“Güneş balçıkla sıvanmaz”
Yarasalar güneşi ve güneşin aydınlığını sevmezler…
Nerede bir harabe ve viranelik yerler varsa, orada
Yarasalar kümeler halinde yaşarlar…
Akılcılık! Rasyonalite…
İlim, bilim akılla yapılır… İlim adamları, septik şüpheci
Bir karaktere sahiptirler… Şüphe etmezsen, gerçeği
Bulamazsın. İlim sadece sende bilgi olarak kalır…
Herkes, yer çekimini biliyor.. Newton, dinsiz, imansız
Hatta Allahsız olsa ne olacak?
Onun inancı bilimi bağlamaz. Vicdan ve inanç meselesidir…
Edison’un, Arşimet’in, Alexander Graham Bell, Albert Einstain
Bilime katkıları ortada…
Biz, ilimi ve bilimi ıskalayıp, Üniversiteleri, Bilim adamlarımızı,
Polis ve askerlerimizi, vatandaşlarımızı, devletin memurlarını
Çakalların tuzaklarından korumadık…
Cemaat, dernek, tarikat kurmak serbest, üyesi olmak suç!
Şimdi soruyorum;
1-Dinimizi, Kur’anımızı İlmin ışığı altında vatandaşlarımızı
Anlatabilseydik, FETÖ ve diğerleri yaşayabilir miydi?
2-Zaviye, Tekke, medrese! Gibi yerlerden hangi din alimi
Yetişmiş ve dinimize, diyanetimize faydalı olmuştur?
Din işlerinde, devlet işlerinde, okullarda, üniversitelerde
Hep takiyeci, rantiyeci ve Bi’at kültürü ile yetiştirilmiş
Her hangi bir dini örgüt ya da dini referanslı bir yapılanma
İçinden çıkan kişiler, devleti kanser gibi sarmışlar…
Pamukkale Üniversitesinde Öğretim üyesi iken Açığa alınan
Doç. Dr. Hayri Ün’ün hakkındaki “FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNE
ÜYE OLMAK “Suçu subute ermediğinden,
FETÖ PDY nin etkin olduğu dönemde PAÜ de yöneticilik görevi
Almaları ve görevlerinden İHRAÇ edilmeleri sonucunda, haklarında
Suça ishat edilen herhangi bir delile rastlanmadığından, şüpheliler
Hakkında kamu adına KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER
OLMADIĞA karar verilmiş…
Diğer taraftan, Pamukkale Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Hüseyin
Bağçının, yine aynı terör örgütüne üye olmak suçu ile üniversite
İle ilişkisi kesilmiş, hakkında açılan dava sonucu, yeterli delil
Bulunamadığından BERATINA KARAR verilmiştir.
SONUÇ; PARDON…
Herkesin ağzında PELESENK ettiği bir söz vardır.
“HUKUK HERKESE LAZIM” aksini söyleyen
Haramzadedir.. Amma velakin, uyan yok…
Her şeyimiz, sloganvari söylerle merkezden çok uzak
Periferde gezerek, vatanı ve hakkı kurtarmaya çalışıyoruz…
Adalet, ADİL olan hakim, savcı ve İdarecilerle sağlanır.
Yoksa ADALET her zaman hem kör hem de topaldır.
Siz adalet dağıtıcının cübbesinin düğmesinin olmaması
Veya hakimin gözlerinin kapalı olduğunu bakmayın…
Bizde SÖZ de güzellik, dürüstlük, yüksek ahlak her zaman
Bir numara… EYLEM, İCRAAT ise kör topal, düşe kalka
Bir haldedir…
KHK ile alınanlar, özel kanunlarla da İADE EDİLMELİDİR..
EMPATİ yapın, kendinizi bulun, sonra da,çuvaldızı istediğiniz
Kadar batırın…
Sap ve keser, bilirsiniz gün gelir HESAP olarak kişiye döner…
“MEN DAKKA DUKKA, MENA SAKKA”
Çalma kapıyı çalarlar kapını…
Adın ADİL olacağına, ADALETLİ ol yeter…
Güneş varsa, karanlıkta bir şey kalmayacak…
O güneş de, HAKTIR, HAKİKATTIR, HALKTIR…