Denizli’de
yaşayan ve 36 yıl boyunca resim öğretmenliği yapan Berrak Demirel, üniversitede
öğrencilik dönemlerinde tanıştığı bakır işlemeciliği sanatını emekli olduktan
sonra da sürdürmeye devam ediyor. Bakır işlemeciliğine üniversitede tanışıp
evlendiği eşiyle başlayan Demirel, o dönemden bu yana hayatından çekiç
seslerini eksik etmedi. Üniversitede öğretmenlerinin atölyesinde tanıştıkları
bakır işlemeciliği Demirel’in adeta tutkusu oldu. Demirel, evlerinde kendi
yaptıkları eşyalarla hayatlarının bir parçası haline getirdikleri bakırın
kendisini tüm sıkıntılardan uzaklaştırdığını söyledi. Aldığı objeleri bakırla
birleştirerek yepyeni ürünler ortaya çıkaran Demirel’in hayali ise antika
eserlerden oluşan bir bakır evi açarak bu sanatı çocuklarına miras bırakmak.
“Bakırla öğretmenimizin atölyesinde tanıştık”
Üniversitede Güzel Sanatlar Fakültesi heykeltıraş bölümünden mezun olan Demirel, okullarda heykel branşı olmadığı için resim öğretmenliği yaptığını belirterek, “Biz 1982 İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden mezunuyuz. Ben heykeltıraş mezunuyum ama o dönemlerde heykel branşı olmadığı için resim öğretmenliği yaptım. 36 yıl çalıştım, ağustos ayları başında emekli oldum. Umut Türker isimli bir öğretmenimiz vardı. Eşimle sınıf arkadaşıydık, öğretmenimizin atölyesinde öğrendik bu işi ve yaklaşık 36 yıldır da bakır işliyoruz” dedi.
“Bakır evi açmayı düşünüyorum”
Sergilediği ürünleri tekrar etmediğini ifade eden Demirel, “Yaptığım işi tekrar etmem, tektir, ikincisi olamaz. Öyle seviyorum, aynısının tekrarını asla yapmam. Bakır ile iç içe yaşıyoruz. Evimizin kapısından başlayarak tüm ev eşyalarımız kendi yaptığımız bakırdan. İleride de Allah nasip ederse antikaların olduğu küçük bir bakır evi açmayı düşünüyorum” diye konuştu. “Kendimi buluyorum”
Bakırda kendini bulduğunu dile getiren Demirel, bakırın kendisini sıkıntılardan uzaklaştırdığını kaydederek şunları söyledi:
“Bakırı seviyorum, rahatlatıyor, kendimi buluyorum. Belki eşimin bakır çalışmasından da kaynaklanıyor olabilir. Aynı şekilde bu sanatı çocuklarımıza da aşıladık, onlara bakırı miras olarak bırakacağız” ifadelerini kullandı.
“Bakırla öğretmenimizin atölyesinde tanıştık”
Üniversitede Güzel Sanatlar Fakültesi heykeltıraş bölümünden mezun olan Demirel, okullarda heykel branşı olmadığı için resim öğretmenliği yaptığını belirterek, “Biz 1982 İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden mezunuyuz. Ben heykeltıraş mezunuyum ama o dönemlerde heykel branşı olmadığı için resim öğretmenliği yaptım. 36 yıl çalıştım, ağustos ayları başında emekli oldum. Umut Türker isimli bir öğretmenimiz vardı. Eşimle sınıf arkadaşıydık, öğretmenimizin atölyesinde öğrendik bu işi ve yaklaşık 36 yıldır da bakır işliyoruz” dedi.
“Bakır evi açmayı düşünüyorum”
Sergilediği ürünleri tekrar etmediğini ifade eden Demirel, “Yaptığım işi tekrar etmem, tektir, ikincisi olamaz. Öyle seviyorum, aynısının tekrarını asla yapmam. Bakır ile iç içe yaşıyoruz. Evimizin kapısından başlayarak tüm ev eşyalarımız kendi yaptığımız bakırdan. İleride de Allah nasip ederse antikaların olduğu küçük bir bakır evi açmayı düşünüyorum” diye konuştu. “Kendimi buluyorum”
Bakırda kendini bulduğunu dile getiren Demirel, bakırın kendisini sıkıntılardan uzaklaştırdığını kaydederek şunları söyledi:
“Bakırı seviyorum, rahatlatıyor, kendimi buluyorum. Belki eşimin bakır çalışmasından da kaynaklanıyor olabilir. Aynı şekilde bu sanatı çocuklarımıza da aşıladık, onlara bakırı miras olarak bırakacağız” ifadelerini kullandı.