Deizm, son zamanlarda Türk siyasetine ve Türk kamu oyuna,birden bire girmiş oldu…
Halbuki DEİZM, hep vardı, ama yok hükmünde idi.
Öncelikle Deizm nedir?
Bu soruyu cevaplayalım.
Deizm, Tanrı yani yaratıcı kavramını kabul eder…
Evet, bütün bu evreni bir yaratan var. Bunun ismi ne olursa olsun.
İster Arapça, ister Türkçe ister Almanca isterseniz diğer bütün milletler diliyle TANRI diyebilirsiniz…
Lakin deizm TANRIYI kabul etmekle beraber, her şeyde AKLI ne alır…
Zebur, Tevrat, İncil ve Kur’an gibi dört mukaddes kitapları ve onların Peygamberlerini kabul etmez.
Ayrıca, cennet, cehennem, Peygamberlerin ferasetini, Peygamberlere özgü olan mucizeleri tamamen toptan reddeder…
Sadece Darwinin EVRİM TEORİSİNİ kabul eder.
Tabiatta her şey tekamül etme esasına göre yaratıldığını inanır. Bu sebeple, Deist’ler, canlı ya da cansız her şey fiziksel ve kimyasal değişliğe uğrayabilirler…
Bütün bunları RASYONEL yani sadece akıl yoluyla düşünerek doğruları ortaya konulacağını savunurlar…
İman esası inanç birliği onlar için sadece teferruattır…
Dolayısıyla, Kur’an, hadis, sünnet, fıkıh, kelam, akaid gibi teokratik İslami bilgilerin hepsi de yok hükmündedir.
Dine ve diyanete karşıdırlar…
Sadece YARATICILIK ve YARATANLIK hükmü esaslarını inanırlar…
Bu inanç,16 ve 17. yüz yıllarda vardı…
Dünya bilgi kavramları içinde kendine yer bulmuştu…
Olay sadece FELSEFİK olarak düşünüldü.
DEİZM denildi. Bu inanç içinde olanlara da, DEİST adı verildi…
Bu inanış, İslami Tevhit inancını, yani Vahdet-i Vücud birliğini tamamen yok eder…
Kesretten Tevhide giden tasavvufi inancın, kişinin iman bazında depresyona sebep olur.
Kur’an, kuru, kuruya iman ve inancı asla tasvip etmez.
Önce ve ilk ayet olarak; “İkra! Bismi Rabbikellezi hâlak”
Diyerek, Oku! Emrini getirmiştir.
Yunus suresi-100 Ayet derki; “Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırırız.” Aklı olmayanın dini yoktur…
Çocuklara ve delilere hiçbir ceza verilmez.
İslam; Akıl ve İmanın bütünlüğünün eseridir…
Aklı olmayan ne Kur’an’ı anlar ne de İnsanın fıtratını bilir.
Kur’an’ı okurken, İNSANLIK ve TABİAT KİTABINI okumak, bizi eşref-i mahlukatın en güzeline yaklaştırır.
İnsanlar aklı ve imanı alırsanız, geriye sadece bir canlı kalır…
Havyalar hayvanlıkları ile melekler de meleklikleri ile kurtulurlar, ama İNSAN, her ikisinin arasında debelenmektedir.
Bu sebeple insan insanlığını bilip, insani özelliklerini göstermelidir.
Kimseye, dinde zorlama olmaz…
Bakara suresi-256.ayeti bakarsanız görürsünüz..(Dinde zorlama yoktur!)
Mesele, deist olmak ya da olmamak değil;
İslam dininin yeterince anlatılmamış ve anlaşılmamış olması benim gücüme gidiyor…
Mimarileri harika olan camiler inşa ettik…
Ama içlerini dolduramadıktan sonra, sadece boş bir alan
Olarak kalacaktır..
Camileri doldursan bile, içinde akıllı, imanlı, iradeli, şuurlu kaç Müslüman göreceksin?
Tarikat ve mezheplerin etkisini iyi bakmak lazım…
Beden, akıl ve ruh üçlüsü, şükreder hale gelirse, işte o zaman insanlık kurtulur…
Deist ile imanlı, dindar ve Hıristiyan ile inançlı Müslüman farkını görmek lazım…
Bu fark, sadece ibadet olarak değil, suç ve günah olanlara karşı davranışlar manzumesinde de olmalıdır…
Yani, kısaca Kur’an Müslümanı olmak yeter…