Denizli’de şehir içi ulaşım her geçen gün daha fazla arapsaçı.
Trafikte çok fazla özel araç olması bunun en büyük nedeni tabii ki ama ulaşımı rahatlatmak adına bir adım atıldığını da görmüyoruz.
Özellikle Başramyeri, Çınar gibi yoğunluk olan bölgelerde otoparkların yetersiz kalması, inşaat ruhsatı verilirken toplanan otopark paralarının nerelere gittiğinin sorgulanmasına yol açıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, otopark yerlerinin tespit edildiğini ve kamulaştırma çalışmalarının sürdüğünü söylüyor ama ne zaman biteceği belli değil.
Trafikte neden bu kadar özel araç var?
Trafikteki keşmekeşin en büyük 2 sorunu; trafikteki özel araçların fazlalığı ve denetimsizlik.
Trafikte seyreden özel araçların azaltılması için çalışmalar yapılıyor mu bilmiyorum ama yapılıyorsa da yetersiz.
Neden herkes özel araç kullanıyor?
Çünkü toplu taşıma cazip değil ve yetersiz. Bu konuda sorumlu olan Büyükşehir Belediyesi iyi niyetle çalışıyor, yeni otobüsler alıyor ama işi kamu görevi olarak değil, kar amacı güden şirket olarak görüyor. Sorsak şimdi anlatırlar Ulaşım AŞ ne şu kadar zarar etti falan filan.
Fiyatları belirlerken büyük şehirlerle kıyaslama yapıyorlar ama Denizli’nin kendine göre dinamikleri var.
Örneğin İstanbul’da
Sivil: 2,60 TL
Öğrenci: 1,25 TL
Denizli’de
Sivil: 2,25 TL
Öğrenci: 1,5 TL
Öğrenci biletleri, İstanbul’dan bile pahalı.
İstanbul’da otobüse binince saatlerce gidiyorsunuz. Öğrenciyseniz 1,25, sivilseniz 2,60 TL ödüyorsunuz. Ortalamasını alırsak Denizli’de de en fazla yarım saatlik yol için verdiğimiz ücretle aynı.
İstanbul’da yaşayan vatandaşla, Denizli’de yaşayan vatandaşın gelir düzeyleri arasında ciddi bir fark olduğunu da kabul edersek, bizim ücretler epey yüksek çıkıyor.
Üşenmedim bizzat denedim:
1 hafta boyunca benzinli (dizel ya da gaz değil, benzin) otomobilimle evden işe gittim geldim. Otobüse verdiğim paradan daha az yaktı. Yakın mesafe diyebilirsiniz, Dokuzkavaklar’dan Kınıklı’ya.
Bunun hesabını yapan insanları toplu taşımaya yönlendiremezsiniz. (İnşallah bu yazıyı okuyup hemen benzine zam yapmazlar.)
Denizli’nin bir başından bir başı bisikletle yarım saat sürüyorken, vatandaşları aynı yolu daha uzun zamanda kat eden toplu taşımaya yönlendiremezsiniz.
Diyebilirsiniz ki o zaman bisiklete binsinler!
Ah keşke.
Ama belediyelerimizin bisiklet yolu diye bize yutturdukları şeyler tuzaklarla dolu maalesef. Kendinizi bisiklet yolunda güvende sanırken kamyonun altına girme riskiniz çok yüksek. Normal trafikte bisiklete binmek zaten büyük risk.
Yanı bizim vatandaşlarımızı toplu taşımaya yönlendirmemiz biraz zor görünüyor. O zaman yapmamız gereken trafiği olması gerektiği gibi yapmak.
Altyapı, üstyapı, kavşak inşaatları nedeniyle huni gibi dar sokaklara sıkışan trafiğin ortasına dalan inşaat kamyonları, sağlı sollu parklar nedeniyle tek şeride düşen yolun ortasına araç koyup yük indirip bindirenler, trafik komisyonunca trafiği rahatlatmak amacıyla tek yöne çevrilen yollara ters yönden girerek normal akan trafiği engelleyenler…
Emniyetin Müdürlüğünün önünde ki kavşakta ters yönden giden araç gördüm ben.
Artık trafiği denetlemekle görevli trafik polisleri de bu işe yetişemez duruma geldi.
Nasıl olur bilmem ama EDS olur, MOBESE olur kamera sistemleri bir an önce devreye sokulmalı. Yoksa bu trafik insanların ömründen ömür götürmeye devam eder.