Denizli'de konuşan Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, Türkiye'nin son dönemde ekonomi politikalarında hızlı karar alabilme ve koordineli hareket edebilme konusunda önemli bir sınav verdiğini belirterek amaçlarının istikrarlı olarak enflasyonun düşük düzeyde kalması olduğunu söyledi. Uyguladıkları para politikası tedbirlerinin büyük ölçüde hedeflenen sonuçları verdiğini belirten Çetinkaya, "Ocak ayındaki adımlarımızın ardından döviz kuru oynaklığının ciddi anlamda azaldığını gördük. Kuşkusuz, piyasalardaki haber akışına bağlı olarak zaman zaman dalgalanmalar olması doğaldır. Yılın ikinci yarısında döviz kurunun gecikmeli yansımaları ve yönetilen fiyatlardan kaynaklanan baz etkileri azaldıkça, sıkı duruşun da katkısıyla, enflasyon daha makul seviyelere inecektir" dedi. Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, Denizli İşadamları Platformu'nun düzenlediği Ekonomik Değerlendirme Toplantısı'na katıldı. Denizli Anemon Otel'de düzenlenen toplantıya AK Partili Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli İşadamları Platformu Dönem Sözcüsü Süleyman Kocasert, işadamları derneklerinin başkanları, iş dünyasından temsilciler katıldı. Toplantının açış konuşmasını yapan Denizli İşadamları Platformu Dönem Sözcüsü Süleyman Kocasert, Türkiye olarak zor bir dönemden geçtiklerini, beklenmedik durumlarla karşılaşıldığını belirterek, "Reel sektör olarak en çok önemsediğimiz konu öngörülebilirlik. Önümüzü görmek, planlarımızı orta vadeye kaydırmak, gece korkulu rüya görmek istemiyoruz" dedi.Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya da "Makroekonomik Görünüm ve Fiyat İstikrarı" başlıklı konuşmasında 2007 yılında yaşanan küresel krizin ardından on yıl geçmesine rağmen küresel ekonominin halen istikrarlı bir görünüme kavuşamadığını söyledi. Çetinkaya, "Alınan olağanüstü parasal tedbirlere rağmen küresel ölçekte yaşanan düşük büyüme ortamı ve yakın tarihte iktisat politikalarına hakim olan geleneksel yaklaşımların sorgulanmaya başlanması ekonomi politikalarına dair belirsizliğin de yüksek kalmasına neden oluyor. Bu süreç, artan korumacılık eğilimleri, zayıf küresel ticaret ve jeopolitik risklerle birlikte yeni yatırımların ertelenmesine yol açarak küresel ekonominin büyüme potansiyelini sınırlıyor. Böyle bir konjonktürde ülkelerin iktisadi temellerini sağlamlaştırma yönünde adımlar atabilme kapasitesi daha da önem kazanmakta" dedi."İKİNCİ ÇEYREKTEN İTİBAREN TOPARLANMA GÜÇ KAZANABİLİR"Türkiye'nin son dönemde ekonomi politikalarında hızlı karar alabilme ve koordineli hareket edebilme konusunda önemli bir sınav verdiğini belirten Murat Çetinkaya, "Geçtiğimiz yıl küresel belirsizliklerin yanı sıra jeopolitik ve yurt içi gelişmeler açısından oldukça hareketli bir yıl oldu. Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren iç ve dış kaynaklı gelişmeler, iktisadi faaliyetin yavaşlamasına ve TL'deki değer kaybıyla birlikte maliyet yönlü enflasyonist baskıların artmasına yol açtı. Bu süreçte ekonomi politikaları uygun bir bileşimle ödünleşimleri azaltma yönünde şekillendi. Merkez Bankası enflasyona odaklı sıkı bir parasal duruş sergilerken kamu politikaları ve makro ihtiyati tedbirler iktisadi faaliyeti destekleyici yönde hareket etti. Yakın dönemde yatırım ve ihracata yönelik teşvik ve tedbirler ile kredi kanalını