“19 Mayıs 1919 tarihinde başlayan sürecin
sonunda tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur”
Sözlerinin başında 19 Mayıs tarihinin, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik
ve Spor Bayramı olarak kutlanmasına giden süreci özetleyen Doç. Dr. Umut
Karabulut, Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından hemen önce, 1938 yılında,
Gençlik ve Spor Bayramı ismiyle kutlandığını söyledi. 1981 yılından bugüne 19
Mayıs’ın “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlandığını
dile getirdi. Milletleri millet yapan önemli tarihler olduğunu ifade eden Doç.
Dr. Karabulut sözlerine şöyle devam etti. “19 Mayıs 1919 tarihi bizler için
önde gelen dört beş tarihten bir tanesidir. 19 Mayıs’ın yalın anlamı, Mustafa
Kemal Paşa’nın 9. ordu müfettişi olarak geniş yetkilerle Samsun’a çıktığı
tarihe işaret eder. Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya ayak basması, Türk Milli
Mücadelesi’nin de organize bir hal almasını sağlamıştır. Birinci Dünya Savaşı,
Osmanlı Devleti açısından hiç de istediği gibi gitmemişti. 1918 yılında artık
düşman kuvvetleri, Arap topraklarının da kaybedilmesinin ardından, Anadolu’ya
dayanmıştı. Türk Ulusu 1918 sonlarından itibaren yaklaşık dört yıl boyunca
devam edecek, askeri, siyasi ve hukuki, çok zor bir sürece girmiştir. Bu süreç,
24 Temmuz 1923’de imzalanan Lozan Barış Antlaşması’na kadar devam etmiştir.
Fakat bu sürecin sonunda tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur.”
Birinci Dünya Savaşı devam ederken İtilaf Devletleri’ni aralarında
yaptıkları gizli antlaşmalarla Osmanlı ‘Devleti’ni paylaştıklarını hatırlatan
Doç. Dr. Umut Karabulut, savaşın hemen ardından, düşman kuvvetlerinin,
Anadolu’yu işgal faaliyetlerine başladıklarını hatırlattı. Bu süreçte Osmanlı
tebaası olan ve otorite boşluğundan faydalanma çabası içine giren Rum ve
Ermenilerin de batıda ve doğuda isyanlar çıkardıklarını dile getirdi. “19 Mayıs 1919 tarihi olmasaydı Sevr
Antlaşması ile bugün Anadolu toprağı olan İç Anadolu’dan Doğu Anadolu Bölgesine
kadar hatırı sayılır bir bölge büyük bir ihtimalle Ermeni Devleti’ne
verilecekti” dedi.
“Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele’yi başlatma
kararını, İstanbul Hükümeti’nin talimatıyla değil kendi iradesi ile almıştır”
Birçok yerde ifade edilen Osmanlı Hükümeti’nin Mustafa Kemal Paşa’yı Milli
Mücadele’yi başlatmak için Samsun’a gönderdi söylemine ilişkin tarihi bir
belgenin olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Karabulut, Mustafa Kemal Paşa’nın
arkadaşlarıyla yaptığı bir takım görüşmelerin ardından Milli Mücadele’yi
başlatma iradesini kendisinin aldığını belirtti. Kendisinin Nutuk’ta da
söylediği gibi burada en büyük dayanağının Türk Milleti olduğunu dile getirdi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gerek Anafartalar’da gerekse güney
cephelerinde elde ettiği başarılarla geçiş bir çevrede tanınan, gazetelerde
röportajları olan, bir subay olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Umut Karabulut,
İstanbul’a gelmesinin hemen ardından Milli Mücadele çalışmalarına başladığını, ulusal
bir mücadele başlatmak için padişahla da görüştüğünü fakat bunda başarılı
olmadığını belirtti.
“Ermenilere soykırım yapıldığına dair herhangi
bir tarihi belge yoktur; bu yafta kabul edilemez”
Sunumunun devamında son günler yine gündemde olan Ermeni Tehciri
konusuna değinen Doç. Dr. Umut Karabulut, Ermenilere soykırım yapıldığına dair
her hangi bir tarihi belgenin olmadığını, bu yaftanın kabul edilemez olduğunu
sözlerine ekledi.
“Milli Mücadele olmasaydı bugün elimizde
bugünkü Türkiye’nin üçte biri kadar bir toprak kalacaktı”
Konuşmasına, 19 Mayıs tarihinin önemine değinerek devam eden Doç. Dr.
Umut Karabulut, “İşgallerden kurtuluş için üç tane seçenek vardı. Bunlardan
birincisi İngiliz himayesini istemek, ikincisi Amerikan mandaterliğine girmek
üçüncüsü ise merkezi hükümetten artık bir fayda gelmeyeceğine inanan bazı
kesimin ortaya koyduğu bölgesel kurtuluş çareleridir. 19 Mayıs, Mustafa Kemal
Paşa’nın Milli Mücadele’yi başlattığı bir tarihtir. Mustafa Kemal Paşa Samsun’a
çıkmadan önce de yer yer hareketlenmeler vardı. Ama bu hareketlenmelerin hiç
birisi ulusal niteliğe haiz değildi. Türk Milleti 1402 Ankara Savaşı’nda
Timur’a karşı alınan mağlubiyetten sonra 1919 yılına kadar o tarihte gördüğü
sıkıntıyı yaşamamıştı. Ama 1919’da tıpkı 1402 yılındaki gibi Anadolu’daki Türk
varlığı tehdit altındaydı. Türk Milli Mücadelesi olmasaydı Sevr Antlaşması
mutlak suretle uygulanacak bir antlaşma olacaktı. Bugün elimizde, bugünkü
Türkiye’nin üçte biri kadar toprak kalacaktı” dedi.
Konuşmasının son kısmında Doç. Dr. Umut Karabulut: “19 Mayıs sadece bir
bağımsızlık hareketi değildir. Aynı zamanda bir ulusun varoluş hikâyesidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun ilk önemli adımıdır. Bunu gerçekleştiren
başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehit ve
gazilerimizi sonsuz şükranla anıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.