Tarihte yaşamış bütün medeniyetlerin,kendilerine has,bilgi,beceri ve ilimleri vardır.
Müslüman aydınlar kendi aralarında,”İslam kültür ve medeniyetinden doğan,tamamen kendilerine özel ilimleri var mıyı” tartışmaktadırlar.
Diğer taraftan,İlim,insanlık alemi için, ortak ”alemşümul” olan ortak bir şey midir?
İslam alemi,sadece “Çağdaş ilimleri” mi taklit etmektedir.
Yoksa,İslam aleminin alternatif olarak ya da anlaşabildikleri,Batı ve İslam “ilim anlayışı”
Var mı? Varsa,Batı ile İslam ilmi birbirleri ile uzlaşmaları mümkün müdür?
İnsanlık aleminin hemen,hemen var olmasından günümüze kadar,gerek m.ö ve gerekse m.s,
İlim ile ilgili,”Tasnif” ve “tarifler” değişmektedir.
Mesela;M.Ö.5 .asırda,Aristotales’in ,M.S.9.asırda Farabi’nin ve 18.asırda ise,
Agust Comte’un,ortaya koydukları,tarif,tasnif ve metotlar nerdeyse geçerliğini tamamen
Kaybetmiş durumdadır.
İnsan,yaşadığı zaman ve mekan içine hapsedilmiştir.Bu sebeple,sınırlı ve düşünce yapısına
Mahkumuz edilmişiz.
Bununla ister övünün isterseniz de esefle dövünün.
İlim ve fikir adamları,genel olarak “Çağdaş bilimleri” üç kategoriye ayırırlar.
1-Kanunları olan Kanuncu ilimler.
Bunlara “Pozitif ilimler” de denmektedir.Hattı satında,ilimleri;”Pozitif” ya da “negatif”
Olarak kategorize etmek kanımca yanlıştır.
Bu “Kanuncu ilimler”,üç önemli özellikleri taşımak zorundadırlar.Aksi halde “kanuncu ilim” olamazlar.
Bunlar,”Objektif “olmak,”Determinizme “ dayanmak,yani belirleyici olmak,”kendi sahalarında genel kabul gören,alemşümul yani evrensel kanunlara ulaşmak “ zorundadır.
Genel olarak kendi aralarında belirli dallara ayrılsalar bile,bu ilimler şunlardır;
Matematik,fizik,kimya,biyoloji,psikoloji ve sosyoloji olmak üzere altı tanedir.
Bu ilimlerin içinde,en gelişmiş olanı Matematik ilmi,en az gelişeni ise Sosyoloji ilmidir
Matematik ilim olarak;farklı dinlere,felsefe ve ideolojilere ve milletlerin bütün iç çatışmalarına rağmen;bütün insanların “ortak dili” haline gelmiştir.
Matematik ilminin bu hale gelmesinde,her dinden,her dilden,her inançtan,her ideoloji ve felsefeden insanların ortak katkıları,asla inkar edilemez.
Matematiğin bölümlerinden olan,”Cebir” ,”Trigonometri” ve “Geometri” dalında, Müslümanların öncülük ettiği,bugün batılı ilim adamları tarafından hakkı teslim edilmektedir.
Matematik ilmi,her daim gelişmeler göstermektedir.
İnsanlık var olduğu sürece,matematik ilmi hep gelişecektir.
Hangi ilim olursa olsun,mekan ve zaman içinde,”artık ben,gelişimimi tamamladım” diyemez.
İlim her zaman gelişim içindedir.Bu sebeple,ilim,okyanus yani derya gibidir.
İslam dünyası,matematik ilmine büyük katkısı olmakla beraber,son üç asırdan beri Müslümanlar,bu konuda “GERİ” kalmışlardır.
Maalesef katkıda bulunmayı bir kenara bırakalım,dünya matematik ilmini yakinen takip etmeyi bile yetişemiyoruz.Bu konudaki yayınları bile,yıllar sonra görüp öğrenmeye çalışıyoruz!
11.12. ve 13.asırda bir zamanlar matematik dünyasına ve insanlık alemine öncülük eden;
“El Brunileri”,”El Kindileri”,”El Harzemileri” ve “El Cabirleri” unuttuk.
Şimdi bunları rahmet,minnet ve şükranla nasıl anmayız söyler misiniz?