ABD’nin Bölücü Terör Örgütünün üç mensubunun yakalanması için ödül koymasının arka planında; Türkiye’de faaliyet gösteren bir terör örgütünü sözde dışlarken, Suriye’de faaliyet gösteren diğer bir terör örgütünü maskeleyerek korumaktadır. Suriye bataklığında Türkiye’nin desteğini almak isterken diğer taraftan da İran’a karşı Türkiye’nin de konumlanmasını arzu etmektedr. Bu gelişmelere parelel olarak, ülkemizde ise akil adamlar olarak adlandırılanların tekrar gündeme gelmeleri, akıllara çözüm süreci günlerinde ki ABD’nin rolünü hatırlatmaktadır.
ABD, Türkiye’nin İran’a karşı konumlanması için, öncelikle Türkiye’ye kısa süreli de olsa ambargo uygulamasında muafiyet uygulamıştır. Halen Halk Bankası üzerinden devam eden baskıyı hafifletmek durumuna girebilecektir. Yine Rusya-Ukrayna krizinde Türkiye’yi NATO adı altında taraf haline getirmeye çalışacaktır.
ABD, İran’a uyguladığı yaptırımlar ile İran’ın ekonomisini çökertirken içeride yaratacağı huzursuzluklar ile rejimi değiştirmek istemektedir. İran için en büyük güvence ise Rusya ve Çin’in desteği olmasıdır. Diğer taraftan Pakistan ve Hindistan ile ilişkilerini geliştirmesi de ekonomik yönden maruz kaldığı kıskaca mani olmaktadır. Türkiye’nin petrol ihtiyacının yarısını İran’dan karşılıyor olması, İran’a karşı konumlanmasının doğru olmayacağını göstermektedir. Ekonommik boyutunun yanında güvenlik, yani toprak bütünlüğümüz açısından da konumlanmanın doğru olmadığını göstermektedir.
Türkiye’de işlenen Gazeteci Kaşıkçı cinayeti, esasen ABD açısından S. Arabistan’ın İran’a karşı daha radikal bir şekilde kullanılabilmesi için fırsat yaratmıştır. ABD bu fırsatı S. Arabistan’a daha fazla silah satabilmek ve S.Arabistan’ı Arapların öncüsü olarak İran’a karşı kullanmak şeklinde değerlendireceği öngörülmektedir.
Trump, ticari şirket yöneticisi anlayışıyla bir taraftan ülke gelirlerini artırmaya çalışırken diğer taraftan küresel sermayenin ideali olan “Yeni Dünya Düzeni”ne doğru rolünü de yerine getirmektedir. Türkiye olarak dikkatler Ortadoğu’ya çevrilmişken kuzeyde ani ve tehlikeli gelişmelerin habercisi olarak Rusya-Ukrayna gerilimi işaret fişeği olmuştur. Türkiye’yi güney ve kuzey ekseninde dış politikada zor günler beklemektedir.