Antikçağda adına şiirler yazılmıştı.Kıvrım kıvrım aktığı topraklara bereket getirirdi.Doğduğu dağlardan denize ulaşana dek her kıvrımında bir köy, her virajında bir efsane gizliydi.Onun adı Meandros’tu.Bugün bildiğimiz adıyla Büyük Menderes.Mitolojiye göre Meandros, Okeanos ile Tethys’in asi oğluydu.Kardeşleri gibi düz akmayı seçmedi.O, yolunu uzattı.Kendini kıvırdı, büktü, bazen geriye döndü.Akışına meydan okuyan bir nehir tanrısıydı.Kıvrımlarını çoğalttıkça gururu da büyüdü.Doğaya karşı yarıştı.Ve sonunda yolunu şaşırdı.İnsanlar onun bu çılgın akışını izledi yüzyıllarca.O nehrin kıyılarında uygarlıklar kuruldu.Priene, Miletos, Didyma…Meandros sadece su değil, medeniyet taşıdı.O yüzden adına desenler işlendi, tapınaklara motif oldu.Ve “meander” kelimesi, bütün dünyada kıvrılarak yürüyen düşüncenin adı haline geldi.Ama zaman değişti.Tanrılar sustu, insanlar konuştu.Ve her ne söyledilerse, sonunda Menderes’in sesini boğdular.Bugün o tanrısal nehir, artık kıvrılarak değil, can çekişerek akıyor.Kuruyor.Çünkü vadisine barajlar kuruldu,Yatağına kimyasallar boşaltıldı,Kıyılarına seralar, betonlar, sanayi tesisleri dizildi.Pamuk için suyunu çektik,Turizm için yönünü değiştirdik,Tarım için toprağını zehirledik.Ve şimdi Menderes’in adı sadece haritalarda yaşıyor.Bazen kuruyan bir çay,Bazen yosun tutmuş bir bataklık olarak.Denizli'de meslektaşım TC Kadriye Sözeri paylaştı bu fotoğrafları.Ve iktidar temsilcilerine seslendi."Vicdanınız nerede?"Bir zamanlar akarken hayat veren nehir,Şimdi kuruyarak insanlığın suçunu yüzüne vuran bir hayalet gibi.Ey Meandros,Sen mitolojide kendini kaybetmiştin.Biz seni gerçek hayatta kaybettik.Kıvrımlarını değil artık, çığlığını takip ediyoruz.Ve ne yazık ki bu çığlık,Ne Ege’ye ulaşıyor,Ne vicdanlara…https://www.denizliekspres.com.tr/acik-mektup.../50096/

