Çağdaş Papa
15 Temmuz Günü başarısız darbe girişimi karşısında vatanımızın ve özgürlüğümüzün korunması için halkın sahiplenme ve kenetlenme adına sergilediği tavırlar takdire şayandı açıkçası… Ancak, IŞİD kafası taşıyan ve gözü dönmüş eşkıya tipleri ile emir eri askerleri karşı karşıya getirip, canice olaylara sebep olmak, halkın ciddi endişe duymasına neden oldu.
Darbe girişimi yapanlar suç işlemişlerdir ve adalet önünde de hesap vereceklerdir.
Sokaktaki gözü dönmüş eşkıyalar da suç işlemişlerdir, bunlar tespit edilmeli, işledikleri cinayetlerden yargılanmalıdırlar.
Bu ülke çok çekti darbelerden ve darbecilerden. Fakat darbenin tek suçlusu mevcut hükümettir. Fethullah ile mücadele edenlere düşman oldunuz. Gazeteci, polis, asker demeden içeri attınız. Ülkenin tüm kurumlarını onlara teslim ettiniz, sizi eleştirenler Ergenekon’cu ya da Balyoz’cu oldu.
İşte bunlardan biri de siyasetin duayenlerinden Adnan Keskin’di. 1998 Yılında Adnan Keskin, Fethullah Gülen için "ÇAĞDAŞ PAPA" dedi diye evi kurşunlandı. Neredeyse Çarmıha gerecekti herkes onu... Ne zamanın Genel Başkanı sahip çıktı kendisine ne de zamanın Denizli İl Başkanı... Bütün gazeteler köşelerine taşıdılar Keskin'i... Tam da 16 sene önce bu günü görmüştü Keskin...
1998 yılında zamanın CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Bakın 16 yıl önce, Hükümeti Fethullah Gülen'le omuz omuza verip irticayı desteklemekle suçladı. Gülen'in hükümetle ilişkilerini bir soru önergesiyle Meclis gündemine getirdi. Düzenlediği basın toplantısında, hükümetin teslimiyetçi ve korkak bir anlayış içinde hareket ettiğini savundu. Gülen'in hükümet ile olan ilişkileri Vatikan'da Papa ile yaptığı görüşmeyi bir soru önergesiyle Meclis gündemine getirdi. Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in yanıtlaması için verdiği soru önergesinde, Gülen'in Roma'da kimin talimatıyla ağırlandığını sordu. Gülen'in Papa'ya karşılıklı burslarla üniversite öğrencisi gönderme teklifinde bulunduğunu ve Papa'yı Türkiye'ye davet ettiğini hatırlatan Keskin, ‘‘Gülen, devlet adına hangi yetki ve sıfatla bu girişimleri yapmaktadır?’’ dedi. Gülen'i, ‘Çağdaş Papa’ olarak niteleyen Keskin, Hükümetin ‘Gülen sütununa’ dayanarak ayakta durmaya çalışıyor" demişti.
Demişti demesine de, Keskin'in başına gelmeyen kalmamıştı. Köşe yazarları neredeyse Keskin'i vatan haini ilan edip köşelerine taşımış, evi kurşunlanmıştı. Genel Sekreter olduğu partisinden de çıkıp bir Allah'ın kulu Keskin'i desteklememişti. Zamanın Denizli İl Başkanı ise gazetelere, “Adnan Keskin çok ayıp etti” gibi basın açıklamaları yapmıştı.
Tamda 16 yıl önce 13 Nisan 2012 yılında, Taha Akyol Hürriyet Gazetesinde köşesine taşıdı o zamanın Genel Sekreteri Adnan Keskin’i ve yerden yere vuran cümleler kurmuştu…
24 Temmuz 1997 Yılında Melih Aşık Milliyet Gazetesinde köşesinde, “Keskin’e Komplo” diye yazmış, “Adnan Keskin gibi isimleri korumasız bırakarak onları saldırganlara teslim ediyor. Zora düştüklerinde demokrasi ve insan haklarını hatırlayan, birisine kızdıklarında alabildiğine pervasız ve vicdansız davranan bir siyasi kadro... Türkiye her türlüsünü görmüştü, siyasi rakibinin canına böylesi pervasız kastedenini ilk kez görüyor” diye yazmıştı.
Bir zamanlar Türkiye için bu kadar önemli olan Gülen AKP Hükümeti de bağrına basıp yedikleri içtikleri ayrı gitmedi. Gelinen nokta, darbe bilmecesi, sokağa dökülen halk, yüzlerce şehit, binlerce açığa alınanlar... İç savaşın içinde bir Türkiye...
Ve… Trajikomik açıklamalar… Fıkra gibi… Düşünebiliyor musunuz? Bir ülkede darbe oluyor, Cumhurbaşkanı darbe girişimini eniştesinden, Başbakan ise "eşinden, dostundan" öğrendiğini söylüyor. Erdoğan'ın darbe akşamı MİT Müsteşarı Fidan'a ulaşamaması üzerine Başbakan Yardımcısı Canikli "istihbarat zafiyeti var" açıklaması yapıyor.