Bu açıklamalarda da anlaşılacağı gibi,Atatürkçülük
Sadece bir partinin tüzüğü içinde yer alamaz.
Kendilerini KEMALİST addedenler,yaptığı devrimleri
Sahip çıkma adına,bütün yapılanları İZM’le ifade etmek
Yanlıştır.
Halbuki Atatürkçülük,doğma,sabit,değişmez değil,
Her zaman aksiyon halde olan Atatürk düşünce ve devrimleri
Olarak değerlendirmek gerekir.
Aynı şekilde,Atatürk’ü,Asker,Devlet adamı ve Sivil olarak
Değerlendirmek gerekir.
Atatürk’ü onun zamanındaki tarih içinde,o zaman ki şartlar
İçinde okuyup,doğru yorumlayarak ATATÜRK’Ü anlamak
Lazım.
Kemalistler,Atatürk’ü adeta putlaştırırlar gibi,Onu ve düşüncesini
“KEMALİZM” içinde dondurmaktadırlar.Böyle olunca,
Kemalizm’in,diğer siyasi,ekonomik düşüncelerin sonuna
Getirilen İZM’lerden farkı olmayacak hale getirilmiş olacaktır.
Kominizim,Sosyalizm,Maoizm,Taoizm gibi İZM’lerden ayrı tutmak
Gerekir.
Demem odur ki;Atatürk’ün ilke ve İnkılapları şartlara göre de
Zamana uygulanabilir.Örneğin 25 kasım 1925 de mecliste kabul
Edilen 671 nolu “şapka iktisası hakkında kanun” bugün
Kadük olmuştur.
Eğer,kanun değişmez bir yasa olsaydı,o zaman ilelebet
Yürürlükte kalırdı.
Atatürk düşmanları da,onu din üzerinden ve harf devrimi üzerinden
Vurmaya çalışırlar.
Bunlar dindarlar değil,taassup içinde olan ve dini siyasete alet eden
Siyasi İslamcılardan başkaları olamaz.
Halbuki dindarlar yani Kur’an,Sünnet,İcma-i Ümmet,Kıyas-ı Fukaha’yı
Rehber edinenler,milli ve manevi değerlere her zaman saygılıdırlar.
Siyasi İslamcılara göre,Atatürk harf devrimi ile halkı bir gecede “CAHİL”
Bırakmış! Şapka devrimi ile bir çok insanı hapislere attırmış,
Medrese,zaviye ve tekkeleri kapatarak insanların Kur’an öğrenmelerinin
Önünü kapatmış,Ezanı Türkçeleştirmiş,Hilafeti kaldırmış,Camileri
Kapattırmış! v.s,v.s.
Osmanlı devleti,itilaf devletleri 30 ekim 1918 Mondros ateşkes mütareke
İle aralarında paylaşmışlar,ortada ne Payitaht ne hilafet ne saltanat kalmış.
Abbasilerden beri,Araplar Arap olmayan Müslümanlara “MEVALİ” yani
Arap olmayan Müslümanlar derlerdi.Yani bizim Müslümanlığımızı kabul
Etmemişler,1516 dan sonra Osmanlıya geçen HİLAFET SANCAĞINI
Asla tasvip etmemişlerdir.Sadece korktukları için ses çıkaramamışlardır.
Saltanat yoksa,”ŞAH MAT” olduysa,HİLAFETİN ne önemi var?
Anadolu halkı yani Türkler kendi aralarında TÜRKÇE konuşuyorlardı.
Saray dili Osmanlıca idi.Sonra Osmanlıca birden kaldırılmadı.
Osmanlıca ve Latin harfli Türkçe beraber yazmaya bir arada bir müddet
Devam etti.Atatürk,gerçek İslam’ı yaşayan Müslümanları her zaman
Korumuştur.Bu sebeple, Şeyhülislam Müessesi yerine ”Diyanet İşleri Başkanlığını” kurmuştur.Başına da Rıfat Börekçi hocayı getirmiştir.
Bilhassa parasını kendi hesabından ödeyerek Kur’an’ı Elmalılı Hamdi Yazır
Hocaya Türkçeye tercüme ettirmiştir.
İşte Atatürk’ün İslam dini ve Kur’an’a hizmeti budur.
Zaviye,tekke ve medreseleri kapatma kararının gerekçesi ise;
Önüne gelen tekke ve zaviye açabiliyordu.Kendilerini şeyh addeden
Bu kişiler,askere gitmiyorlardı.Bunun için önüne gelen-askere gitmemek
İçin-tekkeler açabiliyorlardı.Bir çok ajan bu tekkelerde saklanabiliyordu.
1950 den sonra ve bilhassa sağ görüşlü hükümetlerin milli eğitim bakanları
Okullarda “DİN DERSİNİ TERCİHLİ” Olarak müfredata koymuşlardı.
O da hafta bir saat idi.Liselerde dersler bittikten sonra,bir saat din dersini
İlahiyat mezunu olanlar değil,sadece “NAMAZ SURELERİNİ” bilen
Öğretmenler giriyordu.
Genel
21 Şubat 2020 - 13:42
Reis-i Cumhur ve Atatürk-5
Ali Koçlu'nun yazısını okumak için tıklayın...
Genel
21 Şubat 2020 - 13:42
İlginizi Çekebilir