Oh be, nihayet!.. Tabuta son çiviyi de çaktım!.. Yemin de ettim bugün. Birincinin de birincisi Meşrutiyet, hoş geldim!.. Hoş, 150 yıl geriye ışınlandık falan diyorlar ama, sen onlara kulak asma. Yüzde kırk sekiz miymiş neymiş, pabucumun Cumhuriyetçileri. Bir de utanmadan; Atatürk’e bile verilmemiş bu kadar yetki. Hem de tek parti döneminde, diyorlar. Elinizi tutan mı vardı, verseydiniz kardeşim. Ben!.. İşte böyle gözünüzün yaşına bile bakmadan, her istediğimi söke söke alırım. Hem siz değil misiniz; beni milletvekili, ardından başbakan, ardından Cumhurbaşkanı ve nihayet tek adam yapan? Ben demedim mi size; demokrasi bir trendir. İşime geldiği sürece biner, işim bitince de inerim diye. Bindirmeseydiniz kardeşim.
Hepinizi izledim locadan. Hepiniz o kadar mutluydunuz ki!.. Seçimleri siz mi kazandınız acaba diye beni bir anlığına da olsa derin düşüncelere garkettiniz. “….. bağlı kalacağıma”… Geçiniz kardeşim. Sırıtma öyle! Vekil sayısını 600 yapmasaydım, sen şu an nah çıkabilirdin o kürsüye. En iyisi sen yat kalk da bana dua et, bir de seni o listeye yazana. Hoş o da güya a takımındaymış. Allahtan a takımındaymış. Yoksa sizin oralarda nasıl yenerdik sizi, hiç mümkün mü? Sayenizde dörtledik sizin oralarda. Bak bak şu mübareğe, sanırsın iktidar olmuş; sabretmiş, çalışmış, kazanmış mış! Güya kazanmış; senin mahalle başkanın, kadın kolların senden daha çok çalıştı be. Şu sizin bay Kemale söyleyeyim de sana bir kırmızı plaka ayarlasın. Ne de olsa din kardeşisiniz. O kadarını da çok görmesin. Sen de şöyle kasıla kasıla düğün dernek geziver kırmızı plakayla. “… ant içerim”… Hah işte! Biz sizin ne içtiğinizi çok iyi biliriz!..
Yok kardeşim, yok! İyi ki sizi seçtirmiş bay Kemal. Şu pis solcuları bir güzel tırpanlamış. İyi hele tırpanlamış. Sizin yerinize onlar olsaydı şimdi kürsüde, kim bilir ne musibetlikler yapacaklar, benim de canımı sıkacaklardı. Baksana şu ODTÜ’lülere. Hala akıllanmamışlar. Üniversiteyi bitirmişler, diplomalarını gözüme gözüme sokuyorlar. Ammaaa!.. Adam olamamışlar adammm!.. Türlü türlü pankartlarla güya bana laf sokuşturuyorlar. Geçiniz efendim bunları. Atı alan Üsküdarı geçti bee. Canımı sıkmayın benim; ODTÜ’yü de ikiye üçe bölerim ha! Cerrahpaşa’yı nasıl hallettim ama.
Bir de utanmadan bay Muharreme destek oluyorlar. Neymiş; ince giyermiş ince… İnce ince dokudum mu sandıkları. Nerdeydi sizinkiler? 50 bin sandıktan sonuç alamadınız, 20 bininde adamınız yoktu bee. Size iki koyun versek, onu da güdemeyeceksiniz işte! Bu millet, bu ülkeyi size mi emanet eder be…
Neymiş? Demir ağlarla örmüşlermiş tüm vatanı. O ağları ben ördüm beeen! Hem de örümcek ordusuyla. Siz bakmayın Tekirdağa. Yağmur söz dinlememiş, ben ne yapayım. Bizim Cengiz, alicengiz oyununda okeyi dışarı atmış. Olan 24 cana olmuş. Ne var bunda?! Bu işin fıtratında var. Size ne oluyor, kaderin önüne geçilmeez!..
Kafamı karıştırmayın benim… İlaç saatim gelmedi mi daha? Acık başım dönüyor da… Dur hele; şu tabuta bir çivi daha çakayım, sağlam olsun… O ne!.. Tabutun içinden sesler geliyor. Birileri sanki kefenini yırtıyor. O zifiri karanlıkta birbirleriyle buluşuyor… Aman Allahım!... Tabutu mu parçalayacaklar yoksa? Ulan, bunlar ölmedi mi daha?