Değerli Dostlarım, Yurdumun Güzel İnsanları,
Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasında yüzyıllardan beri büyük acılar yaşanana gelmiştir. Çok kanlı savaşlar, soykırımlar,katliamlar ve tehcirler tarihin kara sayfalarında yerini almıştır.
Bu iki coğrafya kanlı kardeş kavgalarına, taht mücadelelerine, Bizans oyunlarına sahnelik yapmıştır.Bu iki coğrafyanın yer altı ve yer üstü kaynaklarının oldukça zengin olması ve jeopolitik konumu bakımından emperyalist güçlerin her devirde gözlerini dikmesine neden olmuştur.
27 şubat 2020 gecesi mübarek Regaip kandilini idrak ediyorduk. Ellerde dillerde Kuran-ı Kerim’ler,dualar,Yasinler,salavatlar, TV lerde mevlit programları. Bir aralık haber kanallarında “İdlib’ten şehit haberleri“verilmeye başlandı.
Yerli ve yabancı haber kaynakları ile Sosyal medyada çelişkili haberler görünce ürpermeye başladım. Derken MSB’dan bir açıklama beklenirken, Urfa valisinin açıklamalarında önce 9, sonra 22, daha sonra da 33 kahramanımızın şehit olduğunu ve çok sayıda yaralı Kahramanımız olduğunu öğrenince kahrolduk.
Türkiye Soçi mutabakatı kapsamında Suriye’de özellikle İdlib çevresinde M4 ve M5 karayolu boyunca 12 gözlem noktasında kahraman askerlerimiz konuşlanmıştı. Yaklaşık 2 yıldır da bu görevini sürdürmekteydi.
Tâ ki 2020'nin şubat ayına gelinceye kadar.Şubat ayının başında önce 8 daha sonra 5 Kahramanımızın şehit haberleriyle yıkıldık. Cenaze törenlerinde teröre ve Eset’e lanetler yağdırdık.Bu saldırılar sanki dünkü saldırının habercisi gibiydi.
27 Şubattaki bu saldırıdan bir gün önce,Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı aşağıdaki açıklamalarla gözlem noktalarının kuşatma altında olduğunu öğrenmiştik:
“Bizim Şubat sonu tabirimiz tamamıyla bizim gözlem
noktalarımız ile alakalıdır. Çünkü gözetleme noktalarımıza yönelik bir kuşatma
söz konusu ve bu kuşatmaya müsaade edemeyiz. Bunların geri çekilmesinin
gereğini biz kendimiz uyguladık. Bu arada da gözetleme kulelerimizi tahkim
ettik, tahkim etmeye de devam ediyoruz. Buradan bu unsurların güneye
çekilmelerini söyledik. “Çekilmemeleri halinde gereğini yaparız” dedik. Soçi
Mutabakatı bu konuda neye amir ise biz gereğini istiyoruz. Bunun gereğinin
yerine getirilmesi lazım ve bu konuda taviz vermemiz mümkün değil.”
Bu açıklamaları dinlediğimde endişe etmiş sıkıntılı bir sürece gireceğimizi de tahmin etmiştim. Bir gün sonra bu hain saldırı gerçekleşti. Kandil gecemizi “Kerbela’ya” döndürdü. Şehitlerimizin kanı dökülürken 83 milyon da gözyaşlarını döktü sabahlara kadar.
Farklı farklı açıklamalar peşi sıra geldi:“MSB Sayın Akar saldırının rejim kuvvetleri tarafından gerçekleştirildiği, mutabakat imzaladığımız Rusya’dan ise Türk Askerleri olması gereken koordinatlarda değildi.”şeklindeki açıklamalar kafaları karıştırdı.
Koordinatlar verildi verilmedi. Kimi Rusya vurdu, Kimi Eset güçleri vurdu dese de vurulan kahramanlarımız oldu. Şehit olan ve yaralanan Arslanlarımız oldu! Ciğerlerimiz yandı kavruldu!
Şehitlerimizi daha kara toprağa koymadan maalesef birliğimizi ve beraberliğimizi bozacak basit, bayağı, kısır tartışmaları ama hepimiz yaparak; başta şehitlerimizin gözü yaşlı ana babaları akrabaları ile kahramanlarımızın aziz ruhlarını incittik! Ne dersiniz haksız mıyım?
Biz değil, sizler haklarınızı helal edin Arslanlarım! Vatan millet Albayrak sizlere minnettardır. Kahraman silah arkadaşlarınız sizlerin kanını yerde bırakmayacaktır!Vurulan hedeflerle ve verdirilen kayıplarla da bırakmadılar...
Lakin şehitlerimiz geri gelmeyecek, yüreği yanan,ciğeri kavrulananaların ve babaların gözyaşları dinmeyecektir! Ateş düştüğü yeri daha fazla yakacaktır!
Bu millet yıllardan beri asker sivil binlerce şehit verdi! Maalesef bu vatan Anadolu gözü yaşlı analarla dolu!
Şehit cenazelerinde yaşananlara gerçekten yürek dayanmıyor!Özellikle yetim yavrularımızın çığlıklarında ciğerimiz sökülecek gibi oluyor. Yetimlerimizin psikolojileri ve ruh dünyaları onarılmayacak şekilde parçalanarak geleceğe miras bırakıyoruz.
Ayrıca cenazelerde şehitlerimizin ruhlarını ve ailelerini incitebilecek şekilde yaşananlar milletçe hepimizi derinden üzmüştür.
Şimdi birlik ve beraberlik içinde olma zamanıdır. İktidarı muhalefeti hepimiz günlük kısır siyasi çekişmelerle tartışmalarla şehitlerimizin ruhaniyetlerini incitmeyelim. Şehitlik kutsaldır, asla siyasi çıkarlara da malzeme yapılamaz!
Yüce Yaradan’dan dileğim odur ki, bir daha şehit haberleri yleyıkılmaz, ciğerimiz yanmaz,yüreklerimiz dağlanmaz, analarımız da gözyaşı dökmez!
Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad, Mekânları da cennet olsun.
02.03.2020
Doç. Dr. Şevket CİVELEK