Seçim yasası gündemde, görüşülecek,görüşmelerin seyri ve yeni öneri karşı çıkışları hep beraber izleyecek, alınan kararı yaşayacağız.
Ülkemizin tarihsel siyasi pratiği aslında şahane derslerle dolu. Derslerden “ders” çıkaran siyasetçiler var mıdır?
Belki vardır!
Ders çıkarsalardı,tarihsel süreci inceleselerdi Cumhur’un siyasetçileri, yani iktidar, kaybetme olasılığı yüksek olan seçimi kazanabilmek için hemen siyasi partiler yasasına sarılmazdı. Çünkü; yeni yasal düzenleme yöntemi uygulayarak başarılı olan iktidar partisini Türkiye siyasi tarihi bugüne görmedi.
Neler yapıldı?
12 Eylül faşist darbecilerinin icadı olan “yönetimde istikrar, temsilde adalet” diye sunulan yüzde 10 seçim barajıydı.
AKP iktidara geldikten sonra “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun”da tam 190 değişiklik yapıldı. Sayının çok olması sizi şaşırtmasın,büyük çoğunluğu teknik olarak yapılması gereken değişiklik.14 geçici maddesi bulunan yasa 66 maddeden oluşuyor. 2008 yılında 55 maddesi/hükmü değiştirilen yasanın 2010 referandumunda da 44 maddesi/hükmü değiştirildi. En son değişiklikler 2018 yılında yapıldı. AKP 2019 seçimleri öncesinde seçim bölgeleriyle bile oynadı. O ilde yaşayan her seçmenin büyükşehir belediye başkanı ve meclis seçimi için oy vermesi düzenlemesi de yapıldı AKP tarafından ama 2019 seçimlerinde elindeki iddialı olduğu 11 büyükşehri kaybetti. Yani sandıktan çıkan oy ile yapmak istediğini, aynen kendisinden önce deneyenler gibi AKP de başaramadı.
AKP seçim yasasını niye zorluyor?
Aslında AKP kendisine avantaj sağlayacak düzenlemeyi yapabilirdi ama bunun için ittifak ortağı MHP’yi ikna edemedi. Çünkü AKP’ye yarayan düzenleme MHP’ye yaramıyor, MHP’ye yarayan düzenleme ise bu ikilinin kırmızı çizgisi HDP’ye de yarıyor. Ama seçim yasasında değişiklik yapacağız dedikleri için kamuoyunun önüne bir şey koymalıydılar. Sonuçta içinde muhtelif “cinlikler” de barındıran bu yasa teklifini getirdiler. Erken seçime kalkan olacağı umuduyla getirdikleri ve artık erken seçimin gündemden kalkacağına ilişkin tezleri de doğru değil. Her an erken seçim kararı alınıp uygulanabilir. 1 yıl içinde bir erken seçim yapılmasına karar verilmesi durumunda bu değişiklikler, teklif TBMM’de kabul edilse bile uygulanamaz. Yani örneğin baraj yüzde 7 değil 10 olarak uygulanır.
Ne amaçlanıyor?
AKP ve MHP kendilerinin getirdiği ittifaklara olanak tanıyan düzenlemeden de geri adım atıyor. Uygulamada bir sorun ortaya çıktığı ya da daha demokratik bir seçim için değil doğal olarak, Millet İttifakı'nı sıkıştırmak için. Cumhur İttifakı'nın 2 partisinin firesiyle, Millet İttifakı'nın 6 partisinin firesinin aynı olmasını beklemek doğal olarak mümkün değil. Bütün partilerin kendi logolarıyla seçime girmeleri halinde tabi. O zaman ne olacak; partiler bir ya da 2 parti çatısı altında seçimlere girmek zorunda kalacaklar. Bu Cumhur İttifakı için basit mesele. Birbirine politik olarak çok yaklaşmış 2 parti Cumhur İttifakı ve karar verici olarak 2 kişi bulunuyor. Seçmeni de ayrıca uzun uzun ikna etmeye ihtiyaçları yok, birlikteler zaten. Oysa Millet İttifakı'nda sayıyı 2’ye indirmek bile hayli tartışmalı bir süreç istiyor.
Bir başka düzenleme TBMM’de grup kuran partinin otomatik olarak seçimlere katılma hakkı elde edememesi. Buradaki niyet TBMM’yi iyice denklemden çıkarmak, onu işlevsiz kılmak. Sonuçları kestirmek hiç de zor değil. Kaybedilen belediyeler bunun ip uçlarını vermektedir.
Kıdemli yargıç yerine görevli yargıcı seçim kurulu başkanı seçme meselesi de, devlet aygıtıyla bütün olanakların sonuna kadar zorlanacağının en temel işareti.
Bir de HDP meselesi var. Hakkındaki kapatma davası, kapatma kararı ile tam da seçim sürecinin ortasında sonuçlanırsa ne olacak?
Beklenti: iktidar bir anda 40/50 milletvekiline daha sahip olabilecek.
Yani çok denklemli,çok bilinmeyen, çok karmaşık bir dönem örgütlenmesi.
Hedef net:İktidar da kalmak.
Kalabilirler mi?
Süreç…Süreç…