CHP, 3-4 Şubat tarihinde 36’ıncı Olağan Kurultay’ını yapacak. Bu Kurultay ülke geleceği açısından çok önemlidir.
Bu kurultaya Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir olasılıkla tek aday olarak gidecek. Herhangi bir aday çıksa da şansı ve gereği de yok sanıyorum.
CHP kurultaydan birlik içinde çıkmalı… Kaldı ki, CHP diğer partilerle iyi ilişkileri ve teması sürdürürken, parti içi barışı ve birliği sağlar diye düşünenlerdenim.
Bu kez, Parti Meclisi’ne girmek için mücadele edecek partili sayısı çok olacaktır.… Umarım, Parti Meclisi’ne girme mücadelesi parti içi kırgınlıklara, kısır hizip çekişmelerine dönüşmez.
Dönüşmemesi için en büyük görev de tabii Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na düşüyor.
Mesleğe başladığım dönemde, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ydü. O kurultaylardan önce, il başkanlarını toplar, görüşlerini dinler, onlardan öneri alırdı. Hatta kurultayı kim yönetecek, divanda kimler olmalı gibi konular bile ele alınırdı.
1972 yılına kadar İsmet İnönü, ardından Bülent Ecevit’in genel başkanlıkları döneminde kurultaylarda hep önce Parti Meclisi üyelikleri, sonra MYK’ya girmek ve Genel Sekreter olmak için çekişme yaşanırdı. Çünkü o dönemde, Genel Sekreterlik çok önemli bir makamdı.
Bugün de CHP’de her açıdan etkin bir genel sekreterlik makamına gereksinim olduğu görülüyor. Her sol partide olduğu gibi.
Şimdilerde CHP’de, Genel Sekreterlik sıradan MYK üyeliğine dönüştü neredeyse…
36’ncı Kurultay sonunda, Atatürkçü, devrimci ve sosyal demokratlardan oluşan bir kadro kurulmaz veya CHP ilkelerini benimsemeyen kişiler PM’ye alınırsa kamuoyunda büyük tepki doğacağını söylemek kehanet olmaz.
Kurultaydan sonra, ülke ve halkın sorunlarının doruğa ulaştığı bir dönemde, CHP iktidarla mücadele edecek kadrosu ile tüm yurda dağılmalı ve ev ev, kahve kahve dolaşarak çözümlerini anlatmalıdır.
Kanımca, CHP devrimci özüne dönmeli, 'Kemalist Devrim’i tamamlama kararlılığında olmalıdır. Ve bu konu her zaman dile getirilmelidir.
CHP Genel Başkanı da seçimleri beklemeden, mitingler, bölge toplantıları yaparak CHP'nin ne olduğunu, ne olmadığını sıfırdan başlayarak halkla paylaşamalıdır inancındayım.
Seçim zamanı bile il ve ilçe teşkilatları gibi ortalıkta görünmeyen kadın ve gençlik kolları da bu kampanyalarda ön safta yer almalı, etkinlikler düzenleyerek CHP’yi iktidara taşyacak adımları atmalıdır.
Dört yıl yatıp, iki ay çalışılarak herhangi bir partinin iktidar olunduğunu gören var mı?
CHP ve Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi’ni oluştururken parti ilkelerini benimsemiş, Atatürkçü, devrimci, sosyal demokrat kadroları ön plana çıkarmalıdır.
Artık, bundan önce kadro oluştururken daha önce düşülen yanlışları Kılıçdaroğlu yapmayacak kadar deneyimli bir Genel Başkan haline geldi diye düşünüyorum. Kılıçdaroğlu bugüne kadar edindiği deneyimlerinden yararlanacaktır.
Kadro oluştururken, Atatürk Cumhuriyet’inin ve CHP’nin kuruluş amaçları unutulmamalıdır.
36’ıncı Olağan Kurultay sonrasında CHP, Sivas Kongresinde alınan kararlar doğrultusunda ve Atatürk döneminde kabul edilen fabrika ayarlarına döner diye umuyorum.