Denizlispor, Türk futbolunun köklü kulüplerinden biri olarak yıllarca Süper Lig'de mücadele etti, UEFA Kupası'nda büyük takımlara karşı destansı zaferler kazandı. Taraftarlarının büyük bir tutkuyla desteklediği bu kulüp, şimdi ise bambaşka bir tehlikenin gölgesinde...
Denizlispor Başkanı Erhan Ergil açlık grevine gitmiş, bunun üzerine Yasin Özpek, Teoman Sancar ve Melih Yanık Denizlispor’a el atmıştı. Meğer Denizlispor bahis çetelerinin eline düşmüş, yeraltı dünyasından farklı mafya liderlerinin isimlerini kullanan 5-6 grubun elinde olduğu söyleniyor. Birkaç gün önce Yasin Özpek, Melih Yanık ve Teoman Sancar’ın, Denizlispor’un elinden tutacağı, puan düşmesini engelleyeceği ve borcu yatıracağı yönündeki paylaşımlarından sonra epey umutlanmış, sevinmiştim. Hatta Yasin Özpek adaylığa soyunmuş, borcu ödemeyi taahhüt etmişti. Yasin Özpek geçmiş dönemlerde de yöneticilik yaptığı için bu işin içinden çıkar diye düşünüyordum. 2 futbolcunun sorunu nedeniyle FIFA borçları kapatılacak, yapılacak genel kuruldan sonra Yasin Özpek Denizlispor başkanı olacaktı.
Sonra Yasin Özpek birden ortadan kayboldu. "Reklamını da yaptı" şeklinde açıklamalar yapıldı, yazılar yazıldı. Açıkçası ben de kızdım Yasin Özpek’e, "Madem yapmayacaksın, neden Denizli’yi umutlandırıyorsun?" diye…
Ancak işin aslı öyle değilmiş. Oysa… Bugün Denizlispor’u ve son zamanlardaki gelişmeleri yakından takip eden, benim de çok güvendiğim birini aradım. Olayları tek tek anlattı. Dün meslektaşım Ferah Işık da bir şeyler yazmıştı ama ben "Denizlispor’un mafyalarla ne işi olur?" diye düşünmüştüm. Yasin Özpek kulübe gittiğinde herkesle görüşme yapmış. Bu arada bahis çetelerinden bir grup gelip "Başkan adaylığından çekil" demiş. Sonra başka bir grup gelip "Sen paraları yatır, başkan adayı ol, seni destekleyeceğiz" demiş… İşin özü para yatırılsa bile başka adaylar çıkarılıp, Özpek'in başkanlığı önlenecek.
İşte tam burada durup düşünmek gerekiyor! Yasin Özpek bu noktada bir tercih yapmak zorundaydı. Bir yanda büyük bir borç yükü, diğer yanda ise kulübü yönlendirmek isteyen farklı yapılar… Başına neler gelebileceğini gördü ve baktı ki bu işin içinden çıkmak mümkün değil, geri çekildi. Haklı mı? Sonuna kadar haklı! Çünkü bir iş insanı olarak hem borçları ödeyip hem de bu insanlarla mücadele etmek zorunda kalacaktı. En nihayetinde "para koysam da yöneten ben olmayacağım, davul başkasının, tokmak başkasının elinde olacak" diyerek bu kaotik ortamdan uzaklaştı.
Peki, bu noktada Yasin Özpek'in geri çekilmesini sadece bir korku olarak mı değerlendirmeliyiz? Ya da gerçekten Denizlispor'un içinde bulunduğu çetrefilli yapı onu bu kararı almaya mı zorladı? Bahis çetelerinin, kulüp üzerindeki nüfuzu bu kadar büyük mü? Eğer durum böyleyse, herhangi bir iş insanının bu enkaza yaklaşması nasıl mümkün olabilir?
Bu noktada asıl sorgulanması gereken şu: Denizlispor nasıl bu hale geldi? Kimlerin eli bu işin içinde? Bahis çeteleri Denizlispor’u nasıl kontrol edebiliyor? Bu takımı gerçekten kim yönetiyor?
Bu arada oyunculara da senet imzalatıldığı söyleniyor. "Şu takıma yenileceksiniz, bu takıma yenileceksiniz" şeklinde talimatlar verildiği iddiaları var. Eğer bu doğruysa, durum çok vahim.
İş böyleyken bence bu işe hukuk el atmalı. Bu takımın başına kim gelirse gelsin, bu yapıların elinden kurtulamaz. Acilen Denizlispor’a bir operasyon yapılmalı. Öncelikle bu karanlık ağlardan kurtulmalı. Denizlispor’un borcu ödense bile bu yapılar devam ederse, Denizlispor’un hiçbir zaman bir yere gelemeyeceği aşikâr.
Başkan Erhan Ergil de "İstifa ettim, geri geldim" demeyi bırakıp bu insanlar hakkında suç duyurusunda bulunmalı. Denizlispor’un teknik direktörü Kürşat Hoca ve oyuncular ise gerçekten büyük bir mücadele veriyor. Nasıl bir sabır varsa, aylardır çırpınıyorlar. Onları gerçekten kutlamak lazım.
1966 yılında kurulmuş, Denizli'nin büyük bir markası olan Denizlispor nasıl bu hale geldi? Bu hale gelinceye kadar herkes neden sustu?