En olumlu senaryoda bile virüsün yayılma hızı Haziran ayında
azalacak, yaraların sarılması ve normale dönme süresi ise yılın son çeyreğinde
veya 2021 yılı başına olabilecektir. Bu sürecin yıkıcı etkilerini aza indirmek
için vergi ertelemelerinden finansmana erişime, KGF, Eximbank, KOSGEB gibi
ilave desteklerden istihdamda sürekliliğin sağlanmasına kadar büyüklü küçüklü
birçok kolaylık getirilmiştir. Ancak; etkileri itibarıyla bir savaş
niteliğindeki bu mücadelede hayatta kalmak, istihdamı korumak ve savaşın
müteakip etkilerini azaltabilmek için mevcut vergi, SGK, idari para cezaları
gibi borçların faizlerinin silinerek yeniden yapılandırılmasının, yeni dönemde
oluşacak vergilerin (KDV, kurumlar vergisi vb.) belli süre ve esaslarda hibe
edilmesinin, elektrik, su ve doğalgaz ödemelerinin Temmuz ayına kadar
alınmamasının, teşvik ve destek iadelerine öncelik verilmesinin, SGK
ödemelerinin yıl sonuna kadar ötelenmesinin ivedilikle hayata geçirilmesine
ihtiyaç duyulmaktadır.
Hayatın alışılmış tüm öğelerini yıkarak değiştiren bu virüsle
birlikte toplum psikolojisi derinden etkilenmiş, belirsizlikten beslenen kaygı
sadece bireylerin değil, şirketlerin psikolojisini de bozmaya başlamıştır.
Covid-19’a karşı bu zor mücadelede son günlerde yaşanan politik gerginlikler
reel sektörün psikolojisini daha da bozmaktadır.
Sağlık çalışanlarımızın özverili çalışmalarına rağmen virüsün
yayılma hızı nedeniyle vaka sayımız ve kaybettiklerimiz katlanarak artmaktadır.
Bu nedenle, bilim insanlarının uyarılarının dikkate alınarak 04 Nisan 2020
tarihinden itibaren uygulanan yeni tedbirler çok olumlu karşılanmıştır. Buna
rağmen; diğer ülkelerin verisi ile yapılacak basit simülasyonlarla kendi
ülkemizde haftalar sonrasını öngöremez isek film gibi seyrettiklerimiz maalesef
yakında bizim gerçeklerimiz olacak. Bunu engellemek için, yaşayarak değil uygun
projeksiyonlar yaparak belirlenecek ilave tedbirlerin alınması zorunludur. Aksi
halde, virüsün bu yayılma hızı ve işletmelerde çalışan kesimin hareketliliği
nedeniyle daha fazla vaka, daha fazla ölümler olacak, enfekte olan fabrika
çalışanlarından dolayı işletmeler karantina nedeniyle kapanacak ve bu
kapanışlar eş zamanlı gerçekleşmeyeceği için gecikmiş tedbirlerin anlamı
kalmayacaktır.
Şimdi; birlik ve beraberlik içerisinde, ekonomi ve sağlıkta
gerekli tüm tedbirlerimizi yaşayarak değil öngörerek almak ve öncelikle hayatta
kalmak zorundayız. Sonrasında, yaraların sarılması ve iyileşme sürecini en
hızlı şekilde atlatarak, iç ve dış piyasada bekleyen taleplerle birlikte
Türkiye çok önemli bir atılım yapacak ve küresel oyuncu olarak büyümesine devam
edecektir.