ve istihdamı destekleyen düzenlemelerin iktisadi faaliyetteki yavaşlamayı sınırlama yönünde önemli bir katkı sunduğunu söylemek mümkün. Bütün bu önlemlerin de desteğiyle ekonomide toparlanma eğiliminin başladığını görüyoruz. Nitekim, reel sektör güven endekslerindeki bozulma son dönemde kısmen de olsa tersine dönmüş görünüyor. İhracat siparişlerinde de kayda değer bir iyileşme var. Öncü veriler ikinci çeyrekten itibaren toparlanmanın bir miktar güç kazanabileceğine işaret ediyor" diye konuştu."2017 YILINDA DIŞ TİCARET DENGESİNİN OLUMLU BİR SEYİR İZLEYECEĞİNİ TAHMİN EDİYORUZ"Dış denge açısından son yıllarda Türkiye ekonomisinin önemli bir aşama kaydettiğini, cari işlemler dengesindeki iyileşmenin geçen yıl turizm gelirlerindeki yavaşlama nedeniyle kesintiye uğrası bile son aylarda tekrar bir iyileşmenin başladığının gözlemlendiğini belirten Çetinkaya, "2017 yılında emtia fiyatlarının ithalatı artırıcı etki yapması beklenmekle birlikte enerji dışı ticarette olumlu bir seyir öngörüyoruz. Ana ticaret ortağımız olan Avrupa bölgesi talebinde süregelen artış, Rusya gibi komşu ülkelerle olan ticaretteki toparlanma ve küresel ticaret pazar payımızdaki güçlü seyir ihracatımızı olumlu etkileyecektir. Ayrıca, son dönemde yaşanan reel kur hareketleri ithalat talebini sınırlayıcı etki yapmakta. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, 2017 yılında enerji hariç dış ticaret dengesinin olumlu bir seyir izleyeceğini ve cari dengenin kademeli bir iyileşme eğilimi göstereceğini tahmin ediyoruz. Özetle, iç ve dış talep gelişmelerini birlikte değerlendirdiğimizde önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğiliminin sürmesini bekliyoruz" dedi."KURLA İLGİLİ ALDIĞIMIZ TEDBİRLER PLANLADIĞIMIZ YÖNDE GELİŞTİ"Merkez Bankası 'nın fiyat istikrarına odaklı duruşumuzu koruduğunu, finansal piyasaların etkin çalışmasını yakından gözlemlediklerini söyleyen Çetinkaya, Ocak ayında döviz kurlarındaki aşırı hareketliliğin fiyat istikrarı üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamak için güçlü bir parasal sıkılaştırmaya gittiklerini söyledi. Çetinkaya, "Atılan adımlar döviz kurunda ortaya çıkan iktisadi temellerden sapma ve sağlıksız fiyat oluşumları karşısında sorunun odağına yönelik bir tedbir paketi olarak şekillendirildi. Peşpeşe yaşanan farklı nitelikteki şoklar makro ekonomik ödünleşimleri azami ölçüde dikkate alan bir politika tasarımını gerektirmektedir. Şokların etkisiyle bir yandan iktisadi faaliyette kayda değer bir yavaşlama ortaya çıkarken diğer yandan yakın dönemde döviz kurundaki değer kaybından kaynaklanan enflasyonist baskılar ve orta vadeli görünümde bozulma riski gözlendi. Bu çerçevede, politika adımlarını tasarlarken finansal koşullar üzerinde ilave sıkılık oluşturmadan döviz kurundan gelen maliyet yönlü enflasyon baskılarını hafifletmeyi hedefledik. Alınan tedbirlerin etkisi tam olarak planladığımız yönde gerçekleşti. Ocak ayındaki adımlarımızın ardından döviz kuru oynaklığının ciddi anlamda azaldığını gördük. Kuşkusuz, piyasalardaki haber akışına bağlı olarak zaman zaman dalgalanmalar olması doğaldır; burada önemli olan alınan önlemlerin riskleri dengelemesi ve trendi olumlu yöne çevirmesidir. Öte yandan, bugün itibarıyla finansal koşullar dikkate alındığında sıkılaştırma öncesi döneme kıyasla belirgin bir farklılaşma