Her şeyi akıl ile çözemezsin.
Akılın yareni,asil dostu vicdandır.
Akıl,vicdan,tevazu ve samimiyet,hem ahretin hem de dünyanın şifresidir.
İnansan da,inanmasan da,her ölen,ahret gerçeği ile yüzleşeceklerdir.
Kışın güneşi görmemekle,güneşi inkar etmek olmaz.
İşte her şeyi akıl ile tabiat ilimleri ile izahat etmeye kalkarsan,
Sadece akli ilimlerden söz etmiş oluruz.
Kur’an da yazılı olan bazı tabiat olaylarının,bilim ile açıklanması,
İlim adamının laboratuar sonuçları ile Nas ya da Doğma olarak görülen
Ayetlerin,bilime aykırılığı olmadığı görülmüş olur.
Kur’an ne fen kitabı,ne tıp kitabı ne de tarih kitabıdır.
Kur’an,mesajlarında işin sonucunu söyler.Tekten tüme gitmek,ilimin ve
İlim insanlarının işidir.
Kur’an-ı iyi anlamadan,kelam,fıkıh,akaid,hadis,kıyas-ı fukaha,icmai ümmet
İlimi ile alakamız yok ise,o zaman ayetlerin Muhkem ve Müteşabih olduğunu da bilemezsiniz.Benim izah etmeye çalıştığım MUHKEM ayetlerdir.
Bunlar hakkında,ancak ilim sahipleri meal ve açıklama yapabilirler.
Müteşabih ayetler üzerinde ise,din alimleri,müfessirler fikir birliğine varmışlardır.
Dört büyük mezhep bu sebeple doğmuştur.Sadece muamelat hususunda farklılıklar
Arz eder.Bu durum da,ibadetlerin ruhuna bir şey getirmez.
İman eden ya da etmeyen,inançlı olan ya da olmayan,dindar ya da değil,
Ben genel insana hitap etmeyi onlarla hasbıhal yapmayı daha uygun görürüm.
Navigasyon ile adresi bulmak kolay.
Adresi göstermekten ziyade,elinle tutup adrese götürmek,menzili aynı olanlarla
Aynı kitap,aynı sünnet vel cemaat ehli olmak çok güzel.
İslam denilince,hep işin muamelat tarafı konuşulur.
Ne yazık ki,İslam’ın Tasavvuf,Tevekkül,tefekkür tarafı ıskalanır.
Bize hep,”namazını kıl,orucunu tut” gerisini karışma! Öğrettiler.
Halbuki,İslamı sadece CAMİYE HAPSETMEK,İslam’a ve Müslüman’a yapılan
En büyük haksızlıktır.
Sonra da,”Medeniyetler İttifakı,Dinler arası İttifaklardan” bahsederler.
Müslüman’ı Kur’an ve Allah ile korkuturlar.
Ondan sonrada,Din ve Müslüman düşmanları,beynimizi ve ruhumuzu ele geçirirler.
15 temmuz-inşallah- milat olsun.
Ey Canlar!
Dinle beni.Laf-ı Güzafa gerek yok..
1-Er Rızkı Ta Allah.
Yarattığına rızkı veren Allah’tır.Bu demek değildir ki;Miskin,miskin yat,
Rızkın ayağına gelir.Öyle bir şey yok.İkametgahın belli ise,kargo nimeti ayağına getirir.
Sen istediğin kadar,bağır,çağır,uğraş,didin,senin gönlüne göre olmayabilir.
Unutma! Rızık,Allah’ındır.İlim ise sen istersen Allah verir.
O sebeple,Allah rızkını,istediğine çok,çok,bazen de azar,azar verir.Ama,İlim isteyene
Allah çalıştığının mükafatını anında verir.
2-Tevekkül Ta Allah
İbadet de etsen,24 saatte çalışsan,mutlaka Allaha tevekkül et.O,her şeyin sahibidir.
Bizler faniyiz.Çalışanın hakkı alın teri soğumadan ödenir.Kimisine rızık olarak,kimisine
Gelecek bir beladan korumak için,kimisine de,günahını af etmek için,ödenir.Ama,biz
Bunu bilemeyiz.
3-Ya Nasip!
Çalışan ve tevekkül eden insan,herkes nasibinde olanı sahiplenir.
Ortak bir çanaktan yenen sulu bir yemeğin içinden,kimisinin kaşığına et parçası,
Kimisininkine sebze,kimisininkine de suyu gelir.
O sebeple,nasibinde olan gelir seni mutlaka bulur.
4-Ya Sabır!
Ekmek yaparken,yoğurt çalarken mayalanmasını bekler gibi,
Bir şeyin yenilecek hale gelinceye kadar bekleme mecburiyetimiz var.
Olgunlaşmamış üzüm koruktur.Balın ham maddesi polenler olmasına rağmen,
Hala BAL FABRİKASI kurabilmiş değiliz.Sahtesi hariç!
Sabret! Koruk bile helva olur.Kulun yapacak başka bir şeyi yok..
5-Bu da geçer Ya Hu!
Ahrete intikal eden canlılar,günah ve sevaplarından başka,Allahın huzuruna hiç
Bir şey götüremiyorlar.Aldığın her nefesin,oksijeni alındıktan sonra,karbondioksit
Olarak havaya karışıyor.Ne kadar hava aldığımızı bilemiyoruz.Sadece akciğerlerimizin
Kapasitesini biliyoruz.İnsan ve hayvanlar için,Nefes ne kadar önemli olmasına rağmen,
Aldığın nefes bile geçici.Zaten,her canlının saltanatı,”İKİ NEFES ARASI” değil mi?
Eller üzerinde omuzlar üstünde giderken,bir namazlık saltanatımızda bundandır.
Sen,sen ol,BÂKİ OLANI asla unutma.Geçici hevesine kapılıp,tarumar olma!
Sen,yine de Baki olana razı ol!