4734 sayılı Kamu İhale Kanunu 22.01.2002 tarihinde 24648 sayısı ile resmi gazetede yayınlandıktan sonra yürürlüğe girmiştir. Amacı;“Kamu hukukuna tabi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uyacakları esas ve usulleri belirlemektir.”“İstisnalar”başlığı altında ve Madde 3 de şöyle ifade edilir; “Kanun kapsamına giren kuruluşlarca, kuruluş amacı veya mevzuatı gereği işlemek, değerlendirmek, iyileştirmek veya satmak üzere doğrudan üreticilerden veya ortaklarından yapılan tarım veya hayvancılıkla ilgili ürün alımları ile 6831 sayılı Orman Kanunu gereğince orman köyleri kalkındırma kooperatiflerinden veya köylülerden yapılacak hizmet alımları…”“Temel İlkeler” başlığı ve Madde 5’de ise;“İdareler, bu kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenilirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarda ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur…”İhaleler için ise, açık ihale usulü ve belirli istekliler arası ihale usulü uygun görülen 4734 sayılı Kamu İhale Kanunda Toprak Mahsulleri Ofisi ihale mevzuatı dışına çıkarılması uygun görülmüştür. Henüz resmi gazete de yayınlanmasa da TBMM kabul edilen (aa) bendinde: “ÜRETİMİN YETERSİZ(?) olması nedeniyle ürün fiyatlarında meydana gelebilecek dalgalanmaların önlenmesi veya ürünlerde fiyat istikrarının sağlanması…” denilmiştir.TMO’nun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu sebebiyle vakit kaybı yaşadığı iddiası ise genel müdürünce ifade edilmiş. Oysa şeffaflığı, eşitliği, kamuoyu denetimini… hiçe sayılıyor oldukları gün kadar ortada. Bir çiftçi olarak TMO güvenilir bir kurum olmaktan çıkmıştır diyebilirim. Neden mi? Soğan gibi “bir yıl çok bir yıl yok” ürünleri bahane edelerin, Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile ekili veya dikili tarımsal arazileri, yıl bazında rekolteyi takip edememeleri ve akabinde fiyat istikrarı/dalgalanmaları sebebiyle “ithalatta gecikiyoruz” söylemi ne üretici ne de tüketici yararınadır. Örneğin, Rusya’dan hububat ithalatını artırırken aynı oranda sebze ve meyve ihracatımızı artırabiliyor muyuz? Tabi ki hayır! Neden? Çünkü ihraç edilen domatesler pestisit kalıntısı, portakallar Ceratitis capitata /Akdeniz meyve sineği, fındıkta Aspergillus flavus/ alfatoksin…gibi pek çok gerekçe ile gümrüklerden döndürülmektedir. Tarımsal reform beklentisi ise bir hayal! 442 Köy Kanunu’nun 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile yok edilmesi sürecinde çiftçilik ağır darbe almıştı,bu son vuruşlar.. Şunu söyleyebilirim, yakın bir gelecekte çiftçilik diye bir meslek, tarımsal ve hayvansal üretim diye bir sektör..kalmayacaktır.
Genel
05 Kasım 2019 - 13:38
Üretmeden Tüket Dönemi Başlıyor Mu?
Nilüfer Fatma Aydemir'in yazısını okumak için tıklayın...
Genel
05 Kasım 2019 - 13:38
İlginizi Çekebilir