Pamukkale Üniversitesi’nde rektör adayları tek tek gün yüzüne çıkmaya başladıkça çeşitli yazılar, haberler, spekülasyonlar da çıkmaya devam ediyor. Herkes hem nalına hem de mıhına vuruyor. Rektör kim olursa aman haa, “Bak ben seni destekledim” diyecek cinsten hepsi…
Geçtiğimiz hafta yazdığım “Bilim insanı rektör olsun, biat insanı değil” adlı köşe yazımda da belirttiğim gibi, üniversitemize yakışacak dünya vizyonu olan, üniversitemizi projelerle, ilimle, bilimle gündeme getirecek biri rektör olsun dedik. Sanki biz bunları yazmadık, özelden, “Yok onu mu dediniz, bunu mu dediniz” gibi mesajlar geldi… Ben hiçbir isim vermedim, hiçbir kişiyi tarif etmedim. Lütfen yazımı tekrar tekrar gözden geçirin. Ben üniversiteden nemalanacak biri değilim, isim asla veremem. Nemalanacak olsam zamanında bana gelen afaki teklifleri kabul ederdim ki, gelen ilanları bile kabul etmedim.
Edindiğim bilgilere göre o kadar çok başvurular var ki, bu başvuruların sayısı 35-40’ın üzerinde… Başvuru yapan rektör adayları ile YÖK, online bir ön görüşme yaptı. Bu görüşmelerden sonra halkın görüşü alınacak, STK ve odaların görüşü alınacak ve bu rapor dahilinde edinilen isimler Cumhurbaşkanına sunulacak.
Peki; Denizli,’den bu isimler kimlere soruldu, halktan kimlere, STK’lardan ve odalardan kimlere soruldu? Sorulan ya da bilen var mı?
Hala o parti tandaslı olsun, bu partili isim ağırlıkta diye yazanlar var. Yahu ne partisi? İlim irfan yuvasında partinin işi ne? Şimdiye kadar ne çektiyse bu üniversite partilerden, cemaatlerden, tarikatlardan çekmedi mi?
Önceki rektör Hüseyin Bağ, “Bana bir şey olmaz benim arkamda Devlet Bahçeli var” diye yapmadı mı bütün yolsuzluklarını?
Parti, tarikat, cemaat yuvası değil; bilim, ilim, irfan yuvası olsun benim üniversitem. Benim şehrimin üniversitesinden yetişen çocuklarım Atatürkçü, Cumhuriyetçi, devletini, vatanını, milletini seven evlatlar olarak yetişsin.
Hırsız, yolsuz, tarikatçı, cemaatçi değil; vatanına hizmet edebilecek, aydın bireyler yetiştirebilecek bir rektör gelsin üniversitemize…
“Bilim adamıyım ben” deyip parmak sallayan biri değil, darbe çığırtkanı holigan biri asla değil, Fetö’den dolayı görevden alınan biri hiç değil…
Demem o ki;
Üniversitemize gelecek rektör; şehriyle bütünleşecek, akademisyenlerle, personeliyle birbirlerini tamamlayacak, öğrencileriyle bir olacak değim yerindeyse, “Adam gibi adam” sözünü hiç sevmiyorum. “İnsan gibi insan” olacak önce…
Yürekli olacak… Kimseye eyvallahı olmayacak!.. Birilerine peşkeş çekmeyecek bu bilim yuvasını…
Projeleriyle, ilmiyle, bilimiyle konuşulacak biri gelecek…
Bu kim mi olacak?
Ben isim vermiyorum, hedef, adreste göstermiyorum!..
Koskoca Denizli’de vardır değil mi böyle bir babayiğit?
Yok mudur?
Elbette vardır!..
Devletine, milletine, vatanına, halkına bağlı biri mutlaka vardır! (Devletle, iktidarı karıştırmayalım bu arada; bu çizgiyi bilmeyenler hala var)
Biz ilim adamı olsun dedikçe, siz “BİRİ” anlıyorsunuz!..
PAÜ'ye gelen 5 rektörden, 3'ü görevden alındı.
Arif Akşit görevden alındı.
Hüseyin Bağcı görevden alındı.
Hüseyin Bağ görevden alındı.
Bu işte bir gariplik yok mu?
İşte bu nedenle
“BİRİ DEĞİL, BİLİM ADAMI” OLSUN!...