Bütün dinlerin esası,Yaratana kul olmak,sadece ona kulluk etmek.
Bu sebeple,dinimizde “Hakk’ın Hâkimiyeti” esastır.
Dinimize göre,hakimiyet sadece Hak olan Allaha aittir ama,bu hakimiyeti tesis etmek ve yaşamak isteyen bir halkın mevcudiyeti şarttır.
Bu halk,aklını kullanan,şuurlu bir halk olursa,”Hakk’ı Hakim kılmak “için,milli iradesini kimselere vekalet vermeden,sadece kendi iradesini,sandıkta göstermelidir.
Halkın iradesi,her şeyin üstündedir.
Bu irade ki,halkın namusu,şerefidir.Bu sebeple,halk,önce milli iradesine sahip çıkacak,bunu da,hiçbir zümre,akraba,cemiyet’in etkisinde kalmadan,demokratik hakkını,halk olarak kullanmasıdır.
Seni,bu haktan mahrum etmek isteyenler olacaktır.Siyasiler,politikacılar,senin milli iradeni yansıtacak,namusun olan “oyunu” çalmak isteyecekler.
Ülkenin geleceği,Devletin bekası,vatanın bölünmezliği,milletin ikbal ve istiklali,senin “Oy’una” bağlıdır.
Milli iradenin sonucu,vekalet verdiğin vekilleri,takip et.Unutma! Asil olan sensin.Onlar sadece senin iradenin sonucu,görevlendirdiğin,senin adına kamu görevi yapanlardır.
Senin milli iraden olmasaydı,onların hiç birisi olmayacaktı.
Bu sebeple,her zaman “OYUNA” sahip,oyuna gelme.
Dinine sahip çık ki;”FETÖCÜLER” seni ve hepimizi üzmesin.
Orduna,devletine,milletine sahip çık ki;domuz çobanları senin “At çiftliklerinde” domuz beslemesinler.Mabetlerinde ise,ruhbanları günah çıkartmasın.
Ey Halkım! Sen ki;Allah’ın yer yüzündeki halifesisin.Sadece,Allaha kul ol,Ona kulluk et.
Cumhuriyet,seni böyle yetkilendiriyor ve insani olan,bütün temel hakların Cumhuriyet ile kazanımlar olduğunu da asla unutma!
Önce insan,kendisini kötülüklerden sakındırıp koruyan,iyiliği emreden bir şuurun insan-ı Kâmil olan bir canlısı olmalıdır.
İnsan her zaman,”sırat-ı müstakimde” yani dost doğru yolda yürüdükçe,milli iradesiyle de, kendisini yönetecek olan idareciyi de,kendisine layık bir şekilde seçecektir.
“vekalet” müvekkilin hakkıdır.O sebeple,vekaletini her zaman iptal etme yetkisine de sahipsin.Birileri istediği için,oyunu ona verme.Bin defa düşün,bir kere uygula.
Cumhuriyet rejimlerinde,”Halkın Hakimiyeti,”Hakk’ın Hakimiyeti “ gibidir.
Devlet Başkanı,devleti ve halkı yönetirken,fiillerinde,“Keyfilik” ve asla “Tahakküm” olamaz.
Zira,Başkana yetki veren,milletin azim ve kararıdır.
Gerçek İslam;Başkan sistemini tavsiye eder.İslam “Cumhur’i” bir sistemdir ve bu sistem içinde,”Başkanlık müessesesi” önemli bir yer tutar.
İslam Devlet anlayışı;”BAŞKANLIK SİSTEMİ” üzerine oturur dersem,hata etmemiş olurum.
İşte bütün mesele,cumhurun,yani Halkın,hakkını,milli iradesine sahip çıkarak,seçimlere yansıtabilmesidir.Rejim adı kadar,uygulanma şekli de o kadar önemlidir.
Hukukun üstünlüğü,Adaletin sağlanması,Milli iradenin sandığa intikali ile seçimlere yansıması,kişilerin temel hak ve hukukunun sağlanması,”din ve vicdan hürriyeti”,”Fikir ve düşünce hürriyeti” gibi insana Allah tarafından ve yasalarla verilen nimetlerin,idareciler tarafından gasp edilmemesi gerekir.
“Seçim yolu”,şura,istişare ve birlikte düşünerek doğru yolu bulmak ve bunu hak ve hakimiyet
İçin,seçim ve demokrasi müesseselerinin korunması gerekir.
Seçimsiz olarak iş başına gelen “sultanlar” bile Krallar gibi hareket edememişlerdir.
Onlar bile,”Halkın temayüllerine” ağırlık vermek,ulema ve aydınların ikazlarına,sözlerine uymak zorunda kalmışlardır.
İslam ve Hakkın Hakimiyeti ile Halkın temayülleri,arzu ve istekleri,milli irade budur.
Halk olmadan “din müesseseleri de “ olmaz. Her şey halk için ve de halk tarafından olmalıdır.
Unutma!Allah,insanı yer yüzen gönderirken,onu halifesi olarak gönderdi.
Ey Allah’ın Halifesi olan İnsan! Akıllı ve şuurlu ol ki,iradene sahip çık.Aksi halde, kula kul olmaya devam edersin.