Seçime 2 gün kaldı, seçim yasakları yürürlükte.
Her seçim öncesi vekil toto oynanır, herkes hangi partinin kaç milletvekili çıkaracağını hesaplamaya çalışır. Benim hiç umurumda değil.
Bana kalsa 8 ayrı parti birer milletvekili çıkarsın. Her görüş kendini temsil hakkı bulsun.
Vay efendim koalisyon dönemlerine geri mi dönelim?
Dönelim efendim. Güçlü ülke olmak öyle iddia edildiği gibi güçlü liderle falan olmaz. Zaten tek başına bir kişi güçlü de olmaz.
Cumhuriyet tarihimize baktığımızda en önemli atılımlar hep koalisyon dönemlerinde gerçekleşmiş, dünyanın en güçlü ülkeleri genelde koalisyonla yönetilen ülkeler olmuştur. Hükümetlerde ne kadar farklı renk varsa, o kadar çok insan orada temsil ediliyor demektir.
Çok özendiğimiz Amerikan başkanlık sisteminde sadece 2 partinin adını biliriz, oysa ABD’de 50’nin üzerinde siyasi parti var ve bunların birçoğu seçimlerde etkin rol alıyor. Zaten bizdeki sistemin de ABD’deki sistemle bir alakası yoktur. ABD Başkanı kafasına göre istediğini yapamaz, senatoya ve yargıya hesap verir.
BİR ŞEYLER DEĞİŞMELİ
Seçimlerin galibi kim olacak bilemiyorum ama eğer içinde bulunduğumuz gerginlik ortamından bir an önce çıkmazsak gidişatın iyi olmadığını söyleyebilirim.
Dün gördük, seçime katılan 3 parti, Denizli’nin göbeğinde yan yana seçim çalışması yapamadı.
Karşılıklı atılan ve birbirlerini ihanetle suçlayan sloganlar ortamı iyice gerdi. Allahtan sağanak yağış bastırdı da olaylar büyümeden önlendi.
Memleket barut fıçısı gibi.
Bu hale nasıl geldik?
Memleket üzerinde dış güçlerin oyunları oynanıyorsa biz niye düşmanı kendi içimizde arıyoruz?
Kalmış seçime 2 gün seçimden sonra yine birbirimizin yüzüne bakacağız, birbirimize çocuklarımızı emanet edeceğiz. Birbirlerini ihanetle suçlayan siyasiler siz kavga ederken belki de kapalı kapılar arkasında pazarlık ediyorlar.
Kardeşinizi, ananızı, babanızı, komşunuzu sırf başka bir siyasi partiyi destekliyor diye terörist falan ilan ediyorsunuz ya; yarın o sizin siyasi lideriniz o terörist denilen kişilerle aynı masaya oturur ama siz bir kere sevdiklerinizin kalbini kırmışsınızdır, öyle kolay düzelmez kalp kırıklıkları.
Vay efendim şu parti terörist diyenleri zaten aklım almıyor.
Teröristten siyasi parti nasıl oluyor? Eğer teröristlerin siyasi faaliyetlerine devlet izin veriyorsa devleti yönetenler başkasına çamur atmak yerine kendi beceriksizliklerini sorgulamalı.
Geçtiğimiz günlerde bir rapor yayınlandı. Bu rapora göre Türkiye’de yayınlanan haberlerin yarısı yalanmış. Gazete ve televizyonlar baskı altında doğru habercilik yapamıyor, yaşanan birçok olay, vatandaşa farklı aktarılıyor.
PKK bitirilmişken, iktidara gelir gelmez yeniden palazlandırıp, şehirlere yığınak yapılmasına, hendekler kazılmasına göz yumanlar, bunlara karşı çıkanları şimdi teröre destek vermekle suçluyor.
Önce Ankara’da Salih Müslim’i kırmızı halılarla karşılayanlar, sonra Müslim’i terörist ilan edip, ardından kardeşini TRT’de Müslümanlara oy verin diye konuşturabiliyorlar.
Ege’de adalarımıza yunan bayrağı çekilirken, Kıbrıs üzerinde kirli pazarlıklar yapıldığı iddia edilirken, Suriyeli gençler ülkemizde tatil yaparken Mehmetçiğimiz, Suriye’de şehit olmaya devam ediyor.
Uzun lafın kısası, bir an önce bu gerginlik ortamından kurtulmak için bir şeylerin değişmesi şart. Yoksa korkarım ülkemiz 12 eylül öncesine dönecek.
EKONOMİ VS.
Ben ekonomiden çok anlayan birisi değilim ama ülkeyi yönetenlerin benim kadar da anlamadığı kesin.
Yıllarca dışarıdan gelen sıcak parayla üretim yapmadan AVM ve inşaatlarla ekonomiyi döndürdük. O zamanlar, bunun kısa vadede istihdam sağlayabileceğini ama uzun vadede üretime dayalı yatırımlar yapılmazsa sıkıntı çıkacağını söyledik ama dinletemedik.
Sonuçta ne oldu?
Yurt dışından gelen sıcak para Türkiye’yi güvenli görmediği için çıkmaya başladı.
Vay efendim dış mihraklar doları tırmandırıyor, faiz lobisi bilmem ne yapıyor…
Efendim ne dış mihrakı, para zaten adamlarındı geri götürüyorlar. Parayı getiren de dış mihrak, götüren de dış mihrak. Önemli olan senin bu parayı tutabilmek için ne yaptığın.
Bir de son aylarda hep acayip bir şekilde büyüyoruz ama nedense piyasada bunun karşılığı neredeyse yok. Bu nasıl oluyor diye ekonomi okuyan bir öğrenciye sordum.
Büyüme hesaplanırken enflasyon oranları da baz alınıyormuş. Enflasyon doğra hesaplanmazsa büyüme rakamları da farklı çıkıyormuş. Enflasyon doğru hesaplanırsa büyüme rakamları da gerçeği yansıtırmış.
Ama seçimden sonra kim gelirse gelsin ekonomi olarak gidişatımız gerçekten kötü, 16 yıldır ülkeyi yönetenler durumu düzeltmek için oy istiyorlar. Muhalefet de biz yaparız diyor ama ellerinde sihirli değnek yoksa Allah sonumuzu hayır etsin diyorum.
Seçim tüm ülkemize hayırlı uğurlu olsun efendim.