Biz Müslümanların yılda iki bayramı vardır.
Ramazan ve Kurban bayramı.
İnananlar,Kurban ibadetini yerine getirirken,biraz düşünmeleri gerekir.
Zira,Kurban kesmek,sadece vacip olan bir ibadettir.
Bu ibadet ifa edilirken,sadece,kestiğin hayvanın Allah rızası için olması gerekir.
Kur’an da,yenilmemesi gereken hayvanlar Nisa suresinde açık,açık izahatı yapılmıştır.
Bunlar kısaca şunlardır.Allah adı anılmadan kesilen hayvanların etleri,
Domuz eti,ölmüş olan hayvanın etleri,av hayvanları,Koyun,keçi,her türlü büyük baş hayvanların dışındaki diğer hayvanların etleri haramdır.
Allaha adanan ve Allah rızası için kurban edilecek olan hayvanlar,küçük baş koyun ve keçi gibi,bir de büyük baş hayvanlar,deve ve sığır cinsinden olan hayvanlar kurban edilir.
Bütün bu hayvanların keserken ve kestikten sonra,İslami esaslara uymak gerekir.
Kurbanlık hayvanı keserken,ehil eller tarafından kesilmesi,eza,cefa edilmemesi,kıbleye
Dönerek keskin bıçak ile kesilmesi icap eder.
Kurbanlık hayvanın sakatatları,çöpe atılmaz,toprağa gömülmesi gerekir.
Allahın rızası ve vacip olan bir ibadeti yerine getirirken,Kurban bayramını,”ET BAYRAMI” olarak görmemek ve değerlendirmemek lazım.
Ramazan bayramını “ŞEKER BAYRAMI” yapan zihniyet,kurban bayramını da,”ET BAYRAMI” olarak görmektedir.
Kasaptan ya da marketten et almıyorsunuz.Allah için kurban kesiyorsunuz.Bu ibadetin ruhuna göre hareket etmek lazım.O da,kesilen hayvanın üçe taksim edilerek,komşu ve hısım akrabalar ile muhtaç olanlara dağıtmak gerekir.Geriye kalan üçte birini ise evde ailecek tüketmek gerekir.Kur’an ve Hadisler böyle söylemektedir.
Kurbanın ederi kadar bir parayı,ihtiyaç sahiplerine vermek,kurban ibadeti yapmış olunmaz.
İlle de kurban kanı akıtılması gerekir.
Paylaşılmayan Kurban eti,kurban ibadetini eksik kılar.
Müslüman bu ibadeti yerine getirirken,paylaşmayı da yerine getirse,işte o zaman
Kurbandan doğacak ibadetin sevabı,büyük olacaktır.
Aksi halde,ibadet yarım olur.Şurası asla unutulmamalıdır ki;” Kesilen hayvanın ne kanı, ne derisi ne de eti Allah’a ulaşır.” Allaha ulaşan sadece kurban etinden faydalanan fakirin duası ve memnuniyetidir.
Müslüman Türk milletinde,sosyolojik olarak ve büyük bir arzu ile,”Nerede o eski bayramlar” diyerek,eski bayramların özlemini duyuyoruz.
O zaman bir yer de eksik var.İşte bu eksik olanı bulup,onu tamamlamak gerekir.
Herkes kendi maddi durumuna göre,kurbanlık hayvan alır ve keser.
Değişen,kesilen hayvanların ne cinsi ne de şekli.
Sadece,laf olsun veya dostlar alışverişlerde görsün mukabilinde.
Herkes “Kurban kavurması” yeme derdinde.
Hali vakti iyi olan insanlar,yıl içinde etini alıp yiyebiliyor.
Bu ülke de ya da dünyanın diğer ülkelerinde Kurban etinden başka et görmeyen aileler var.
İslam’ın emri ve manevi bayramların ruhu,paylaşmaktır.
Zengin sofra,her şeyin bulunduğu sofra değildir.Bir sofrada,fakir ve fukara ile ihtiyaç
sahipleri olan kişiler yoksa,o sofra zengin değildir.
Sofrada her şeyin eksiksiz olması değil,ihtiyaç sahiplerinin bulunmasıdır.
Müslüman,Kur’an okurken anlasa,yaptığı ibadetlerin mana ve önemini bilse,
Allah ve Kur’an ile asla kandırılmaz.Yaptığı her türlü ibadette huzur bulur,asla angarya
Hissetmez.Müslüman,akıl ve ilimden asla ayrılmaz.gerçeği başka yerde aramaz.
Sonuç ise,Kalkınmış İslam ülkeleri meydana gelmiş olur.
Hiçbir Müslüman,maddi köleliğe duçar olmaz.
Bu anlayışla,Türk ve İslam aleminin bayramları mübarek olsun…