Naim Süleymanoğlu Türkiye’ye geldiğinde ilkokul öğrencisiydim. Köyde siyah beyaz televizyonda izledim Seul Olimpiyatlarında bir Türk’ün dünyaları nasıl kaldırdığını. Türkiye uzun bir aradan sonra olimpiyatlarda altın madalya alıyordu ve İstiklal Marşı okunurken oluşan o duygu selini hala hatırlarım.
Naim’in bu başarısı Türk sporu için tetikleyici oldu, halter ve güreşte yıllarca Dünyada adımızdan söz ettirdik. Hele Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu’nun herkes yarışmayı bitirdikten sonra podyuma çıkıp tek başlarına yarışmaları göğsümüzü kabartmıştı hep.
Daha önce var mıydı bilmiyorum ama Hafız Süleymanoğlu ile birlikte Türk sporu dopingle tanıştı bana göre. Sonraki yıllarda atletizmle birlikte ruhumuza işledi.
Özellikle uluslar arası yarışmalarda madalya alan sporculara verilen devlet memurluğu garantisi sporcularımızı bu yöne itti.
Süreyya Ayhan, Aslı Çakır Alptekin gibi Türkiye’ye altın madalya kazandırmış sporcularımız hatta bisiklette Mustafa Sayar maalesef dopingli çıktı. Sporcularımızın önceliği dünya şampiyonu olmak değil, kapağı devlete atmak olunca bir çok dalda yarışmalara katılamaz duruma geldik.
Sporcularımız dopingi adeta yakalanacaklarını bile bile yapıyor. Yabancı bir kanalda alay konusu olduklarına şahit oldum. Yorumcu adeta, “yapacaksanız adam gibi yapın, 30 yıl önce kullanılan ilaçlarla doping mi yapılır” diye dalga geçiyordu.
Önceki gün televizyonda zaplarken, bir kanalda Avrupa Halter Şampiyonası’na denk geldim. Bir de bizim en başarılı olduğumuz hafif sıkletler. Alışmışım bekliyorum en son bizim Türkler çıkacak ama yarışma bitti Türk yok…
Meğer doping yüzünden ülke olarak ihraç edilmişiz iyi mi?
Türk spor tarihi belki de en kara günlerini yaşıyor. Müsabakalar şifreli kanallarda yayınlanarak, gençlerin spora özenmesi engelleniyor.
Basketbol federasyonunun başında aktif spor yaşamında dopingten ceza almış vatandaş, futbol federasyonunun başında kendi kulübünü tarihinin en büyük borç batağına sokarak ceza almasına neden olmuş vatandaş oturuyorken, diğer federasyonları düşünmek bile istemiyorum.
Üzülerek söylüyorum ki milli müsabakalar o eski milli duyguları vermiyor bize. Böyle giderse yakında bütün branşlarda dip yapacağız. Sporda başarılı ülkeler bu işi nasıl yapıyor bilemem ama bir an önce ülke olarak bir şeyler yapmamız lazım.