Türk Milleti’nin kalbi Ağustos ayında bir başka çarpar. Türk Milleti, Ağustos ayında doğmuş ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelleri Ağustos ayında atılmıştır. İstiklal Savaşı’nda Batı cephesinde gelişen durum üzerine Batı Cephesi Birlikleri 22 Temmuz 1921’de Sakarya Nehri doğusuna çekilir. Bu geri çekilme üzerine “Ordu nereye gidiyor?” diye bağıranlara rağmen Atatürk, bir önerge verir ve üç ay süreyle Başkomutanlığı kabul edeceğini bildirir. Büyük Millet Meclisi 5 Ağustos 1921 günü kararını vererek tüm yetkilerini fiilen kullanmak hakkını bir kanunla Mustafa Kemal Paşa’ya devretmiştir. Bu kanun 184 üyenin oy birliği ile kabul edilmiştir. Bu kanun üç kez üçer aylık sürelerle uzatılmış sonuçta yine kanunla süresiz olarak yürürlükte bırakılmıştır.
Atatürk, 5 Ağustos Başkumandanlık Kanunu ile yetki alarak 12 Ağustos 1921’den itibaren muharebeleri yerinde sevk ve idare etmiş, aldığı yetkilerle ilk defa seferberlik ilan edilmiş ve Tekâlif-i Milliye Emirleri ile ordunun ihtiyaçları karşılanabilmiştir.
Sakarya Nehri doğusuna çekilen birliklerimizin 10 Eylül’de ki karşı taarruzu karşısında Yunan Ordusu geri çekilmek zorunda kalır. 13 Eylül sonrası Sakarya Nehri’nin doğusundan çekilerek Eskişehir-Afyon doğusu hattında tertiplenmiştir. Türk Ordusunun 26 bin zayiatı birlik mevcuduna göre er zayiatı yüzde 35-40, subay zayiatı yüzde 70-80 arasındaydı. Yunan Ordusunun ise 46 bin zayiatı olmuştur.
Zaferden sonra 20 Ekim 1921’de Fransızlarla ile Ankara Antlaşması, 13 Ekim 1921’de Ruslarla Kars Antlaşması imzalanarak üç cephede savaşmak zorunda kalan Türk Milleti, sadece Yunan cephesi ile savaşmak imkânını elde etmiştir. Ayrıca İtilaf Devletleri ile antlaşmalar yapılarak Sevr Antlaşması fiilen hükümsüz duruma getirilmiştir.
Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra Eskişehir-Afyon hattına çekilen Yunan Ordusuna karşı Batı Cephesi Komutanlığının 26 Ağustos günü başlattığı taarruz ile 27 Ağustos günü Afyon işgalden kurtarılmıştır. 28-29 Ağustos’ta Dumlupınar Mevzileri ele geçirilerek geceleyin Büyük ve Küçük Adatepe bölgesinde düşman kuşatılmıştır. 30 Ağustos 1922’de icra edilen harekâtla 7 Yunan Tümeni kadar kuvvet imha edilmiştir. Yunan birlikleri İzmir istikametine çekilmeye başlamasını müteakip, 1 Eylül günü takip harekâtı ile 2 Eylül günü Yunan Generali Trikopis Uşak bölgesinde 5000 asker ile birlikte esir alınmıştır. 9 Eylül’de İzmir’e giren Türk Ordusu 16 Eylül’e kadar İzmir civarındaki bölgeler kurtarılmıştır. Kurtulabilen Yunan birlikleri 18 Eylül 1922’de Bandırma’dan vapurlara binerek tahliye edilmişlerdir.
15 Mayıs 1919’dan beri Batı Anadolu’yu işgal altında bulunduran Yunan Kuvvetleri kesin sonuçlu muharebe ile yenilgiye uğratılmıştır. Büyük Taarruz ile İstiklal Harbinin askeri cephesi önemli ölçüde tamamlanmıştır. Askeri zaferi Mudanya Mütarekesi(11 Ekim 1922) ve Lozan Barış Antlaşması(24 Temmuz 1923) takip etmiştir.
Tarihimizde görüldüğü üzere, “Başkomutanlık” Atatürk’e Millet Meclisi tarafından verilen yetkiye istinaden savaş alanlarındaki başarılar ve uluslararası antlaşmalar, sonuçta bağımsız, özgür bir devletin temellerinin atıldığı bir süreçtir. Ebedi Başkomutanımız Atatürk’e şükran borçluyuz. Başkomutanımızın fikirleri daima ışığımız olacaktır. Bu vesileyle Türk Milleti’nin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun.