Tüm Yerel-Sen Denizli Şube Başkanı Özkan Karakaya, TBMM Genel Kurulu’nda DEM Parti sıralarından yükselen “Biji Serok Apo” sloganlarına sert tepki gösterdi. Karakaya, yaptığı yazılı açıklamada söz konusu ifadelerin “toplumsal vicdana ve ortak yurttaşlık fikrine ağır bir darbe vurduğunu” belirtti.
Karakaya açıklamasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin milletin ortak iradesinin ve Cumhuriyetin kurucu değerlerinin en yüksek ifadesi olduğunu vurgulayarak, “Bu çatı altında dile getirilen her söz, sadece bir grubun ya da partinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün yurttaşlarının ortak geleceğini temsil eder” dedi.
DEM Parti sıralarından yükselen sloganların çözüm değil, “çözümsüzlüğün ta kendisi” olduğunu dile getiren Karakaya, şu ifadeleri kullandı:
“Bu topraklarda barış, adalet ve eşit yurttaşlık; silahın, şiddetin ve terörün gölgesinde değil, demokrasinin, aklın ve vicdanın zemininde yeşerir. Binlerce insanın ölümüne neden olmuş bir terör örgütü liderinin isminin Meclis’te alkışlarla, zılgıtlarla anılması; ne Kürt yurttaşlarımızın taleplerine saygıdır ne de Türkiye’nin demokratikleşmesine hizmettir.”
Tüm yurttaşların eşit olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti kimliği altında birleştiğini belirten Karakaya, kimsenin bu ortak kimlikten rahatsız olmaması gerektiğini ifade etti:“Kürt, Türk, Laz, Çerkes, Alevi, Sünni, Hristiyan, Galatasaraylı, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı — bu ülkenin her ferdi aynı çatı altında eşit yurttaşlardır. Bu kimlik, bir milleti bir arada tutan en güçlü harçtır.”Kürt yurttaşların kültürel haklarının güvence altına alınmasının demokrasi gereği olduğunu vurgulayan Karakaya, “Kürtlerin iradesini bir terör örgütü liderinin iradesiyle özdeşleştirmek, Kürt kimliğine suizan etmektir” dedi.Açıklamasında iktidarı da eleştiren Karakaya, AKP-MHP ittifakının yıllardır “milliyetçilik” söylemiyle toplumu yönlendirdiğini ancak bu tavrın “millî ve manevi duyguları törpülediğini” ifade etti.Karakaya, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:“Türkiye’nin çözüm adresi Meclis’tir; silahın değil, sözün gücüdür. Tüm farklılıklarımız eşit, özgür ve onurlu bir yaşamı hak ediyor. Bu yaşam terörle değil, dayanışmayla; bölünmeyle değil, ortak bir gelecekle mümkündür.”






