Oyunu kime verir?
Soru garip gelebilir.
Ama her seçim dönemine girildiği zaman sorulur, yanıtı aranır.
Bu kez de öyle.
Bu kez kime oy vereceksiniz sorusu yurt sathında hatta en küçük yerleşim birimlerinde seçmene soruluyor.
Seçmen karşılığı sık sık yayınlanıyor, sonuçlar bazılarını kızdırıyor, bazılarını sevindiriyor, bazılarını da hırslandırıyor.
Anketçiler sahaya çıktığında veya belirledikleri yöntemle çalışmaya başladığında seçmene farklı bakıyor.
Şöyle ki;Kazançları, eğitimleri, inançları, cinsiyetleri, yaşları, önceki tercihleri, 'doğu'da ya da 'batı'da olmaları, toplumsal ilişkileri hiçbir fark yaratmadan aynı siyasi tercihte bulunacak 'birbirinin aynı' bir seçmenler topluluğu mu var? Varsa da bu seçmenlerin vereceği oylara önceden 'kesin adres' gösterip sonuç almak mümkün mü?
Sorunun hedefi belli.
Hedef HDP’ye oy veren seçmenin net tavrını yakalamak.
Çünkü yüzde 7’ye düşürülen baraj, HDP için artık sorun oluşturmuyor.
HDP’nin yakaladığı oy oranı en hoşlanmayanlar tarafından dahi kabul ediliyor…
Peki bu “HDP seçmeni”nin hepsi Kürt mü?
Kesinlikle değil.
Asıl karışıklık ve yanıt aranan soru "HDP barajı geçsin" diye oy veren ve baraj yüzde 7'ye düşürüldüğü için artık bu tercihte bulunmayacakların oranı.
Dönelim kürt seçmene yine.
Saptamalara göre; Kürt seçmenin önemli bir bölümünün oyu HDP'ye gidiyor. Hatta HDP bu süreçte kapatılsa dahi onun işaret edeceği adrese oy verecekler.
Bugünkü durumda iktidardan fazla oy alan bir muhalefet var.
6 muhalefet partisi görüşmeler yapıyor.
Görüşmelerde HDP yok, çağrılı değil.
Bu durum da HDP kendi stratejisini belirledi…
Ancak, 6 partinin Kürt politikası nedir?
Kürtlerle ilişkisi ne?
6 muhalefet partisi bu konuda Ak Parti’den farksız.
Yani, Kürtçe şarkı söylemekle, Kürtçe hoş geldin demekle yetiniyor.
Bugünden görünen o ki HDP, hükümetin kurulmasında ve Cumhurbaşkanı’nın seçiminde de önemli bir aktör haline gelecek.
Varsayımlara, yorumlamalara bakalım:Eğer HDP Cumhurbaşkanı adayı çıkarmazsa ve Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu olursa, Kürtler oy verebilir.
Sonuçta bölgede CHP’ye yönelik tepkinin iki kaynağı var. Kürt meselesinin çözümünü önceleyen Kürtler açısından CHP’nin şimdiye kadar bu meseleye yaklaşımı temel tepki kaynağıyken, geçmişte CHP’nin muhafazakârlara yönelik politikaları da, muhafazakâr Kürtler açısından önemli bir CHP karşıtlığı kaynağıydı. Kılıçdaroğlu Diyarbakır seyahatinde her iki kesime de hitap etmeye çalıştı ve belli ölçüde de ilgi gördü.
Kürtlerin politik, örgütlü bir halk olduğu kalıp bir söz değil, gerçek. Dolayısıyla HDP’nin kapatılması durumunda bile aynı siyasi çizgideki başka bir parti aynı oyları alır.
Ve dahası, HDP’nin kapatılması durumunda, AK Parti’ye oy vermiş seçmenlerin de önemli bir kısmı, HDP çizgisini takip eden partiye kayar. Dahası, burada AK Parti bünyesinde siyaset yapanlar neden orada durduklarını izah etmekte çok büyük sorunlar yaşar. Ve, HDP’nin kapatılması AK Parti’yi bölgede zora sokar, büyük oy kayıpları getirir.
Hemen her gün seçimin dillendirildiği, geçimin zorlaştığı ülkemizde elbette bir kazanan olacak.
Şimdiden net olan, kim kazanırsa kazansın, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!