Hatırlarsınız.
1980'lerde halk ozanı Sadık Gürbüz'ün sevilen bir türküsü vardı.
Şöyleydi sözleri.
"Kara kara kazanlara
Kara yazı yazanlara
Kimse sevgi göstermesin
Ak yazıyı bozanlara."
İşte bu türküdeki gibi kara kara yazdılar, Milas'ın, Yatağan'ın, Muğla'nın kaderini.
Cenneti karalara bürüdüler.
Öyle ki.
Tertemiz, oksijen dolu havaya zehir saçıldı.
Tam 5 bin hektar yeşil alan kömür madenine açıldı.
90 kilometre alana 50 ton civa döküldü.
Ormanlar yok edildi.
Binlerce yıllık zeytin ağaçları kesildi.
Arkeolojik alanlar yağmalandı.
8 köyün yeri değişti, bir o kadarının, belki daha fazlasının değişecek.
Evler yuvalar dağıtıldı.
Bölgenin ekosistemi çöktü.
Tüm canlılarda sağlık sorunları başladı.
Kanser aldı başını gidiyor.
45 bin insanımızı kaybettik.
Her yıl 280 insanımız bu yüzden erken ölüyor.
İşte tüm bunların nedeni Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri.
Yani kömür.
Yani zehir.
Böyle devam ederse bu santraller 2043 yılına kadar 328 milyon ton karbondioksit yani zehir salımına neden olacak.
30 bin futbol sahası orman alanı yok edilecek.
Bunun adı, toplu katliam demektir.
Bu seri cinayettir.
Ve devlet bu cinayete dur demiyor.
*. *. *
Devlet susuyor ama bu cinayete dur demek için Muğlalılar harekete geçti.
Muğla Çevre Platformu’nun (MUÇEP) çağrısıyla gerçekleşen “Kömürsüz Muğla İçin” etkinliğine 300'den fazla çevre insanın yanısıra, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Milas Belediyesi, Milas Kent Konseyi ile sivil toplum kuruluşları Tema Muğla Temsilciliği, Avrupa İklim Ağı ve 350 Türkiye temsilcileri ile Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, CHP Muğla Milletvekilleri Burak Erbay ve Suat Özcan da katıldı.
Toplantıda Muğla’da madenlere ve termik santrallere karşı yaşamı savunanların hikayelerinin anlatıldığı “Kömür Belası” belgeselinin ilk gösterimi yapıldı.
Fosil Yakıtlara Karşı Ortak Mücadele ve Çözüm Önerileri Tartışıldı
Belgesel gösteriminden sonra kömür madenleri ve termik santrallerden dolayı mağdur olan bölge köylüleriyle gerçekleştirilen forumda söz alan İkizköy’den söz alan Aytaç Yakar, “Kömür bu elimdeki bir demet çiçeğin hakkını verebilir mi? Veremez. Ama evimizi, köyümüzü, her şeyi yok ettiler. İkinci defa yerimizden olmak istemiyoruz. Devletimiz, milletimiz bizim arkamızda olsun istiyoruz. Gerekirse cumhurbaşkanımıza kadar gideceğiz ama ikinci defa yerimizden edilmeyi kabul etmeyeceğiz.” derken, İkizköylü Nuray Onur “İki çocuğum var. Köyümüzün topraklarından besledim. Bir evlik toprağım yok, ama köylümün toprakları sayesinde okuttum. Şimdi toprağımızı kente elektrik sağlamak için yok ediyorlar. Peki, köylü yetiştirmeyince ya kentli ne yiyecek?” dedi.
Fosil yakıtlara karşı ortak mücadelenin önemini vurgulayan MUÇEP temsilcileri de bunun için Milas Kent Konseyi’ne bağlı Kömürsüz Muğla Çalışma Grubu kurulması, kömürden etkilenen köyleri temsil edecek mahalle meclislerinin hayata geçirilmesi, bölge belediyelerinin ortak eylem planı oluşturması ve bölgede adil dönüşüme yönelik üretici kooperatifleri ile yenilenebilir enerji kooperatifleri için somut adımların atılması gerektiğini belirtti ve bu adımların da takipçisi olunacağını söyledi.
Etkinlik, milletvekilleri, yerel yönetim temsilcileri, STK üyeleri ve katılımcıların hep beraber “Kömürsüz Muğla İçin” pankartı açmasıyla sonlandı.
Toplantıya damgasını vuran söz ise, "Kömür Belası" filiminin yönetmeni İmre Azem’in söyledikleriydi.
"İstanbul gibi kentlerin AVM’lerine enerji sağlamak için Muğla’nın köyleri yok ediliyor."
Kömürsüz Muğla etkinliğinin ikincisi yarın Yatağan - Turgut Mahallesi’nde saat 15.00’da Turgut Köyü Toplantı ve Düğün Salonu’nda gerçekleşecek.