Türkiye’de eğitim sistemi ile ilgili tartışma hiçbir zaman bitmedi, bitecek gibi de değil, haliyle tarımsal eğitim de bir türlü durulmuyor.
Samimi fikrimi paylaşarak bu konuyu irdelemeye başlamak istiyorum. “Tarım Liseleri”nin yeniden Tarım Bakanlığı bünyesinde açılmasından yana olan biri olarak, veteriner hekimlik ve ziraat mühendisliği gibi tarımı ilgilendiren alanlarda yüksek öğretime gidecek kişi/kişilerinde bu okullardan mezun olmuşlar arasından seçilmesi ve bu kişilerce tarımı ilgilendiren mesleklerin yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Mevcutta ülkemizde Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi veya Çok programlı Anadolu Lisesi adıyla Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 33 farklı ilde 58 adet tarım bölümü/alanı olan okul görünüyor, açılıyor mu veya mezun veriyor mu? Bir sınıfın oluşması için en az 10 öğrencinin o bölüm veya alanı seçmesi gerektiği bir gerçek.. Seçen öğrencilerin genel not ortalaması veya bölümün taban puanı nedir? Hemen iki örnek verelim;
“Budur Tefenni Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Tarım Alanı taban puanı 276,3…
Çankırı Şehit Mehmet Ata Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Tarım Alanı taban puanı 246,2..”
Bu okulların Bahçe, Tarla ve Süs Bitkileri, Peyzaj, Tarım Alet ve Makineleri bölümleri mevcut. Hayvancılık ile ilgili var mı? Tabi ki hayır!
Tekniker yetiştiren okullar 1848 yılında toprak ıslahı, sulama yöntemleri..ekim ve dikim tekniklerinin geliştirilmesi-genişletilmesi gibi gayelerle Osmanlı devleti döneminde yabancı uzmanlarca açılmıştır. Örneğin; 1890’da Nazari ve Amel Hüdavendigar Hamidiye Ziraat Mektebi kurulmuştur. 26 bin dekar bir alan içinde yer almıştır. Cumhuriyet döneminde ise 1924 yılından itibaren Bursa Ziraat Mektebi olarak faaliyete geçmiş parasız ve yatılı olarak 1930’a kadar ilkokul mezunu sonrasında ise “AİLESİ ÇİFTÇİ OLMAK KAYDI İLE” ortaokul mezunlarının kaydını almıştır.
Cumhuriyet dönemi devlet politikası olan teknik ve mesleki eğitim için pek çok çalışma, yabancı gözlemci raporları, yerli eğitimci görüşleri alınmıştır. 1927 yılında çıkarılan kanun ile öğrenimin 2 yılı hazırlık 3 yılı teknik olmak üzere 5 yıl eğitim veren okullara dönüştürülmüşlerdir. 1933 yılında çıkarılan 2287 sayılı Maarif Vekaleti Merkez Teşkilatı Ve Vazifeleri Hakkında Kanun ile“Mesleki ve Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü” kurulmuştur. Söz konusu tarım alanında eğitim veren okullarda, görev alacak ve eğitim verecek öğretmenler MEB tarafından yetiştirilmesi uygun görülmüş, lakin okullar Tarım Bakanlığı bünyesinde kalmıştır.
2006 yılında çıkarılan 5450 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Bağlı Okulların milli Eğitim Bakanlığına Devri kanunu ile Tarım Liseleri her türlü taşınmazı ve hakkı MEB devredilmiştir.
Günümüzde 2 yıllık eğitim vererek tekniker yetiştiren okulların tarihçesi ise 1911 yılında “Kondüktör Fen Mektebi”nin açılması ile başladığı kabul edilir. Cumhuriyet döneminde de “Fen Memuru” yetiştiren bu okul 1944’de ilk kez tekniker unvanı ile mezun veren Tekniker Yüksek okullarına dönüştürülmüştür. 1971 yılında Tekniker Yüksek okulları kapatılmış, 1974 yılında MEB bağlı Meslek Yüksek Okulları açılmıştır.1982 yılında ise Üniversitelere bağlı olarak eğitime devam etmiştir.
