Tarımın Sonu Robotik Dünya

“…bu gerçeklerin tartışmasız olduğunu, tüm insanların farklı evrimleştiğini, insanların mutasyona uğrayabilen bazı özelliklerle doğduğunu ve bunlar arasında yaşama isteği ve zevk aramak olduğunu iddia eder.”
Yukarıda Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi (1176) üzerinde biyolojik tanımlarla değişiklik yapan Yuval Noah Hararı, Kolektif Kitap’tan çıkan Hayvanlardan Tanrılara Sapıens ( 60. Baskı sy: 121) kitabında “Tarım Devrimi” konusunu irdelerken çok farklı bir pencere açmayı başarıyor. Örneğin ekosistem içinde herhangi bir hayvan topluluğundan çok da farklı yaşamaması gereken insanın doğal dengeye tarım devrimi akabinde müdahalesi dünya yüzeyindeki canlı varlığın çok büyük bir kısmının yok oluşuna sebep olduğunu vurular.  Aynı zamanda da kendi vücut formuna uygun olmayan işler ile yaşam kalitesine darbe vurup, beslenmesinde ki değişme ve yetersizlik sağlık sorunları yaşamaya başladığını, evcilttiği hayvanlardan gelen hastalıklar ile de başa çıkmak zorunda kaldığını ifade ediyor.
Tarım olmadan veya biz çiftçilerin üretimden çekilmesi ile insanın yaşaması mümkün mü?
Bilim dünyası insan etkisindeki iklim değişikliği krizini çözmek için çabalarken artan nüfus, sera gazı, …evsel atık konusunda ciddi mesai harcıyor. 7-8 milyar insan sanıyorum ki dünyanın başına gelmiş en büyük felaket. O halde artan nüfus ile doğayı evciltmeye çalışmak mı yoksa daha az (seçkin)insan varlığında robotik yeni bir dünya mı?
Geçtiğimiz hafta sentetik gıdaların üretilmesinden ve de piyasaya sürülmesinden bahsetmiştik. Olası  doğal afet, iklim değişikliği…ile yaşanacak gıda kıtlığının, tatlı suya erişimin ve biyolojik etmenli salgınların kitlesel ölümlere sebep olacağı öngörüsünden yola çıkarak alternatif hayatta kalma yolları aranıyor. Bu yol bugün bitkilere topraksız tarım yolu ile yaptığımızın bir benzeri.. Topraksız tarım uygulaması, belirli aralıklarla bitkiye ihtiyaç duyduğu mikro/makro besin elementlerinin devir daim yapan suyolu ile verilmesinden ibaret. İnsan için bu kısmen zaten yapılıyor örneğin tip 2 diyabet hastalarında düşen B12 seviyesi sebebiyle takviye B grubu vitamini.. kadınlarda menopoz sonrası oluşan osteoporoz (kemik erimesi) için verilen çözülebilir calsium tabletleri .. ya da benim gibi Akdeniz Anemisi olanlar için demir içerikli ilaçlar gibi..Gençlik iksiri kolajen  reklamlarını gördükçe aklıma çocukken  tv ekranlarında tütün kullanımını özendiren şu erotik reklamlar geliyor, bir gün gelip tütün kanserojen dedikleri gibi çıkıp bu da öyle diyeceklerini düşünüyorum..
Robotik dünyaya evrilirken…
Teknolojinin nimetlerinden tarım sektöründe nasiplenmiyor değil. Otomatik sulama bunlardan sadece biri. Akıllı tarım uygulamaları gibi yenilikçi sistemlerin özendirmesi bir tarafa insan eli değmeden paketleme, gıda işleme mümkün. Biz çiftçilerin en büyük sorunu olan hasat toplama, kesim... daha kolay hale geliyor. Zira ciddi bir maddi küflet işçilik. Peki, tamamen robotik bir tarım ve alışılagelmişin ötesinde üretim, avcı-toplayıcı düzeni bozan tarım devriminden daha riskli değil mi dersiniz?
Lütfen hayal edin; sentetik gıdalar ile beslenen, eksik vitamin ve de minareleri haplar ile alan insan, zihni ile oturduğu evini kontrol ederken diğer taraftan da hiç işe gitmeden (salgın süreci içinde bunu mümkün kılabildiğimiz için mümkün)üretimde olacak. İyi de ne üretecek? Yazılım! Hatta Raskolnikov’dan 2020 yılında çıkan ve Luke O’Neill’in kaleme aldığı Humanoloji kitabında bahsettiği gibi doktorluk bile tarih olurken vicdani ya da duyusallık sebepleri ile hemşirelik geçerli meslek olabilir. Düşünsenize biz kadınları çocuk doğurma zahmetinden kurtarırken tam da istediğimiz özellikleri/genleri taşıyan nur topu gibi çocuklara sahip olabileceğiz.. İlk evciltilen köpek üzerinde oynadığımız gibi ya bugün sorun olan yasaklı ırklarla karşılaşırsak diye düşünmeden edemiyor insan değil mi?
 En baştaki ifadeye dönersek insan eliyle insanın evrimine şahit olmamız kaçınılmazken doğal, doğala yakın veya organik tarım hayallerimizi süsleye dursun beynimizin bir köşesi istiyorum çünkü en büyük savaş yakında gıda/güvenilir gıda üzerine!
n.aydemir
19 Şubat 2022 [email protected]