Köy Enstitüleri, bir zamanlar Türkiye’nin dört bir yanını bilgiyle, emekle ve umutla aydınlatan öğretmenlerin yetiştiği yegâne yerlerdi. Onlar her gittikleri köyde bir mum gibi yanarak hem kendilerini tüketti, hem çevrelerini aydınlattılar. Şimdi o mumlar, birer sanat eserine dönüşerek yeniden yanıyor…
Denizli’de bir grup sanat gönüllüsü, Köy Enstitüsü ideallerini yaşatmak, o büyük emeğin izini geleceğe taşımak ve bir vefa borcu ödemek için bir araya geldi.
"Biz, Köy Enstitüsü ruhunu taşıyan yeni kuşaklar; bu ülke için bir mum gibi yanarak geleceği aydınlatan öğretmenlerimize minnetimizi göstermek istedik" diyen Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Ayşegül Odabaşıoğlu Çomak, düzenledikleri sergiyle geçmişin ışığını bugünün sanatında yeniden parlatmayı başardıklarını vurguladı.
Küratörlüğünü Fatma Zeybek’in üstlendiği sergiye, Denizli’nin sanat dünyasına emek vermiş birçok değerli sanatçı fırçaları, kalemleri ve renkleriyle katıldı. Her eser, Köy Enstitüsü ruhunun bir yansıması, bir saygı duruşuydu. Bu anlamlı etkinlikte organizasyon sürecine katkı sunan Mustafa Belgin – Baloğlu çifti, Elif Aradaş, Esin Kenez ve Özlem Ateş’in özverili çalışmaları da alkışı hak etti.
Etkinliğin gücüne güç katan yalnızca sanatçılar değil, aynı zamanda bu ışığı söndürmeyen dernekler, sendikalar ve meslek odalarıydı. Katılım sağlayan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür eden Odabaşıoğlu Çomak, "Sanat yoluyla verilen bu mesaj; yalnızca geçmişe duyulan bir özlem değil, aynı zamanda geleceğe tutulan bir ışıktır" dedi.
Bugün hâlâ karanlığa karşı bir mum yakabiliyorsak, o mumun fitilini yıllar önce Köy Enstitülü öğretmenler tutuşturmuştu. Ve bu sergi gösterdi ki; o ışık, hâlâ sönmedi, sönmeyecek!