Burada şunu da belirtmek isteriz MEB bünyesinde mezun verdiği süreçte MYO mezunları tekniker unvanı almak için 7 yıl beklemek zorunda bırakılmışlardır..
Açılan onlarca üniversitede köylere dahi kurulan MYO öğrenci bulamazken, ders verecek öğretim görevlisi dahi yetersizken..bunlara eklenen ziraat fakülteleri ve veterinerlik fakülteleri tarımsal eğitimin niteliğini ve yeterliliğini bir kez daha tartışmaya açık hale getirmiştir. Aynı zamanda tarımsal eğitimin tamamının yükü de üniversitelerin omuzlarına yüklenmiştir.
Teknikerlerin hak mahrumiyeti ve mesleki tanımı, yetki alanları ise günümüz Türkiye’sinde eğitim gibi tartışmaya açıktır. 3 milyonu aşan bir sayıya ulaşan teknikerleri bir araya toplamaya çalışan Sayın Ertan Kılıç ile görüştüm. Ankara Teknikerler Derneği adıyla 15 ilde örgütlendiklerini, örgütlenme süreçlerinin devam ettiğini ifade etti. Sağ olsun pek çok da bilgi verdi.
Tarım eğitiminde bu devirler arasında kaybolan mesleki değerler; üniversitelerin açık öğretim fakülteleri aracılığı ile uygulamalı olması gereken eğitimleri uzaktan eğitim olarak vermeyi sürdürmesi eklenince bir ikilik baş göstermiştir.
Örneğin; Anadolu Üniversitesi AÖF bünyesinde Tarım ile Laboratuar ve Veteriner Sağlığı adı yıllardır var olan iki bölüm yer almaktadır. Birinde staj zorunluluğu vardır. Buna karşın 5996 Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu üzerinden çıkarılan yönetmelikte mezun olan her teknikerin Suni Tohumlama belgesi alma hakkı olduğu açıkça yazılıdır. Uygulamada ise örgün-açık öğretim ayrımı yapılarak Suni Tohumlama belgesi alma hakkının ancak ve ancak dava açarak hak kazanılacağı, bununda bireysel başvuru ile ve önceki açılan hiçbir davanın da emsal kabul edilmeyeceği ifade edilmektedir.
Suni Tohumla belgesi alma zorunluluğu teknikerler kadar veteriner hekimleri de bağlamaktadır. Bu da üniversitelerin verdiği eğitimin yetersizliğinin örgün veya açıktan eğitimden kaynaklanmadığının net göstergesidir. Bu yıl 28 Ağustos’ta başlayacak ve Mersin’de yapılacak Suni Tohumlama kursunun eğitim bedeli ise 1200 TL olup 500 TL da sertifika ücreti olarak bakanlıkça alınacağı kesinleşmiştir. Parası ne ise verip alırım mantığı oluşur mu?
Son günlerde ise tartışılan; Covid 19 salgını baş göstermesi ile bir anda kesilen 2019-2020 eğitim öğretiminin 2. yarıyılı gibi, 2020-2021 yılının ilk yarıyılında da uzaktan eğitim ile gerçekleştirilecek olmasının sakıncalarıdır. Hal böyle olunca şu soruyu da sormak kaçınılmaz oluyor ya bu salgın tahmin edilen 2022 yılı başına kadar devam ederse uzaktan eğitimi zorunlu hale getirmeyip üniversiteler eğitimlerine ara verecek mi? Ya da uygulama zorunluluğu olan fakülteler, bölümler… uzaktan eğitim ile öğrencilerine ulaşınca açık-örgün farkı bu kez açık öğretim lehine ortadan kalkmayacak mı?
Tarımsal eğitim ve öğretimde ki sorunlara bağlı olarak çiftçinin üretim kalitesi, hayvan sağlığı…da etkilendiği su götürmez bir gerçek olarak başucumuzda dursun diyerek sözümüzü noktalayalım.
n.aydemir
11 Ağustos 2020-Denizli [email protected]
Kaynaklar: https://www.zmo.org.tr