Beş gündür Denizli’nin Karcı Dağı’nda, ormanlar cayır cayır yanarken, gözleriniz, vicdanlarınız nerede?
Denizli’nin ciğerleri, yeşili, doğası, insanı alevlerin içinde feryat ediyor; bu manzaranın ortasında AKP’li milletvekillerinin ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci’nin sessizliği, artık dayanılmaz hale geldi. Denizli halkı alevlere karşı canını dişine takarken siz neredesiniz?
Kongreleriniz, koltuk hesaplarınız, siyasi çıkarlarınız bu yanan doğadan daha mı değerli? Denizli halkının oylarıyla o koltuklara oturdunuz ama Denizli yanarken suskunluğunuzu bozmuyorsunuz. Bu kadar mı duyarsız, bu kadar mı kayıtsızsınız?
Karcı Dağı’nı rant için mi kurban ediyorsunuz? Günlerdir bu sessizliği bozmamanız, akıllara bu soruyu getiriyor. Yangını söndürmek için ortada ne yeterli helikopter var, ne de yangını kontrol altına alacak uçak. 21. yüzyılda, milyonlarca liralık araç filosuna ve onlarca uçağına sahip bu ülkenin bir yangın uçağı yok mu? Türkiye’nin en büyük şehirlerinden birinin ormanı yanarken, yangın uçağı Denizli’ye gönderilmiyor mu? Cumhurbaşkanı, bu ülkenin ormanlarının yanışına seyirci kalırken nasıl rahat uyuyabiliyorsunuz? Vicdanınızın sesi artık sizi hiç mi rahatsız etmiyor?
Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin yangın söndürme araçlarıyla birlikte yüzlerce personeli, Merkezefendi, Pamukkale Belediyesi’nin ve diğer ilçelerin takviyeleri, Denizli’nin arama kurtarma ekipleri ve en önemlisi fedakâr, cefakâr halkı, canlarını dişlerine takarak çalışıyor. İtfaiyeciler, gönüllüler, çevre halkı her an yanarak kül olan bir doğayı korumak için çabalıyor.
Yalnızca birkaç helikopter ve sınırlı ekipmanla mı bu yangını durdurmayı düşünüyorsunuz? Bu halkın çığlığı neden duyulmuyor? Denizli halkı, bu ihmalkârlığın hesabını size soracak. Bir kenti bu denli çaresiz bırakmak, gözler önünde yanışını seyretmek, hangi “üst akıl” planının ürünü?
Geçen seçimlerde, Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak, bebek katilini serbest bırakacağı yalanıyla halkı manipüle etmeye çalıştınız. Ancak bugün, İmralı ile masaya oturan, bebek katilini serbest bırakma planları içinde olan sizlersiniz. Halkın oyuyla seçilmiş milletvekillerinin İmralı pazarlıklarıyla, rant planlarıyla meşgul olduğunu bu halk unutmaz. Bebek katiliyle pazarlık yaparken, ormanlarımızı, hayvanlarımızı, çocuklarımızı feda ediyorsunuz. Karşıdan izlediğiniz Karcı Dağı’nın alevleri kadar keskin bir öfke bu halkın içinde büyüyor, bunu göremiyor musunuz? Sizler yeni seçim planlarınıza, yeni staretejilerinize devam edin... Denizli halkı bunu da atlatır ancak bu yaşadıklarını asla unutmaz!..
Denizli’nin dört bir yanından sesler yükseliyor. Bu insanlar size güvenerek oy verdi, siz bu güveni hangi rant projelerine kurban ettiniz? Günlerdir ciğerlerimizi yakan yangını, rant uğruna mı gözden çıkarıyorsunuz? Bu şehir yanarken kongre fotoğraflarınızla halkın karşısına nasıl çıkacaksınız? Kongreleriniz, siyasi çıkarlarınız yanınızda dursun, orada dağlarımız yanıyor; bu halka ne söyleyeceksiniz? Bu rant için neleri feda edeceksiniz?
Bu ülkenin ormanları, çocukları, hayvanları yok edilmek üzere. Ormanlarımız, çocuklarımız, geleceğimiz yanarken sizler susuyorsunuz, izliyorsunuz. Bu millet bir gün, ormanlarının yanışına göz yuman, çıkarları uğruna doğasını feda eden herkesten hesap soracak. Denizli’nin cayır cayır yanışına dahi seyirci kalabilenler, bir gün gelecek o vicdansızlıklarının hesabını verecek.
Cumhuriyet, geleceğimize sahip çıkmak, doğamıza saygı göstermek demektir. Karcı Dağı günlerdir yanarken, bu yangına sessiz kalmak Cumhuriyet'in değerlerini hiçe saymak demektir. Atatürk’ün de dediği gibi, "Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizlersiniz." Cumhuriyet'in temeli olan doğaya ve halkın nefesine saygıyı unutmadan, hep birlikte bu sorumluluğa sahip çıkmalıyız...
Bu sene de buruk da olsa, Atamızın bize emaneti Cumhuriyetimizi kutlayacağız ve sonsuza dek koruyacağız!..
Hasan Hüseyin Korkmazgil'in şiirinde de dediği gibi; "Yaprak döker bir yanımız bir yanımız bahar bahçe"
Bu vesile ile Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. Yılı kutlu olsun. Atürk ve silah arkadaşlarına büyük bir minnetle...