Son yıllarda ilişkilerdeki sorunlardan biriside güvensizliktir. Kimse kimseye güvenmez hale gelmiştir...
Herkes birbirinden bir şeyler saklama çabası içinde… İlişkide güven olmadığında sevgide saygıda kalmaz.
Bir danışanım eşiyle ilgili ‘’hocam, eşim telefonunu benden saklıyor birde şifre koymuş. Bazen gizli gizli konuşuyor sosyal medyada da birileriyle görüşüyor daha sonra yazışmalarını da siliyor. İçimde büyük bir kuşku var artık ona güvenmiyorum !!‘’
İşte burda evliliklerde çatırdama başlıyor ve ortada bir şey olmasa bile hissedilen kuşku, güven kaybına sebep oluyor.
İlişkilerde açık ve net olmak ilişkiyi sağlamlaştırır. Gizli saklı gizemli davranışlar kişilerde korkuya sebep olur. Korku ilişkinin sürekliliğini zedeler, eşler birbirinden uzaklaşır öfke kin nefret duyguları artar kişiler birbirinden uzaklaşır ve soğuk savaş başlar.
Eşlerde gelecek kaygısı oluşur, bu ilişki nereye kadar gider. Eğer benden ayrı gizli işler çeviriyorsa bende kendimi garantiye alayım, ne olacağımız belli değil diye maddi manevi eşinden uzaklaşmaya başlar..
Zamanla çiftler yalnızlaşmaya başlar herkes ayrı dünyalardadır kuşku güvensizlik her geçen gün çığ gibi büyür, ta kii birşeyler açığa çıkana kadar..
Bu bir uyanış, farkediş yada dürüst olarak durumu ifade edene kadar sürer..
Kişiler bu durumun ilişkiye verdiği zararı anladıkları zaman acil olarak güveni tekrar kazanma yoluna gitmeleri gerekmektedir..
Peki nasıl güven tekrar kazanılır?! kişiler durumu doğru ve dürüst bir şekilde açıklar,ifade ederse kaybedilen güven tekrar kazanılır ve ilişkide sağlıklı bir şekilde devam eder..
Ne güzel bir duygudur sevgiyle hissedilen güven..
Ne kadar güvenirseniz o kadar sever ve o kadar çok mutlu hissedersiniz kendinizi…
Bu arada sevginin kardeşi de güvendir.
Güvenin olmadığı yerde sevgi olmaz.. Olur derseniz de yalan olur ve sadece kendinizi kandırırsınız.
Ancak, bazen sevginin bir adım önde gitigi de olur. Sevince en olmayacak zaman ve durumlarda güven duymak için bahaneler de yaratırsınız ufacık bir delikten gökyüzüne bakmaya çalışırsınız.
Aslında insan kendi huzuru için güvene ihtiyaç duyar.. çünkü doğasında vardır güvenmek…
Fakat bir kere kaybedilmeye görsün kaybedildiği zaman bir daha kazanılması ihtimali yok denecek kadar azdır güveninin kaybedilmesinde de en önemli etken, yalan ve samimiyetsizliktir..
Eğer insan verdiği sözlerin arkasında durmuyorsa orada güvensizlik başlar. Bazılarımızın yalana kılıf uydurmakta üstüne yoktur. Onlara göre, söyledikleri yalanlar,sadece pembedir.
Yalanın rengi olmaz. Yalan güven sarsıcıdır İnsanın güvenmediği insanlarla bir arada bulunması,ilişki kurması kadar da huzursuz edici bir şey olamaz.
Düşünsenize, güvenmediğiniz bir insanla berabersiniz her an sizi kandıracağından şüphe duyuyorsunuz, nasıl mutlu, huzurlu olabilirsiniz ki…Güvenilmeyen insanlarla bir arada olmak,
onlarla aynı ortamı paylaşmak, diken üstünde durmak gibidir..
Hep acabalar dolaşır beyninizde..Tabi bu sadece kişiler için değil,toplumlar için de geçerlidir Fertler arası güven sağlanan toplumlar yükselir ve medeni ülkeler seviyesine gelir.
Güven ve sevgi karşılıklı olursa anlamlıdır. Güvrn ince bir cizgidir
Bu çizgiyi kalınlaştıran ve kırılmasını önleyen tek şey, güvenin iki taraflı olmasıdır…
İster çaycı, odacı olalım.. İster doktor, mühendis, avukat. Her ne olursak olalım, statüyle değil
değerlerimizle değerlenelim..
Yüreğinizdeki sevgi ve güven daim olsun. Sevgilerimle…