Bugünkü konuğumuz Sabahattin ALİ dostlar. Konumuz ise Sabahattin ALİ’nin Ayşe Sıtkı İLHAN’a mektupları…
Sabahattin ALİ’nin o çok sevdiği yeşil mürekkeple bezediği mektuplar, kimi zaman 60 yıl öncesinden bir sesleniş… Yarım yüzyıl öncesinden bugünü yaşayış kimi zaman da… Sabahattin ALİ’nin Ayşe Sıtkı’ya, 27 Aralık 1931 tarihinde Konya’da yazdığı mektuptan bazı satırlar:
“Ayşe!
Halkın kendi derdine teselli için kullandığı, dış ve iç manası dikkate değer ve derin bir tabir var: Her şeyin başı yaşamak! Ve bu böyle...
Bu hisler nereden geldi, nasıl geldi, niçin geldi farkında değilim. Yalnız yaşamak, nasıl olursa olsun yaşamak istiyorum. Yalnız hayatta olmak, bana diğer bütün felaketleri silip süpürecek bir bahtiyarlık gibi geliyor. İhtimal bir müddet evvel şiddetle tesiri altında bulunduğum düşüncelerin tepkisi...
En akıllıca iş, insanların iyiliği veya fenalığı hakkındaki düşünceleri vesaire bir takım budalalıkları bir tarafa bırakıp bize istemeden bahşedilen hayat gibi emsalsiz bir nimetten istifade etmek ve her yerde, her vaziyette bu nimeti takdis etmektir…
Hapisteyim, ıstırap çekiyorum, fakat mademki hayattayım, bahtiyarım...
İnsanlar tarafından terk edildim, sevdiklerim tarafından sevilmiyorum, fakat mademki hayattayım, bahtiyarım...
Ancak böyle söylersek ve böyle düşünürsek doğru bir şey yapmış oluruz…
Yarın nasıl yok oluvereceğimizi adam akıllı, külahımızı önümüze koyarak bir düşünürsek bugün sadece nefes almanın bile en büyük saadet olduğunu idrak ederiz…
Bütün insanların şu düsturu daima tekrarlamaları kendi saadetleri için elzemdir: Mademki yaşıyorum bahtiyarım...
Eşe dosta selam. Hulusi'ye, Pertev'lere bilhassa... Sana da birçok selam iki gözüm..."
***
Aşk'a âşık bir insandı O... Hatta Nâzım Hikmet, çok romantik olmakla eleştirir O'nu...
Kendisi de, “15-16 yaşımdan beri şöyle bir haftacık olsun, âşık olmadan durduğumu hatırlamıyorum...” der Aşk konusunda...
Ruhun şâd olsun Sabahattin ALİ. Minnetle, özlemle, saygıyla…