gözlenmediğini söyleyebiliriz. Sonuç olarak, para politikası tedbirlerinin büyük ölçüde hedeflenen sonuçları verdiğini ifade etmek mümkün" diye konuştu."GEREKİRSE İLAVE PARASAL SIKIŞTIRMA YAPABİLİRİZ"Bu yılın ilk iki ayında açıklanan enflasyon rakamlarının öngördükleri çerçeveden sapma olmadığına işaret ettiğine dikkati çeken Çetinkaya, şöyle devam etti:"Yılın ilk iki ayında açıklanan enflasyon rakamları öngördüğümüz çerçeveden önemli bir sapma olmadığına işaret ediyor. Attığımız adımların katkısıyla, bu yıl için Ocak Enflasyon Raporu'nda ifade ettiğimiz tahmin patikasında belirgin bir farklılaşma beklemiyoruz. Yılın ikinci yarısında döviz kurunun gecikmeli yansımaları ve yönetilen fiyatlardan kaynaklanan baz etkileri azaldıkça, sıkı duruşun da katkısıyla, enflasyon daha makul seviyelere inecektir. İç talebin ılımlı seyrinin fiyatlama davranışları üzerindeki etkisi önemli olacaktır. Diğer taraftan, para ve maliye politikaları arasındaki artan eşgüdümün de enflasyondaki düşüş sürecini desteklemesi beklenmektedir. Önümüzdeki dönemde, enflasyonu etkileyen faktörleri ve fiyatlama davranışlarını yakından takip ederek gerekirse ilave parasal sıkılaştırma yapabileceğimizi ifade etmek istiyorum. Orta vadede ise fiyat istikrarı odaklı bir parasal duruş ve yapısal alanlardaki adımların katkısıyla hedefe doğru kademeli olarak ilerleyeceğimize olan güvenimiz tamdır.""AMACIMIZ ENFLASYONUN İSTİKRARLI OLARAK DÜŞÜK DÜZEYDE KALMASI"Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, amaçlarının enflasyonun istikrarlı olarak düşük düzeylerde kalması olduğunu, para politikasının bu doğrultuda şekillendiğini belirtip, "Bununla birlikte, farklı politika yaklaşımları çerçevesinde edinilen geçmiş tecrübeler, kalıcı çözüm için enflasyonla mücadelenin bütüncül bir çaba ve yapısal bir yaklaşımla desteklenmesi gerektiğine işaret ediyor. Ödünleşimlerin asgari düzeyde tutularak kalıcı sonuçlar elde edilmesi bakımından ekonomideki ilgili kurumların ve paydaşların sürece katkıda bulunması büyük önem taşıyor. Ortak çaba ve bütüncül yaklaşım stratejisi anlamında Gıda Komitesi çalışmaları değerli bir örnek teşkil ediyor. Bugüne kadar ki çalışmalardan önemli kazanımlar elde edildi. Gıda enflasyonuna ve gıda fiyatlarının genel enflasyon üzerindeki etkilerine ilişkin kamuoyunun her kesiminde yüksek bir farkındalık oluşturuldu. Paydaşlar arasında çözüm odaklı bir işbirliği süreci gelişti ve Komite çalışmaları meyvelerini vermeye başladı. Atılan adımların olumlu etkilerinin giderek daha belirgin şekilde hissedilmesini beklemekteyiz. Önümüzdeki dönemde Gıda Komitesi'nde sergilenen ortak kurumsal çabanın fiyat istikrarıyla ilişkili diğer yapısal alanlarda genişletilerek hayata geçirilmesi için gerekli adımları atacağız" diye konuştu."REEL SEKTÖRÜN DÖVİZ BORÇ RİSKİ YÖNETİLEBİLİR DURUMDA"Reel sektörün yabancı para cinsinden borçluluğuna ilişkin önem verdiklerini, ekonominin küresel dalgalanmalara karşı duyarlılığını azaltmak açısından etkin risk yönetiminin önem taşıdığını söyleyen Çetinkaya, "Veriler ve geçmiş dönem tecrübeleri bu alandaki risklerin yönetilebilir olduğuna işaret etmekte. Özellikle reel sektörün yabancı para kredi borcunun vadesinin uzun olması riskleri sınırlayan temel unsur olarak öne çıkıyor. Son verilere göre yabancı para kredi borcunun ortalama vadesi