İslamiyet’e dair bütün bilgileri,Kur’an,meal,yorum,akaid,kelam,hadis-i şerif’e dair
Bütün bilgilerimizi,”Cami imamlarından “ veya orta okul ve liselerde ise,” isteğe bağlı din ve ahlak edersi” öğretmenlerinden öğrendik.
İmam – Hatip liselerine gidenler Kur’an’ı okulda öğrenirlerken,bizler de,camilere giderek “Kur’an dilinden “ Kur’an’a geçerek,Arapça kuran okumayı öğrendik.
Kimimiz de,Kur’an kurslarına giderek,hem Kur’an okumayı ve ilahiyat’a dair bilgiler öğrendiler.
İlahiyat fakültelerinin sayılarının artması sonrası,ilahiyat profesörleri tarafından,gazete,dergi ve tv.kanallarında “Kur’an öğreniyorum” dersleri verilmeye başlandı.Ayrıca,Kur’an,meal ve yorumları ile sahih hadisler anlatılmaya başlandı.
Bizler de ve isteyen herkes,bu öğretimden istifade etmeye çalıştılar.
Amma gel gör ki;bizim aydınlarımızın! İslam’a ve Türk – İslam medeniyetine karşı alakasızlıkları yanında,Namaz kılmak,oruç tutmak,zekat ve hacca gitmek gibi ibadetleri “gericilik” ya da “ terakkiyi (gelişme) mani durum gibi görmektedirler.
5 vakit namaz kılan bir aydın,adeta ibadetlerinden “utanır” gibi,saklanmaktadır.
Her şeyi biliyorum ukalalığında bulunan bazı aydınlar,kendisini,milletini ve dinini bilmeden, “her şeyi bilirim” ilm-i fukaralığındalar..
Bilmedikleri ve değer vermedikleri “milli ve mukaddes değerlerimiz “ hakkında,ileri geri konuşurlar,hep “ahkam “ keserler,böylece saf Müslüman’ın kafasını bulandırırlar.
Sahip oldukları “akademik “ unvanları gereği kendilerini Aydın olarak görürler,topluma da bunu enjekte ederek,yanlış bilgi ve terminolojilerle bilerek ya da bilmeden,hayran oldukları
“Avrupa Hıristiyan ve Siyonistlerin Kulübüne” hizmet ederler.
Bu kişiler,İslamiyet’i,”Teokrat bir sistem” olarak ifade ederlerken,”Osmanlının “Hilafetini” de,Hıristiyanların “Vatikan Papalık Makamına” eş değer görürler.
Türk milletinin yaşadığı siyasi gelişmeleri ve çelişkileri,Batının,sınıf ve mezhep kavgaları gibi yorumlarlar.
Sosyologların da izah ettikleri gibi,her toplumun sosyal gelişmelerine dair ortak bir gelişme modeli yoktur.Bu sebeple;sosyal hayat,çok biçimler arz eden gelişme manzarası gösterirler.
Günümüzde siyasiler,hukukçular,aydınlar,gazeteciler ve halk tarafından devamlı altı çizilen “Hukukun Üstünlüğü” ile “Milli İrade” kavramları,bizde Batıdan farklı bir şekilde,gelişmiş ve uygulanmıştır.Ta asr-ı Saadetten başlayıp,Osmanlı’nın son zamanına kadar,tarihsel ve coğrafi yer yer farklılıklar göstermiş olsa da,genel ana hatları itibariyle “Orijinalitesi” asla bozulmamıştır.
Hukukun üstünlüğü kavramı,Osmanlı da,”Hakk’ın hakimiyeti” yani kişi ve amme hukukunun tecellisinde “adaletin” hukuk içinde sağlanması şeklinde ele alınmış ve uygulanmıştır.
Bu temel hukuk kaidesi,hakların adalet içinde tecelli etme meselesi,”İslam Hukuku’nun” hakimiyeti demektir.Burada,bedensel ve nakdi ibadet edenlerin değil;hukuk karşısında Müslüman ile Başka dine mensup olan,ya da hiçbir dine inancı olmayan kişilerin,hukuk karşısında,”hukukun üstünlüğü” prensibinin uygulanma ciddiyetidir.
Osmanlı şunu çok iyi bilir ve İdaresini de,devletinin geleceğini de,”temel adalet sistemi” üzerine oturtmuştur.Bilir ki;bir devletin idaresinde “ADALET” sistemi çökerse,devlet çöker.
Kur’an,hak ve hukuk ile ilgili olan (Kehf/44 ) ayetinde;”İşte bu makamda ,nusret ve hakimiyet,Hâk olan Allah’ındır.”
“Halkın İradesi,milli irade” meselesi İslam’da ise,Allah adına hükmetmeye kalkışacak olan,
“bir Ruhban ve Seçkinler” sınıfı mevcut değildir.Teolojik olarak,Hıristiyan alemi,Kiliseden, papa ve papalardan,ruhban sınıfından çok çekmiştir.Orta çağdaki reform ve sanattaki Rönesans boşuna yapılmadı.Her zaman müminler kendi idarecilerini,kendi iradeleri doğrultusunda seçerler.Seçilmiş olan idareciler,emir ve yasaklara uydukları takdirde, Müslümanlar da,idarecilerine itaat ederler.Müminlerin “Şura” yani danışma kurulu kurmaları ve daima “meşveret” (karşılıklı konuşma ve tartışma) halinde olması gerekir.
“Ki onlar işlerini daima aralarında müşavere etmektedirler.” Şura/37
Bütün bu yazdıklarımı,insanların bazı kavramları doğru anlamaları adına,araştırıp,elde ettiğim bilgileri ve kaynağını sizlerle paylaşıyorum.Mesele,bir harf öğretmek ve öğrendiğimizi de paylşamaktır…