Bu ülkede insan olmak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Eğitimden sağlığa, adaletten siyasete kadar her alana yayılan çürümüşlük, adeta bir çürük diş gibi ülkenin bedeninde bir kanser gibi büyüyor. Üstelik bu çürümüşlüğü yaratanlar, halkın gözünün içine baka baka pişkin bir şekilde yaşamaya devam ediyorlar.
21 Ağustos 2024'te Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran'ın vahşice katledilmesiyle sarsıldık. Bu korkunç olayın ardından patlak veren "bebek çetesi" skandalı, ülkemizin ne kadar derin bir insani kriz içinde olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yenidoğan bebeklerin yoğun bakım ünitelerini birer ticarethaneye dönüştüren bir çete ortaya çıktı. Bu çete, 27 Mart 2023'te CİMER'e yapılan bir ihbarla tespit edildi. Fakat ne oldu? AKP ve MHP, bu rezaleti araştırma önerisini Meclis'te reddetti. Bu ne demek? Bu, o çeteye, bebek katillerine koruma sağlamak demektir! AKP ve MHP, bu bebek cinayetlerine ortak olmuştur. Kimse hesap vermiyor, kimse sorumluluk almıyor!
47 şüpheliden 22’si tutuklandı, en az 12 bebeğin ölümünden sorumlu 21 kişi yargılanıyor. Ancak bu cinayetlerin sorumluluğunu siyasiler üstlenmek zorundadır. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, bu kan dondurucu olaylar karşısında sessizliğini koruyarak, adeta bu cinayetlere ortak olduğunu göstermiştir. Sağlık sistemi çürümüş ve satılık hale gelmişken senin görevin ne, Sayın Memişoğlu? Sağlık Bakanıysan, bu halkın çocuklarını korumak senin işin! Ama sen susarak bu cinayetlerin önünü açtın. Bebek katillerini koruyanların arasında sen de varsın! Sayın Memişoğlı yaptığı basın toplantısındai, "Bu çetenin amacı, para kazanmak. Bebekleri öldürmek değil" dedi. Bu nasıl bir açıklama Sayın Bakan? Para kazanılırken, çocuklar ölüyorsa bu suç değil mi? Sayın bakan özrünüz kabahatinizden büyük? Bu ülkede çocuklar öldürülüyor. Amaç ne olursa olsun, bu bir cinayet!.. Derhal istifa edin. Hem de hemen! Sizden sağlık bakanı falan olmaz!..
Devlet Bahçeli, utanmadan, bebek katili Abdullah Öcalan'ın Meclis'te konuşmasını talep etti. Bu milletin kanını döken, ülkeyi terörize eden bir adamı Meclis kürsüsüne mi çıkaracaksınız? Muhalefet partilerinin sert tepkileri haklıdır. Ümit Özdağ, "Allah böyle siyaseti kahretsin!" diyerek Bahçeli'yi kınarken, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Atatürk’ün kurduğu Meclis’in kürsüsünden teröristbaşları konuşamaz!” dedi. Haklılar, bu ülke bu kadar düşemez. Ama Bahçeli bu çukurun en derinine inmeye kararlı. Bu ülkenin kurucu değerlerini yerle bir eden bir siyaset anlayışı kabul edilemez! CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise, “Kan akmaması, anaların gözyaşının durması için her söz ve söyleyen her aktör kıymetlidir. Kim ne söylüyorsa, geçmişte yaşadıklarımıza rağmen kıymet veriyoruz. Terörün bitmesine, annelerin gözyaşının dinmesine tam destek vereceğiz” dedi. Ama yetmez!..
CHP’ye de bir çift lafımız var. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in ilkelerine sahip çıkmalısınız!.. Halk sizden sorumluluk almanızı bekliyor ama siz kayıtsız kalıyorsunuz. Bu ülkenin geleceğini kurtaracak adımlar atmıyorsunuz. Muhalefet etmenin sorumluluğu bu kadar mı zor? Artık halkın güvenini kaybediyorsunuz. CHP, siz de bu sessizliği bozmadığınız sürece bu karanlık düzenin bir parçası olmaya devam edeceksiniz!
Ve, Sayın; Nihat Zeybekci. EYT düzenlemesinin ülke ekonomisine olan yükünü 6 Şubat depremleriyle kıyaslayarak, halkı yoksulluğa iten politikaları savunuyor. Sen ne diyorsun Zeybekci? Bu halkın sırtına daha ne kadar yük bindireceksiniz? Ekonomiyi çökerttiniz, EYT'nin maliyeti 800 milyar lira diyor. 2025 yılında bu maliyet 1,2 trilyon liraya yaklaşacakmış! Peki ya sizin gereksiz harcamalarınız, yandaşlarınızı beslemeniz, kaynakları boş yere çarçur etmeniz? Bunların maliyeti yok mu? Eğitim ve sağlık gibi temel haklar satılık hale getirilmiş, halk çaresiz bırakılmış durumda. Artık susmayı bırak, bu halkı daha fazla kandıramazsınız. Eğitim ve sağlık satılık ellerde, senin gibiler sayesinde bu halk daha da yoksullaştırılıyor!
Bu rezil düzene daha fazla tahammül edilecek gibi değil. Hükümet istifa etmeli... Her şeye göz yuman Reis, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan artık yeter!.. Bu ülkede çürümüşlük bitsin. "Tuz koktu" diye bir tabir var. Tuz kokmakla kalmadı, ülke koktu. Ülkeyi pislik götürüyor, ülkeyi b.. götürüyor. Ülke koktu!..Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Devlet Bahçeli, Nihat Zeybekci ve bu çürümüşlüğün tüm diğer aktörleri istifa edin! Ülkenin geleceği sizin ellerinizde daha fazla karanlığa sürüklenemez. Bebek katillerini koruyan, halkı yoksulluğa mahkum eden bu düzeni devam ettirmenize izin verilemez. Bu ülkeyi yeterince Orta Doğu'nun karanlıklarına sürüklediniz. Artık yeter! Artık hesap verin! Bu ülkenin insanına hak ettiği onurlu yaşamı sağlayacak kişiler gelsin.
Bu devran döner, kimse kalmaz bu sahnede. Bebek katillerinin korunduğu bu düzen bir gün sona erecek. Hatta FETÖ bile öldü. Yaşayan her kötülük bir gün son bulur, buna sizler de dahilsiniz!
Bu ülkenin tek lideri Cumhuriyetin kurucusu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurucusu, dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk hala yaşıyorsa bu ülkenin yüreğinde, ülkesini, vatanını, vatandaşını sevdiği için yüzyıllar sonunu düşündüğü içindir. Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ve Atatürk'ün ilkeleri yüzyıllar boyunca payidar kalacaktır.
Son olarak, Atatürk’ün dediği gibi: “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” Bilim ve akıl yolunda ilerlemeyenler, bu ülkeyi aydınlık bir geleceğe taşıyamaz!