Sabah yürüyüş yolumda bir incir ağacı var..
Dallarında sapsarı, baldan tatlı incirler..
İmrene imrene bakıyorum..
Ama henüz bir tanesini bile koparıp yiyemedim..
Çünkü korkuyorum!.
*. *. *
Tarih 3 Mayıs 1972'ydi..
Türkiye'de ilk kez bir yolcu uçağı kaçırılmıştı.
Ankara-İstanbul seferini yapan "Boğaziçi" adlı uçak zorla Sofya’ya indirilmişti..
Gazeteciler eylemcileri manşetlere çekmiş, linç ediyordu..
Toplumda infial olmuştu..
Kamuoyu sarsılmıştı..
Devletin aradığı da zaten buydu..
Ankara hemen psikolojik savaşı başlattı..
Bu gözü dönmüş teröristler çok acımasız ve tehlikeliydi!.
Bunlar yok edilmeliydi..
Halkın desteğini alarak tüm muhalefeti tutuklamaya başladılar..
Binlerce insan gözaltına alınıyordu..
Ağır işkencelerden geçiriliyordu..
Gözaltına alınanlardan biri de Trabzonlu resim öğretmeni Mustafa Beşgen idi..
Şiddetli işkence görüyordu..
Sonunda acıya dayanamadı, "Bırakın, konuşacağım" dedi..
İşkence durdu..
"Konuş..Hangi örgüte mensupsun" dediler.
Aslında hiç bir örgütle bağlantısı yoktu..
Ama bir isim vermek zorundaydı..
Yoksa işkenceciler daha da kızacaktı..
Biraz düşündü..
Sonra "THÖ" dedi..
İşkenceciler bu kez açılımını sordu..
Mustafa öğretmen o anda uydurdu.
"Titrek Hamsi Örgütü"
İnandılar..
*. *. *
Ülkede tutuklamaların ardı arkası kesilmiyordu..
Bir kaç gün sonra bu kez Uğur Mumcu, Zülfü Livaneli, Emil Galip Sandalcı, Erdal Öz ve Altan Öymen de gözaltına alındı..
Uçak kaçırma olayını planladıkları iddiasıyla sorgulanıyorlardı..
Savcıların elinde tek bir delil yoktu..
Ama bu isimlere ceza verdirebilmek için bir örgütün içine sokmaları gerekiyordu..
TİKKO deseler olmaz..
THKP-C deseler kimse inanmaz..
Sonunda buldular..
THÖ: Titrek Hamsi Örgütü..
Uğur Mumcu, Zülfü Livaneli, Emil Galip Sandalcı, Erdal Öz ve Altan Öymen "Titrek Hamsi Örgütü"ne üye olma suçundan yargılandılar.