Merhaba; bu hafta sizlere yeni çıkan çok özel bir kitaptan alıntılar paylaşmak istiyorum. 57 kitabın ünlü yazarı Sayın Akif Manaf‘ın yeni eseri çıktı. Varoluşsal Bilgelik Serisinin 2. Yayını olarak geçen “ ACI PSIKOLOJISI “ kitabı insanlığa büyük bir ışık tutuyor. Ve bu kitabı her okuduğunuzda acılarınız sona erecek..
“ACILARA SON” diyoruz ve kitaptan ufak alıntıları siz okurlarımızla paylaşıyoruz;
“ Canlı varlık, gerçek canını unutunca canını yakarak öz canına ulaşmaya çalışır. Kişi bedenine acı vererek can yanması sayesinde canının değerini ortaya çıkarmak için çabalar.
Acı çok özel ve aynı zamanda çok arkaik, sözelleştirilemeyen bir lisandır. Aydınlanmamış insan bedenine acı çektirerek öz benliğine dokunmuş, temas etmiş ve onu hissetmiş olur.
Hayatta gerçekçi olmak acı zehrine karşı en etkili panzehirdir. Eğer hayatta acı çekmek istemiyorsan gerçekçi ol!
Her zevkin rahminde acı olduğu gibi her acının rahminde de zevk var. Zevke gebe olan acının ebesi ol- zevk doğacaktır!
Acı ile yaratıcılık arasında gizemli bir bağ var. Bu bağı keşfeden kendini de keşfeder. En acı iç çekiş en içteki yaratıcı gücü uyandırır! Acılar içinde kıvranan insanın, yaşadığı acı depremleri sonucu yüreğinin kapıları acı rüzgarı aracılığıyla açılır ve acılar dışarı fırlar!
Bir insan kendini kaybettiğinde acıları bulur ve kendini bulduğunda acıları kaybeder. Tercih sizindir! Gerçek şu ki, zevk acının çiçeğidir. Bu ne kadar paradoksal gelse de, acı zevki besler ve çiçek açmasını sağlar.
Bir insan acı ile ne kadar yorumsuz ve yargısız, gerçekte olduğu gibi yüzleşirse, acının dışa vurumu da o kadar çabuk ve etkili olur. Çoğu insan gerçek benliğiyle yaşamamaktadır, bu yüzden insanın gerçekliği de yoğun değildir.
Bu durumda kişi acının gerçekliğiyle yüzleşemez ve acıdan kaçınır. O yüzden acının gerçekten dışavurumu uzun zaman alır ve kişinin hayatı boyunca gerçekleşmeyebilir. Günümüzde çoğu insanın durumu budur zaten!
Çoğu insan acıdan korkuyor ve kaçıyor. Acıyla yüzleşmek kimsenin aklının ucundan bile geçmiyor. Hal böyleyken acı asla giderilemez ve kişi hayatı boyunca acı çeker. Kendisini bilinçsizce acı işkencesine maruz bırakır.
Oysaki tek yapması gereken şey acıya korkmadan, gerçeğin gözüyle, açık kalbiyle, yargısız zihniyle bakmasıdır. O zaman kişi acının içinden geçer ve içinde gizli olan acıyla yüzleşir. O an acı geçer, basıp gider ve birey farklılaşır, değişir.
Nedir bu fark? Birey acısız olur. Kişinin eskiden bir parçası olan acı gider ve bireyin artık bu parçası olmadığı için kişi değişip dönüşerek acısız hale gelir. İnsan artık hayata acı dolu gözlerle bakmaz- saf ve masum gözlerle bakar. “
AKİF MANAF/ ACI PSIKOLOJİSI
Neval KÜTÜK
Dünya Değişim Akademisi
Değişim Uzmanı
www.dunyadegisimakademisi.com.tr