Cumhuriyet kurulduğu zaman, Cumhuriyet’in bir Diyanet İşleri
Başkanlığı vardı. Şimdi ise, Diyanet’in bir Cumhuriyet’i olma
Noktasına gidiyoruz.
Atatürk’ün büyüklüğü, bugünleri görmesidir.
Sadece, Kurtuluş Savaşını kazanması değildir.
Kurtuluş savaşını kazandık, Cumhuriyeti kurduk ama devleti yönetecek,
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalması için, akıllı, vicdanlı, bilgili
Ve gerektiğinde canını verecek nesillerin yetiştirilmesi
Daha önemlidir.
Bugün yaşadıklarımız, tamamen bilgisizliğimiz, liyakatsızlığımız,
Sadece günlük politikalar üretmemizden kaynaklanmaktadır.
Bu yaşananlar, Lut, Nuh, Semud ve At kavminin başına
Gelen tufanlar ve yok edilişlerle ilgisi yoktur.
Aklımızı öne alıp, ilme önem verip devlet kadrolarında
Liyakatlı iş bilirkişileri, iş başına getirdik mi?
HAYIR!
O zaman, TUFANI bekle…
Bu kafa ile sadece ABD+NATO+GLADİO+FETÖ kumpasları
İle günlük siyaset yapar, tv’lerde açık oturum yaparak, konuşur,
Konuşuruz.
Bugün Diyanet, kendisiyle uyarlı bir İSLAMİ ULUS üretme yolunda,
İlerlemeye çalışıyor..
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş da devir teslim töreninde bu doğrultuda bir konuşma yaptı.
bu konuşmada:
“Fethullahçı Terör Örgütü, Paralel Devlet Yapılanması’nın genç beyinleri sömürerek insanımızın hayır duygularını istismar ederek gizemli ve bulanık bir din anlayışıyla itikadi ve ameli düzlemde oluşturduğu hasarı onarmak için; 15 Temmuz şehitlerimiz başta olmak üzere kanlarıyla bu toprakları bize vatan kılan bütün şühedanın emanetine sahip çıkıp şehit ve gazilerimize milletçe sadakatimizi göstermek için; umut olan, dua alan ülkemizin örnek teşkilatı Başkanlığımızın dağınık zihinleri toplamaya, parçalanmış gönülleri birleştirmeye, fitne ateşinde yitirilen ümmetin tevhid ve vahdet pınarında dirilişine vesile olmak için; Allah ve Resul’ünün ezeli ve ebedi çağrısını sekülerizm, yani dünyevileşme ve hiçbir değer tanımama kıskacında debelenen insanlığa ulaştırmak için her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor.”
Yeni başkan özde “kahrolsun FETÖ” ve “sekülerizme hayır” diyor.
FETÖ’den bahsi anlıyoruz, o daha bismillah demeden bir dolu iddia ortalığa saçıldı.
Sekülerizm reddiyesine gelince, orada ciddi itiraz gerektiren bir terminolojik karmaşa var.
Fakat yeni başkanın önce “sekülerizm” deyip ardından “yani dünyevileşme” diye ekleyip nihayet “hiçbir değer tanımama” ifadesiyle “tüy dikmesi” üzerine birkaç söz söylemeden geçemeyiz.
Bir kere “dünyevileşme”ye karşılık sekülerizm değil “sekülerleşme”dir.
Sekülerlik bir “olgu”, sekülerleşme bir “süreç”, sekülerizm de bir değer atfıdır.
Seküler(ist) olmasanız da sekülerleşme hayatınızın bir parçası olabilir ve siz de ondan kaçamayabilirsiniz.
Tıpkı tesettür defileleri, haşema mayo, helâl şarap gibi…
Tıpkı “Jet Fadıl”ın reklamını yapıp sonra milleti dolandırdığı, Maldivler’deki “Caprice Gold” helâl tatil beldesi gibi…
Dolayısıyla sekülerizm, hiçbir değer tanımama değildir.
Öyle olsaydı devletin milyonlarca lira akıttığı bazı vakıfların din kisvesi altında çocuk tacizi ahlaksızlık ve alçaklıklarına “yüksek sesle” tepki gösterecek hiç kimseyi de bulamazdınız bu memlekette!..
Sekülerizm, terminolojik olarak, dinden,ayet,hadis ve Kur’an dışında bir
Yaşamı tercih etme demektir.
Seküler bir yaşam fikrinin yanında, Laik, dindar, Mütevazi bir yaşam
Süren İslam ve Kur’an Müslümanları vardır.
Seküler fikri ve sekülerizmi var eden sebepleri ortadan
Kaldıracak olan Diyanet İşleridir.
Bunu da Cumhuriyet değerleri içinde, Laik bir yaşamı
Saygılı olarak yapacaktır..
Aksi halde; Seküler ve Deist insanların sayısını azaltmaz,
Tam tersine artırırsınız.
Bakın Evanjelistlerin dünya kamuoyunda ve ABD’nin
Yönetiminde nasıl etkinler…
Bugün dünyada Evenjeist’lerin sayılarında her gün
Artışlar olmaktadır.
Evenjelistler,Amerikadaki Neocon’larla iş birliği içindedirler.
Her şey, Mesih İsa üzerinden yapılmaktadır.
Bunun için, dinlerin merkezi olan MEZOPOTAMYADA,
Senaryolarını ortaya koymuşlar, oyuncularını da, her ülkeden
Devşirmektedirler…
ABD Yönetimi, Evenjelistlerin elinde adeta oyuncak olmuştur.
Evenjelistler,teo-siyonistlerle beraber dans ediyorlar.
Dünya Yahudilerini ve Siyonizme hizmet etmek.
Bunun için, MEZOPOTAMYADA büyük bir İSRAİL
DEVLETİ kurmak ve bu devleti kollamaktır.
Bunun için her şey mübahtır. İsa Mesih inecek ve Fırat
Nehrine suyu dökecek.
Bunun gerçekleşmesi için, Önce Müslümanları ya yanlarına
Almak ya da yok edecek hale getirmek…
Ya ABD’nin ve İsrailin yanında ol ya da karşısında.
Bunların planları ve stratejileri, her Başkana göre değişmez.
Değiştirilemez PLANLAR OLARAK hep saklı kalır.
Her Başkan bu Planı uygulama yolları arar..
Türkiye ve diğer Müslümanlar, Seküler ve deist düşünce
İle uğraşırlarken, Evenjelistler 1890 yılından beri, düşüncelerinin
Planını uyguluyorlar,biz ve Müslümanlar,havanda su dövüyoruz..
Yarına dair hiçbir planımız yok..
Eğer olsaydı,DOLARIN YÜKSELİŞİNDE paniklemezdik..
Vatandaş da, enflasyon altında ezilmezdi…
Yarın ne olacak bilen var mı?
Devleti yönetenler bilmiyor ki, vatandaş bilsin!
Laik Devletin, Cumhuriyetin, din ve Diyanetle mücadelesi
Olamaz.Zira,din,devletin işi değildir..
Vatandaşın Allah ile olan iman ve inanç meselesidir.
Sadece aklımızı kullanmamız yeterli olacaktır..
Referans; Yunus suresi-100…
Gerisi teferruattır…