Cumhuriyet Gazetesi’nin sahibi
Cumhuriyet Vakfı’ndaki yönetim değişimi,
sonrası gazeteden ayrılanlar, veda yazıları
gündeme oturdu.
Yapılan yorumlar iki ana başlıkta…
‘’Cumhuriyet kurtuldu!’’, ‘’Kimi Cumhuriyet ele geçirildi!’’
Çok sayıda okuru kimi destekleyecekleri konusunda kararsız.
Bu konuda gazetenin yazarlarından
Emre Kongar Hoca
‘’en doğruyu’’ yazdı;
‘’Cumhuriyet okuru akıllıdır bilinçlidir.
Gazetenin Atatürk’ten, İnsan haklarından,
Demokratik Cumhuriyet’ten sapıp sapmadığını
derhal anlayacaktır.
Gazeteyi almaya ve okumaya devam edin.
Kararınızı klâvye şövalyelerine göre değil
kendi gözlemlerinize göre verin!’’
***
‘’Aydınlanmanın Bilgesi’’Başyazarı İlhan Selçuk’un
2.sayfadaki ‘’Pencere’’sinde ilk yazısında(8 Nisan 1962)
‘’Her insanın penceresi kendine benzer.
Atatürkçülerin penceresindeki mimaride
devrimlerin çizgileri vardır.
Bu devrimlerin Türkiye’ye açtığı pencerede
ne ahşap ev pencerelerindeki kafesler,
ne saray pencerelerindeki kafesler,
ne saray pencerelerindeki ağır perdeler,
ne konak pencerelerindeki pancurlar,
ne tapınak pencerelerindeki vitraylar vardır.
Atatürk’ün açtığı pencereden ışık düpedüz
girer…Aklın ışığı’’ yazdığı…
Yaklaşık yarım asır bu yazılarıyla bedel ödediği.
Ama asla ‘’Pencere’’sini kapamadığı…
Uğur Mumcu‘nun da 56 yıl önce ilk yazısının çıktığı,
o yazısını ‘’Her şeye Atatürk gücüyle ve
onuncu yıl umuduyla başlayacağız, başlamalıyız’’diye
bitirdiği…
‘’Sakıncalı Piyade’’ olsa da okurlarını ‘’Gözlem’’siz bırakmadığı…
Oktay Akbal, A.Taner Kışlalı, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu,
Melih Cevdet Anday, Abdül Abi’nin(Yücelman) gibi yitirdiğimiz
değerlerin emek harcadığı...
Faşizmin her döneminde -12 Mart’lar 12 Eylül’ler dahil-
dik duruşundan ödün vermediği...
94 yıllık misyona sahip gazetedir Cumhuriyet!
Yazılarını büyük keyifle okuduğum Çiğdem Toker’in
‘’Hoşça Kalın’’ başlıklı veda yazısındaki benzetimi ile;
‘’Kurucusu Atatürk ile, adı, ilkeleri kökleri,
taşıyageldiği saygınlığıyla dünyada bir benzeri olmayan gazetedir Cumhuriyet!
***
Gazetenin Yayın Kurulu üyesi
Değerli Meslek Büyüğüm
Orhan Bursalı’nın saptamaları da süreçte çok önemlidir;
‘’Herkesin gözü, Cumhuriyet tarihinin,
tarihsel bir eseri gibi yaşayan Cumhuriyet
gazetesinde.
Etkisi var, gücü var.
Ve gazetenin şöyle değil, böyle yayın yapması
istekleri yoğun(…)
Kendini demokrasi, insan hakları, adalet,
yargı bağımsızlığını savunarak, gelişerek ilerlemeli..
ülke birliğini savunması, tartışılmaz bile.
(…)Şunu belirtmek isterim: Yönetime gelenler hoşgörülü olmalı.
Mesela Murat Sabuncu’nun gazetede yayımlanan
yazısını portaldan kaldırmak yanlış olmuştur.
Cumhuriyet’i hoşgörü yüceltir ve yükseltir.
Yoksa, dün iktidarla ve Cemaat ile birlikte
operasyonları savunan ve ‘yetmez ama evet’
diye yeri göğü inleterek bugün yaşadığımız
büyük dönüşümde büyük payları olanların,
bugün, Cumhuriyet AKP’nin eline geçti
biçimindeki alçakça yalanlarını
taşıyacakları malzeme olur.’’
***
Cumhuriyet yaşamalı, sonsuza dek!
Onsuz soluk alınmaz!..