"Tanzimatın açtığı serbest ticaret devri, Avrupa rekabetine karşı kendini müdafaa edemeyen iktisadiyatımızı bir de İktisadî kapitülasyon zincirleriyle bağladı... Rakiplerimiz bu suretle inkişafa müsait sanayimizi mahvettiler. Ziraatimizi de rehnedar eylediler. İnkişaf ve tekamiil-i İktisadî ve âliyemizin önüne geçtiler.."
1 Mart 1922 Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk
14 Mayıs'ta önümüze koyulacak sandık hemen hemen her şey gibi Türkiye Tarımı'nın da kaderi belirleyecek. Bu sebepledir ki;
" TBMM TARIMI BİLEN VEKİLLER GİRMELİDİR "
Geçtiğimiz hafta meclisten küçük aile işletmelerini yok sayan, sözde orman köylüsünü kalkındıracak torba yasa meclisten geçti. Tarımı bilen vekiller olsaydı, oylama öncesi görüşmelerde muhakkak ki bunun doğru/yanlış karar olup olmadığını aktaracaktı. Peki, ne o kanun?
422 sayılı Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4972)
Kanun'da altı çizilen Anayasanın 35 inci maddesi ile kanunun bazı maddelerini açıklayalımn
"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."
Burada iki önemli başlıktan yola çıkılmış;
- Kamu yararına uygunluk
- Kamu yararına aykırı olmayan kanun ile mülkiyet hakkının sınırlandırılması
Bazı bölümleri kanun teklifinden aynen aktarıyorum;
" Malikleri veya hak sahipleri tarafından uzun süredir işlenmeyen veya mülkiyeti ihtilafları nedeniyle işlenmeyen tarım arazilerinin devlet eliyle veya yetkilendireceği kurum veya kuruluşlar eliyle tarımsal üretim yapacaklara kiralanabilmesi ve kira gelirlerinin hak sahiplerine verilmesi şeklindeki bir yöntem hem ekonomiye katkı sağlayacak hem de tek başına arazisinden bir gelir elde edemeyen vatandaşlara ek gelir sağlayabilecektir.
"Tarımsal faaliyetlerin Bakanlıktan izin alınarak yürütülmesi ile tam kayıtlılığa, etkin izlemeye ve kaynakların optimum kullanımına imkan sağlanarak tarımsal hasılada artış gerçekleşecektir. Bakanlıktan izin almadan faaliyette bulunmayı engelleyerek, Kanunda öngörülen üretim planlamasını güçlendirmek üzere uyarı, belirli süre desteklerden yararlandırmama veya idari para cezası şeklinde kademeli bir yaptırım öngörülmektedir.
"... Tarımsal üretim sözleşmesinin taraflarının haklarını koruyacak ve yükümlülükleri bakımından dengeyi sağlayacak surette sözleşme genel şartlarının Tarım ve Orman Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelikle belirlenmesi ve bu hükümlere istinaden Bakanlıkça belirlenecek bazı ürünlerin sözleşmeli olarak üretilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
…
Bu kanun teklifi yasalaşırken TBMM'in inlemesi gerekmez miydi? Açıkça ne diyorlar? Dikecek ve ekilecek olanların şimdilik bir kısmı stratejik ürün başlığı altında (arpa, buğday) bakanlık iznine bağlanıyor.
Üretilen ürünler için sözleşmeli üretim modeli geliyor. Yani alıcı belli olacak ve o şartlara uygun üretim yapılacak. Tütünde olduğu gibi..
Mevcut miras yoluyla mirasçıları tarafından paylaşılmamış ya da mülket sahibi tarafından boş bırakılmış /işlenmeyen araziler devlet tarafından mülkiyet sahibi namı hesabına kamu yararı gözetilerek kiraya verilecek!
Cumhuriyetin 100.yılında, ilk 10 yıldan daha da gerilediğimiz gerçeği ile;
" 1 Kasım 1937'de TBMM'ni Beşinci Dönem Üçüncü Toplanma Yılını açarken yaptığı konuşmada;
(ATATÜRK, CUMHURİYET VE TÜRK TARIMI:
ATATÜRK'ÜN TARIM POLİTİKASI VE SONUÇLARI
ALİ SARIKOYUNCU, MEHMET KAYIRAN)
"Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olan ise, bir çiftçi ailesini geçindirebileği toprağın, hiçbir sebep ve suretle, bölünemez bir mahiyet alması. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus kesafetine ve toprak verim derecesine göre sınırlanmak lâzımdır..."
Çiftçinin artan girdiler ile belini büküp, üretemez hale getirenler kamu yararı adı altında çiftçiyi topraksız bırakacakken benim çiftçi ve meslektaşı, arkadaşı olarak ezcümle ile sözüm;
" Tarımın yapısal sorunlarını harfi harfine bilen, yıllarca tarım sektörünün nabzını tutmuş, yayınlar yapmış, tüm sorunları bilmekle kalmayıp çözümleri olan, üreten yani Çiftçi ve Ziraat Mühendisi, Denizli'li hemşehrimiz Mehmet EFE'yi yine şehrimizi temsilen TBMM'de vekil olarak görmek istiyoruz! " olacaktır.
Önümüze koyulan o sandık hak, hukuk, adaleti… getirecek ise tarım kesimi asla göz ardı edilmemelidir.
n.aydemir 27 Mart 2023-Ça [email protected] l