Yapılan
Açıklamada;
"Kendisini millet
iradesinin üzerinde gören bir grup emekli amiral vesayet dönemlerine özlem
duyan bir açıklama yayınladılar. Millete muhtıra verilen dönemlerden kalmış
köhne bir zihniyetin hazırladığı bu açıklamayla, Silahlı Kuvvetler dâhil olmak
üzere devletin kurumlarının milletin hizmetinde olmasından duyulan rahatsızlık
açık edildi.
Milletin inancından, iradesinden,
medeniyet değerlerinden kopmuş, millete yabancılaşmış bir zihniyetin taşıyıcısı
olan bu asker emeklilerinin aktif görevde oldukları dönemde neye hizmet
ettikleri herkesçe bilenmektedir. “Deniz
kuvvetleri emeklisi” sıfatıyla yayınladıkları bildiri içerik itibariyle
göstermiştir ki bunlar olsa olsa “amiral eskisi”dir. Eski düzenin kafasını
konuşturan bu 103 vesayet mankurtu; Kanal İstanbul ve Montrö anlaşmasına dair
cümleler üzerinden “fikir beyanı” adı altında çeşitli iletişim kanallarından
gece yarısı deklare ettikleri “muhtıra çağrışımlı” bir açıklamayla siyasete ve
millet iradesine müdahale etme niyetlerini beyan etmişlerdir.
Kimi çevrelerin
içeriğindeki darbe hevesini örtmeye, tahfif ederek masumlaştırmaya ve üstelik
sahiplenmeye kalkıştığı bu açıklama, her ne kadar darbeci kafanın sefaletini
gösterse de görmezden gelinebilecek bir durum değildir. Bu milletin bırakın
açıktan darbe çağrısına, iradesine yönelik hiçbir vesayet imasına tahammülü
yoktur. Bu nedenle emekli de olsalar siyasete
müdahale etme hastalığı nüksedenlere milletin sessiz kalması düşünülemez. Milletimiz,
açıklamayı yapanlar ve yazanlar kadar yazdıranların ve yayanların da farkındadır.
15 Temmuz’da
kursaklarında kalan heveslerini FETÖ ayarlı açıklamanın satır aralarına
gizlenmiş bir şekilde görüyor, kirli niyetlerini not ediyoruz. 15 Temmuz gecesi
bütün vahşetiyle uygulanan ihanet planlarının milletimizin çelik göğsüne çarparak
nasıl suya düştüğünü hatırlatıyor, bu açıklamayla aşikâr edilen kirli
niyetlerin de aynı şekilde milletin maşeri vicdanında mahkûm edilerek tarihin
kirli sepetine gönderildiğini, gönderileceğini ilan ediyoruz.
Amiral eskilerinin bu
açıklaması, Silahlı Kuvvetler bünyesinden vesayetçileri ayıklama, hainleri
temizleme politikasının doğruluğunu teyit ve te’kit etmiştir. Vesayet
virüsünden kurtulamamış, ihanet zehrini damarlarından atamamış bir kısım
mütekait askerin sözde beka endişesi kisvesiyle siyasete müdahale etme
cüretleri; milletin gözünde ihanetin, akılsızlığın ve ahlaksızlığın
göstergesidir. Hâlbuki ülkenin bekasını, milletin egemenliğini tehlikeye sokan
şey 10 yılda bir yapılan darbelerdir. Bu darbelerle milletin kayaklarının nasıl
sömürüldüğü, ülkenin dış mihrakların operasyon sahası haline nasıl getirildiği
milletin malumudur.
Unutulmamalıdır ki 15
Temmuz gecesi darbeyi önleyen, darbecilere meydanları dar eden millet,
Türkiye’nin tarihinden vesayetin izlerini, yarınından muhtıra ve darbe fikrini söküp
atmıştır. Bütün darbe heveslileri, vesayet sevdalıları bilmelidir ki, 250
şehidimizin kanıyla 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı yazılan manifesto bu
ülke için sadece bir milat değil, kanla imzalanmış bir ahittir. Bizler,
darbenin kendisi bir yana imasına dahi tahammülümüzün olmadığını; şehitlere
verdiğimiz ahdimizin arkasında, millet iradesinin yanında, darbelerin ve ihanetin
karşısında durmaya devam edeceğimizi herkese ilan ediyoruz.
Türkiye artık
darbecilerden hesap sorulan bir ülkedir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 103
amiral eskisi ve açıklamaları hakkında soruşturma başlatmış olmasını yerinde
buluyor, faillerle birlikte iştirakçileri ve azmettiricileri de ortaya
çıkaracak bir hukuki sürecin işleyeceğine inanıyoruz.
Biz de Memur-Sen olarak 81 ilde milletin iradesine karşı bir müdahale hevesi olarak gördüğümüz bu meş’um açıklama ve o açıklamaya imza atanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Millet olarak, irademize uzanmak isteyen elin ve arkasındakilerin ortaya çıkarılmasını, yargılanmasını, cezalandırılmasını istiyoruz. Vesayet sevdalılarına hadleri bildirilmeli, darbe heveslileri yargı önünde hesap vermelidir. Öte yandan bu bildiriye imza atanların siyasete müdahale aracı olarak kullandıkları rütbeleri ellerinden alınmalı, o rütbeler üzerinden elde ettikleri kazanç ve imtiyazlar sona erdirilmelidir." ifadeleri kullanıldı.