Sosyologlara göre,medeniyet, beynelmilel
“Beşeriyetin ortak malı” gibi yorumlansa da,
Her milletin kendine has bir medeniyeti vardır.
Nasıl ki,Alman,İngiliz,İran,Arap,Hint,Yunan,
Mısır medeniyeti diye adlandırılıyorsak,
Türklerin de,Türk ve İslam medeniyetinden
Mürekkep olmak üzere,Türk’e has kültür
Ve medeniyeti bulunmaktadır.
Bin sene evvel ki Türk medeniyeti ile
780 yılından sonra ki,Türk medeniyeti,
Türk ve İslam medeniyetine dönüşmüştür.
Müslüman Türk milletinin,Türk ve İslam
Medeniyeti,Türk’ün bir davası haline
Gelmiştir.
Milletler,komşuları ile yakın ilişkilerinden
Dolayı.kültür ve medeniyet geçişleri
Olmuştur.”Ortak özelliklere sahip”
Değerler sisteminde birleştikleri olmuştur.
Tarih boyunca 16 Türk devleti kurmuş
Olan Türkler,İslamiyet’i kabulünden
Sonra,İslam’ın “İman ve Ahlaki değerlerini”
Yaşamakla beraber,Türk kendisine has
Özellikler taşıyan medeniyet değerleri vardır.
Mesela;Her Müslüman kavim İslam için,
Cami yapmıştır.
Hintlilerin,Mısırlıların,Farsların ve Arapların
Yaptığı camilerin mimarileri,Türklerin
Yaptığı camilerin mimarilerine benzemez.
İbadetler ve Kutsal kitap aynı olsa da;
Müslümanların millet olarak,giyim,kuşam,
Düğün,dernek,müesseseleşmede,teşkilatlanmada,
Güzel sanatların bütün dallarında,beşeri
İlişkilerde her milletin “İslam iman ve ahlaki”
Değerlerine bağlı kalmak şartıyla,yepyeni
Bir terkip doğmuştur.İşte bunun adına
“Türk ve İslam sentezi “ sonucu meydana
Gelen medeniyete,”Türk ve İslam Medeniyeti”
Adını veriyoruz.
Türk milleti,Karahanlı hakanı Abdülkerim
Saltuk Buğra han’dan başlayarak,günümüze
Kadar gelişerek,pek büyük eserlerin üzerine
İmzalarını atmış,en büyük abideler dikerek
Gelişmiş, ciltler dolusu yazılı bir çok eserler
Meydana getirmiş,kendileri ile iftihar
Ettiğimiz,yüzlerce,binlerce fikir ve bilim
İnsanları,sanat insanları,büyük devlet ve
Siyaset adamları ve de en önemlisi
Gönül erenleri ve gönül adamları yanında,
Binlerce de,yiğit alperenlerle beraber,
Din ve ahlak adamı yetiştirerek,Türk ve
İslam medeniyeti zenginleşmiştir.
Türk ve İslam sentezi,cumhuriyet ve demokrasiden
Asla ödün vermez.
Bazı laik ve sözde Kemalist geçinenler,”Cumhuriyet
Ve demokrasi sentezinden” başka yol mu olurmuş
Şeklinde,akademik sözler sarf edebilmektedir.
Muasır devletlerin seviyesine çıkmak için,
Türk ve İslam sentezi,asla ayak bağı,irtica ve
Kabile devleti! Olmayı gerektiren bir
Yapılanma değildir.
Bu bir “ET ve KEMİĞE BÜRÜNMEKTİR.”
Sonucunda,Milli ve mukaddes değerlerle
Beslenmektir.
Bazı sosyologlarla,sözde fikir ve düşünce adamları,
Doğuyu bilmeden Batıyı,batıyı bilmeden
Doğu hakkında ahkam keserler.
Halbuki bizler;”Türklük şuuruna bağlı kalarak,
İslam fazilet ve ahlaki ile imanını yaşayarak
Ve yaşatarak,yepyeni çağdaş kadro ve
Müesseselerle,Türk ve İslam dünyasına
Hizmet edecek,insanların da muasır devletlerin
Milletleri gibi huzurlu olacağı bir davamıza
hizmet etmektir.
Bu davanın temel varlığı;Türk Milleti,Türk
Aydını ve Türk gençliği ile olacaktır.
İşte bu üç varlığın temel ilke ve hedeflerinin sentezinin
Adı,Türk ve İslam medeniyetidir.
İçinde Atatürk Milliyetçiliği,cumhuriyet,demokrasi,
Hak,hakikat ve Halk,sentezin,katalizörüdür.
Türk milletinin mimarisinden,musikisinden,
Giyim ve kuşamından,şiir ve romanından,
Düğün ve derneğinde,sofrasından yatak
Odasına kadar,seccadesinden,kilim ve halısına,
çeyizinden kefenine,beşiğinden mezarına,
şehidinden gazisine,ezanından ninnisine,
kısaca taşından toprağına kadar,her şeyin
Türk ve İslam terkibinin inkar edilemez
Birer tarihi miras ve yaşam biçimidir.
Bu gerçeği bazı ön şartlı kişiler inkar ve
İtiraz etseler de;tarih var ya tarih!
Zamanı gelince bu kişilerin yüzünde
Tokat gibi patlıyor..
Tarih içinde Türk milleti kalkınmada
ne zaman başını yukarıya kaldırmaya kalksa,
devletin içinden ve dışından bir çok
düşmanları,batarya ateşine başlıyor.
En basiti,”Ermeni meselesinde” bile,bütün
Gayri Müslimler bir araya gelerek,tarihe
Bakmadan,yanlı olarak,Ermenilerin yanında
Yer almaktadırlar.
Türk milleti yaşadı ,gördü ve anladı ki;
Kendisine,ne Avrupa’dan ne de Müslüman
Devletlerden hiçbir gerçek dostu yok.
Sadece KOMŞULARI ve Devletlerin
Birbirinden çıkarları var..
Türkiye’yi şu veya bu kapitalist ve Sosyalist
Devletlerin çizgisine sokmak ne kadar
Sakıncalı ise,İran,Mısır,Suudi Vehhabi Arabistan’ı
“MODEL” edinmek,aynı şekilde tehlikelidir.
Türkiye kendisine özel “Uyanış ve Diriliş”
Hamlesini başlatmasıdır.
Bunun için de;bol,bol okumak,çalışmak ve
Eserler vermek gerekir.
Tarihe mâl olmuş Türk ve İslam eserinden
Daha iyilerini yanlarına koymak gerekir.
Evet,şimdi boş durma zamanı değildir.
21.yüz yıl Türk ve İslam medeniyetinin
Yeniden “ŞAHLANIŞ” Yılı olmalıdır.