yaklaşık 4,5 yıl ve giderek uzamaya devam ediyor. Kısa vadeli pozisyona bakıldığında ise yabancı para varlıkların yabancı para yükümlülükleri büyük ölçüde karşıladığı görülüyor. Bu faktörler firmalarımızın nakit akışlarının döviz kuru dalgalanmalarından daha az etkilenmesini sağlıyor. Bununla birlikte, firmalarımızın yabancı para cinsi pozisyonunun daha kapsamlı bir şekilde izlenebilmesi uzun vadede ülkemize yönelik risk algısı, finansal istikrar ve fiyat istikrarı açısından önem taşıyor. Bu süreçte, döviz geliri ile dövizle borçlanma arasındaki bağın korunması ve kur riskini sınırlayacak finansal araçlar ile doğal koruma içeren bir bileşenin firmalar tarafından kullanılması faydalı olacaktır" dedi."ENFLASYONDA VE CARİ AÇIKTAKI ARTIŞ ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA TERSİNE DÖNECEK"Merkez Bankası olarak son yıllarda reel sektörü yakından izleme ve anlama çabalarını yoğunlaştırdıklarını, çeşitli illeri ziyaret ederk reel sektör temsilcileriyle görüştüklerini, elde edilen sonuçların Türkiye ekonomisi için önemli bilgi kaynağı oluşturduğunu belirten Çetinkaya, bu değerlendirmeleri önümüzdeki süreçte kamuoyu ile paylaşmayı düşündüklerini söyledi. Türkiye ekonomisinin son yıllarda farklı nitelikteki şoklar karşısında önemli bir dayanıklılık gösterdiğini belirten Çetinkaya, "2016 yılının üçüncü çeyreğinde yaşanan daralma kalıcı olmamış ve ekonomi tekrar ılımlı bir toparlanma eğilimine girmiştir. Aynı şekilde, yakın dönemde enflasyonda ve cari açıkta gözlenen artışın önümüzdeki aylarda tersine döneceği öngörülmektedir. Merkez Bankası ve kamu otoritelerinin koordineli ve güçlü politika tepkisi ile reel sektörümüzün dinamizm ve esnekliği bu dayanıklılığın temel bileşenlerini oluşturmaktadır" dedi."UYGULANAN POLİTİKALAR YAPISAL DÜZENLEMELERLE DESTEKLENİRSE DAYANIKLILIĞIMIZ ARTACAKTIR"Merkez Bankası olarak küresel anlamda öngörülebilirliğin düşük olduğu bir dönemde ana odağı koruyarak temel hedefler doğrultusunda ilerleyeceklerini belirten Çetinkaya, "Ekonomide eşgüdüm halinde uygulanan politikalar yapısal düzenlemelerle desteklendiği takdirde dayanıklılığımız daha da artacaktır. Şartlar ne olursa olsun, iktisadi temelleri sağlamlaştırma yönünde adımlara devam edildiği sürece dışsal faktörlerin etkisi geçici kalacaktır. Merkez Bankası'nın bu süreçte ülkemizin iktisadi dayanıklılığına ve sürdürülebilir büyümeye verebileceği temel destek fiyat istikrarı odaklı yaklaşımını devam ettirerek öngörülebilirliği artırmaktır. Firmalarımızın sözleşme ve planlamalarını yaparken önlerini daha iyi görebilmeleri ve uygun koşullarda finansmana erişebilmeleri açısından fiyat istikrarı önemlidir. Bu çerçevede, hedefimize kademeli olarak ilerleyeceğimize inanıyoruz" diye konuştu.Konuşmasının ardından Denizli İşadamları Platformu Dönem Sözcüsü Süleyman Kocasert, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'ya Buldan'da 100 yıl önce dokunmuş el dokuması hediye etti. Çetinkaya, basına kapalı bölümde ise iş dünyasının sorularına cevap verdi.
Ekonomi
08 Mart 2017 - 12:42
Tedbirler hedeflenen sonuçları verdi
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, para politikası tedbirlerinin büyük ölçüde hedeflenen sonuçları verdiğini belirterek, gerekirse ek parasal sıkılaştırma yapabilecekleri uyarısında bulundu.
Ekonomi
08 Mart 2017 - 12:42