekası için,Anadolu’da çoban ateşinin
Yakılması icap ediyordu.İşte bu ateşin kararı,16 Mayıs 1919 da
Vahdetinin M,Kemal Paşaya tebliğ ile oldu.
Ve 19 mayıs 1919 Samsun’a 9.Ordu Müfettişi görevi ile gönderildi.
Şehzadeliği zamanında Bir kere Mustafa Kemal paşa ile Almanya’ya seyahat etmişti.
Bu seyahat, hem sultan hem de M.Kemal için oldukça önemlidir.Zira,Sultan ve
Mustafa Kemal,birbirlerini yakından tanıma fırsatı bulmuşlardı.
Vahdettin,M.Kemal’i sadece 18 mart 1915 Çanakkale savaşından tanıyordu.
Paşaların içinde en güvenilir olarak M.Kemal paşa geliyordu.
M.Kemal Paşaya bu görev verildiği zaman sadrazam İzzet Paşa,Vahdettin’e,”M.Kemal
Kemal paşa,Cumhuriyetçidir.” Demiştir.Bunun üzerinde Vahdettin,”Söz konusu
Devlet ve Vatan olunca,saltanın hükmü yoktur “ demiştir.
Tarih alanındaki çalışmaları ile tanınan büyük Türkçü Hüseyin Nihal Adsız,
Sultan Vahdettin’in hain değil,bilakis büyük bir vatan sever olduğunu belirtmiştir.
Bakın Adsız ne söylüyordu;”6.Mehmet,Osmanlı Padişahlarının en talihsizi idi.
Bu yüzden kendisine hain damgası vurulmuştur.Almanya’ya gittiğinde Batı
cephesinde ateş hattı siperlerini gezmiş,
herhangi umulmadık bir durumda başını öne eğmesi gerektiği ihtar olunduğu
zaman;”Türk Başı düşman önünde eğilmez” cevabını vermiştir.
Yine Mu.Kemal Paşa’ya,” siz Anadolu’dan döndükten sonra,
Milletime benim vatan haini olmadığımı söyleyin” demiştir.
Tarihçi-yazar Reşat Ekrem Koçu,sultan Vahdettin için,
“Mazileri çok temiz olan ve memleketleri felâket girdabına
Düştükten sonra işbaşına geçen,ağır mesuliyetler yüklenen,
Yenik milletleri daha fazla çiğnemek için,nefret edilen galip devletlere
Karşı dostane el uzatmak durumunda kalan o kara bahtlı insanlar,
Milletlerinin tarihlerinde sigorta lambalarına benzerler.Kendilerinin
Yanması büyük tesislerinin kurtulmasını temin eder.”
Vahdettin San Remo da bulunduğu sırada ve 1 kasım 1922 de saltanat
Kaldırıldığı zaman şunu söylüyor,” Saray ve Saltanat yıkılmış ne çıkar,
Vatan kurtuldu ya.” Demiştir.(Remzi Çavuş,yitik hazine yayınları İzmir-2007)
M.Kemal Paşanın arkadaşı ve Vahdettin’in damadı İsmail Hakkı Okday,
Şöyle cevap veriyor,”1920-1921 Kuvay-i Milliye Yunanlılarla harp ediyordu.
Padişah her Cuma odama gelir,malumat alırdı.Ne vakit Milli ordumuz zafer
Kazansa,”Elhamdülillah,ordularımız,İslam orduları muzafferdir daima”
Diye sevinirdi.M.Kemal Paşayı takdir ederdi.(Timuçin Mert,son imparator
Vahdettin,kara kutu yayınları ist.2007.S.115)
Son olarak demem odur ki;20 kasım da İstanbul’dan ayrılırken kendisine ait
Değerli eşyaları alıp yanında götürürdü.Hepsini de Topkapı hazinesine teslim etmiştir.
San Remo da,15 mayıs 1926 da vefat edince,şahsi borcundan dolayı,cenaze
Bir ay rehin kalmıştır.Kızı Sabiha sultan tarafından kaçırılıp 4 temmuz 1926 da
Şam’daki Yavuz Sultan Camisi avlusuna gömülmüştür.
Son Padişah Vahdettin’in mezarı Şam’da,son Halife Abdülmecid efendinin
Mezarı da Medine’de bulunmaktadır.
Mekanları cennet ruhları şad olsun.
Genel
04 Şubat 2020 - 17:10
Sultan Vahdettin vatan haini mi? Vatansever mi?
Ali Koçlu'nun yazısını okumak için tıklayın
Genel
04 Şubat 2020 - 17:10
İlginizi Çekebilir