Epictetos, Denizli sınırlarındaki Hierapolis kentinde köle olarak doğmuş ve M.S. 55-135 yılları arasında yaşamış bir filozof. Dünya felsefe tarihine armağan ettiği fikirleri bugün köle olarak doğduğu kentin özgürleşmesine katkı sağlayacak nitelikte. Bu toprakların bereketi evinize, toprağınıza ve sofranıza da uğrasın.
Doğruları Söyleyen Parti (DSP) İl Başkanı olarak ben bu önermelerden bir takım dersler çıkarıyorum. Güzel bir filmin iyi bir repliğinin de farkındayım. "Doğruların düşmanı çok olur. Yalanların da dostu." Elbette bu bizim doğruları söylemekten imtina etmemizi sağlamaz. Zira biz namuslu insanların cesaretini ilkelerine taşımış liderlerin mirasının üstüne inşa ediyoruz enerjimizi. Umarım layıkı ile yazının sonuna kadar okuyabilenler de nasipleneceklerdir.
Yüzyıllar önce filozofun şu sözü ile başlayalım; "Yapacağın her işte girişmeden önce ne olacağını ve arkasından ne çıkacağını iyice düşün. Ondan sonra işe kalk. Bu yolu tutmazsan yapacağın her harekette başlangıçta zevk duyarsın. Ama sonunda rezalet kendini gösterince utanç içinde kalırsın." Yani diyor ki; sağdan oy alacağız diye yola çıkıp sağa oy verin diyecek olursan, bu rezalet seni utanç içinde bırakacaktır.
Elbette sağa oy vermek utanılacak bir durum olmadığı gibi sağ partiler ile ittifak kurmak ta ayıplanacak bir mevzu değildir. Lakin aylar öncesinden DENİZLİ'yi mutlaka alacağız diye keskin çıkışlar yaparsan ve sonuçta kendi oluşturduğun ve meclise soktuğun bir partiye, ülkenin sana en ihtiyaç duyduğu anda teslim bayrağı çekecek olursan bu vahim hata yadırganacaktır. Filozof bu durumu da öngörmüş esasen; "Zorlanmazsan hiçbir zaman, hiçbir şey için yemin etme. Zorlanırsan olabildiği kadar az yemin et." Şimdi naçizane sorum şudur; Efendim! Sizi buna zorlayan kim ya da kimlerdir? Hangi projenin mimarı ile mücadele etmemiz gerektiğini bize lütfen iletin.
Şahsınızın namuslu ve ahlaklı olduğundan zerre kadar şüphemiz yok. Zaten bu bir lütuf değil siyasetin olmazsa olmaz ideasıdır. Ama tarihe ve milletinize hangi hain plan ile alakalı rol oynadığınız milyonların zihnini epey süredir kurcalıyor. Bu ülkenin sizin siyasi çekişmeleriniz ve ilginç kulisleriniz ile kaybedecek vakti kalmadı. Süslü "ADALET", "DEMOKRASİ" ve "CUMHURİYET" kelimeleri ile karnı doymayan millet artık hepsinin farkında. 2 sanayi devrimi dalgasını kaçıran bu toplumun üçüncü sanayi devriminin eşiğinde artık farklı vaadlere ihtiyacı var. İşte biz bu aşamada "BEREKET" diyerek yola çıktık. Felsefemizin temelini oluşturan günümüz filozofunu da ilerleyen yazılarımızda açıklarım. Yolunuza yoldaş olanlar o yolda sizi terk ettiği an mesaj yerine ulaşmış olacaktır.
Biz devam edelim Epictetos ile. "En çok göze çarpan gerçeklere inanmayanlarla tartışma neye yarar? Bunlar insan değil taştırlar" diyor üstad. Yerel örgütlerin işaret ettiği adayları ısrarla seçmeyip, ali kıran başkesenlikte ısrar etmek suretiyle başına buyruk bir oligarşinin direktiflerini dayatma eğilimi için söylemiş bunu 2.000 yıl kadar önce. Ve ilave etmiş; "Hayatında olup biten şeylerin, dilediğin şekilde olmasını isteme. Nasıl oluyorlarsa öyle olmasını iste. Böylece her zaman mutlu olursun."
"Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz" demiştiniz ya hani. Bu tehditvari mesajınız için de diyor ki filozof: "Bana, -ben sana zarar verebilirim, tekme atabilirim- dersen bil ki insana değil, eşeğe ve ata uygun bir özellikle övünüyorsun" Yani aslında uyarıyor; "Kimi develer hamuduyla götürürken sen halkı uyutursan halk kendine başka eşek bulur çölden develeri kendi çeker" (V.Ç.) Bu çok güzel bir anekdot ile sonuçlansın o halde. Deve UZUNDUR ama kervanı eşek çeker. Bu millete eşeklik bile edemeyeceksen, nereye gittiği belli olmayan deveye yol gösterecek eşeğe destur ver.
Dip Not: Bu yazıyı okuyunca öfkelenecek olanlar için de demiş ki; "Öfkelenmek ve sızlanmak ahlaka aykırıdır". "Güneş, ışık ve sıcağından başkalarını faydalandırmak için kendine yalvarılmasını beklemez. Sen de güneş gibi ol, beklenilen iyiliği istenilmeden yap."
Doğruları Söyleyen Parti (DSP) İl Başkanı
Volkan ÇOBANOĞLU